ROSERGOL 100 mg daðýlabilir tablet (10 tablet) Klinik Özellikler
World Medicine İlaç San. ve Tic. Ltd.Şti
[ 7 March 2023 ]
World Medicine İlaç San. ve Tic. Ltd.Şti
[ 7 March 2023 ]
Doksisiklin yetişkinlerde ve çocuklarda aşağıdaki enfeksiyonların tedavisinde tavsiye edilir (bkz. madde 4.2, 4.3 ve 5.1)
Chlamydophila (eskiden: Chlamydia) pneumoniae; Mycoplasma pneumoniae ve Chlamydophila (eskiden: Chlamydia) psittaci gibi atipik patojenler tarafından sebep olunanlar dahil, hafif, hastane dışı zatürre;
Genellikle doksisiklinin tavsiye edilen dozu ve verilme sıklığı tetrasiklinlerden farklıdır. Tavsiye edilen dozlardan daha yüksek dozların uygulanması ilacın yan etkilerini arttırabilir.
Yetişkinler ve gençler (12 yaşından büyük 18 yaşından küçükler)
Genellikle doksisiklinin akut enfeksiyonların tedavisi için uygulanan doz, yetişkinlerde 12 yaşından büyük, 18 yaşından küçük çocuklarda ilk gün 200 mg (bir defada veya bölünmüş dozlar şeklinde), daha sonra ise günde 100 mg'dır. Ağır enfeksiyonlarda dozu tüm tedavi boyunca 200 mg'lık dozlar verilmelidir.
8 yaşından büyük 12 yaşından küçük çocuklar (bakınız madde 4.4)
8 yaşından büyük 12 yaşından küçük çocuklarda doksisiklin uygulaması, başka ilaçlara erişim imkanı olmadığında, başka ilaçların etkili olmadığı ya da sakıncalı olduğu durumlarda başlatılmalıdır.
Bu durumda akut enfeksiyonların tedavisinde aşağıdaki dozlar uygulanır: Vücut kütlesi 45 kg veya daha küçük olan çocuklarda:
Başlangıç dozu vücut kütlesinin her kilogramı başına günde (bir defada, ya da ikiye bölünmüş olarak) 4,4 mg'dır. Daha sonra vücut kütlesine göre, günde kg başına (bir defada veya ikiye bölünmüş olarak) 2,2 mg hesaplanarak verilir.
Ağır enfeksiyonlarda dozu tüm tedavi boyunca vücut kütlesinin her kilogramı başına 4,4 mg'a kadar yükseltmek gerekir.
Vücut kütlesi 45 kg'dan daha büyük olan çocuklarda ilacın dozu yetişkinlerde olduğu gibi ayarlanır.
ROSERGOL uygulaması sırasında 100 mg'dan daha küçük dozlar elde edilemez. Doksisiklin içeren başka bir tedavi ürünü verilmelidir.
Doğumdan itibaren 8 yaşına kadar olan çocuklar
8 yaşın altındaki çocukların dişlerinde renk değişimi riski nedeniyle (bkz. madde 4.4 ve 4.8) Doksisiklin uygulanmamalıdır.
Tedavi süresi
Tedavi genelde 5 ila 10 gün sürer. İlaç enfeksiyon belirtilerinin ve ateşin kaybolmasından sonra en az 24 ila 48 saat daha verilmelidir.A grubu beta hemolitik streptokoklardan ileri gelen enfeksiyonlarda, akut eklem enflamasyonu veya akut post-streptokoksik glomerulonefrit ortaya çıkmasını önlemek için tedavi en az 10 gün sürmelidir.
Spesifik enfeksiyonlar için doz:
İdrar - üreme sistemi enfeksiyonları:
Yetişkinlerde üretra, servikal ve makatta Chlamydia trachomatis tarafından neden olunan komplike olmayan enfeksiyonlar; üretrada Ureaplasma urealyticum tarafından sebep olunan Klamidya enflamasyonu: 7 gün boyunca günde iki kez 100 mg
Chlamydia trachomatis veya Neisseria gonorrhoeae'den ileri gelen akut epididim enfeksiyonunun alternatif tedavisi: 10 gün boyunca günde iki kez 100 mg
Frengi - primer ve sekonder: 2 gün boyunca günde iki kez 200 mg
Lymphogranuloma venereum (ing. Lymphogranuloma venereum, LVG): 21 gün boyunca 200
mg
Lyme hastalığı: (Hastalığın erken evrelerinde) 14 ila 21 gün boyunca (daha geç evrelerinde) 1 aya kadar günde 200 mg.
Şarbon:
Bulaştıktan sonra profilaksi: 60 gün boyunca iki kez 100 mg
Doksisikline ya da 6.1. maddesinde belirtilen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı hassasiyet,
Başka tetrasiklinlere karşı aşırı hassasiyet,
Doksisiklin gebelikte kontrendikedir. Hamilelik sırasında tetrasiklin kullanımıyla ilişkili risklerin ağırlıklı olarak dişler ve iskelet gelişimi üzerindeki etkilerden kaynaklandığı görülmektedir. (diş gelişimi sırasında kullanımla ilgili olarak bölüm 4.4'e bakınız).
8 yaşın altındaki çocuklar dişlerde renk değişimi riski nedeniyle (bkz. madde 4.2) kontrendikedir.
Çocuklarda
Diş gelişimi sırasında (gebeliğin son yarısı, bebeklik ve çocukluktan 8 yaşına kadar) tetrasiklin sınıfı ilaçların kullanımı dişlerde kalıcı renk değişikliğine (sarı-gri-kahverengi) neden olabilir. Bu advers reaksiyon, ilaçların uzun süreli kullanımı sırasında daha yaygın olmakla birlikte, tekrarlanan kısa süreli tedavileri takiben gözlenmiştir. Mine hipoplazisi de bildirilmiştir. 8 yaşından küçük pediyatrik hastalarda doksisiklin, yalnızca potansiyel faydaların ciddi veya yaşamı tehdit eden koşullarda risklerden daha ağır basması beklendiğinde, ancak yeterli alternatif tedavi olmadığında kullanılır.
8 yaşından 12 yaşına kadar olan çocuklarda kalıcı dişlerin lekelenmesi riski nadir olmakla birlikte, diğer ilaçların bulunmadığı, etkili olma ihtimalinin olmadığı veya kontrendike olduğu durumlarda doksisiklin kullanımı dikkatli bir şekilde gerekçelendirilmelidir.
Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kullanım
ROSERGOL karaciğer yetmezliği olan veya potansiyel olarak hepatotoksik ilaçlar alan hastalara dikkatle uygulanmalıdır.
Böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanım
Normal böbrek fonksiyonu olan bireylerde böbrek tarafından doksisiklin atılımı yaklaşık
%40/72 saattir. Bu yüzde atılım, şiddetli böbrek yetmezliği olan kişilerde (kreatinin klerensi 10 ml/dk'nın altında) %1-5/72 saat gibi düşük bir aralığa düşebilir. Çalışmalar, normal ve ciddi derecede böbrek fonksiyon bozukluğu olan bireylerde doksisiklinin serum yarı ömründe anlamlı bir fark göstermemiştir. Hemodiyaliz, doksisiklinin serum yarı ömrünü değiştirmez. Tetrasiklinlerin anti-anabolik etkisi, kan üresinde bir artışa neden olabilir. Bugüne kadar yapılan çalışmalar, böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda Doksisilin kullanımıyla bu anti- anabolik etkinin ortaya çıkmadığını göstermektedir.
Ciddi cilt reaksiyonları
Doksisiklin alan hastalarda eksfolyatif dermatit, eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz ve eozinofili ve sistemik semptomlarla (DRESS) ilaç reaksiyonu gibi ciddi cilt reaksiyonları bildirilmiştir. Ciddi cilt reaksiyonları meydana gelirse, doksisiklin derhal kesilmeli ve uygun tedaviye başlanmalıdır.
Işığa duyarlılık
Abartılı güneş yanığı reaksiyonu ile kendini gösteren ışığa duyarlılık, doksisiklin dahil tetrasiklin alan bazı kişilerde gözlenmiştir. Doğrudan güneş ışığına veya ultraviyole ışığa maruz kalması muhtemel hastalara, bu reaksiyonun tetrasiklin ilaçları ile ortaya çıkabileceği konusunda bilgi verilmeli ve cilt eriteminin ilk belirtisinde tedavi kesilmelidir.
Doksisiklin alan hastalarda da fotoonikoliz bildirilmiştir. İyi huylu intrakraniyal hipertansiyon
Tetrasiklin alan bireylerde bebeklerde şişkin fontaneller bildirilmiştir. İyi huylu intrakraniyal hipertansiyon (psödotümör serebri), doksisiklin dahil tetrasiklinlerin kullanımı ile ilişkilendirilmiştir. Benign intrakraniyal hipertansiyon (psödotümör serebri) genellikle geçicidir, ancak doksisiklin dahil tetrasiklinlerle benign intrakraniyal hipertansiyona (psödotümör serebri) ikincil kalıcı görme kaybı vakaları bildirilmiştir. Tedavi sırasında görme bozukluğu meydana gelirse, derhal oftalmolojik değerlendirme için uyarılır. İlaç kesildikten sonra intrakraniyal basınç haftalarca yüksek kalabileceğinden, hastalar stabilize olana kadar izlenmelidir. İzotretinoinin aynı zamanda iyi huylu intrakraniyal hipertansiyona neden olduğu bilindiğinden, izotretinoin veya diğer sistemik retinoidler ve doksisiklinin birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.
Mikrobiyolojik aşırı büyüme
Antibiyotik kullanımı bazen Candida dahil duyarlı olmayan organizmaların aşırı çoğalmasına neden olabilir. Dirençli bir organizma ortaya çıkarsa, antibiyotik kesilmeli ve uygun tedavi başlatılmalıdır. Doksisiklin dahil hemen hemen tüm antibakteriyel ajanlarla psödomembranöz kolit bildirilmiştir ve şiddeti hafif ila yaşamı tehdit edici arasında değişmektedir. Antibakteriyel ajanların verilmesini takiben diyare ile başvuran hastalarda bu tanının düşünülmesi önemlidir.
Clostridium difficile ile ilişkili diyare, doksisiklin dahil hemen hemen tüm antibakteriyel ajanların kullanımıyla rapor edilmiştir ve şiddeti hafif diyareden ölümcül kolite kadar değişebilir. Antibakteriyel ajanlarla tedavi, kolonun normal florasını değiştirerek C. difficile'nin aşırı büyümesine neden olur.
C. difficile, Clostridium difficile ile ilişkili diyare gelişimine katkıda bulunan A ve B toksinlerini üretir.
Clostridium difficile'nin hipertoksin üreten suşları, bu enfeksiyonlar antimikrobiyal tedaviye dirençli olabileceğinden ve kolektomi gerektirebileceğinden, artan morbidite ve mortaliteye neden olur. Antibiyotik kullanımını takiben diyare ile başvuran tüm hastalarda Clostridium difficile ilişkili diyare düşünülmelidir. Diyare antibakteriyel ajanların uygulanmasından iki ay sonra meydana geldiği rapor edildiğinden, dikkatli bir tıbbi öykü gereklidir.
Özofajit
Doksisiklin dahil tetrasiklin sınıfındaki ilaçların kapsül ve tablet formlarını alan hastalarda özofajit ve özofagus ülseri vakaları bildirilmiştir. Bu hastaların çoğu, yatmadan hemen önce veya yetersiz miktarda sıvı ile ilaç alır.
Porfiri
Tetrasiklin alan hastalarda nadiren porfiri raporları olmuştur. Cinsel hastalık
Birlikte var olan sifilizden şüphelenilen zührevi hastalığı tedavi ederken, karanlık alan muayeneleri de dahil olmak üzere uygun teşhis prosedürleri kullanılmalıdır. Tüm bu durumlarda, en az dört ay boyunca aylık serolojik testler yapılmalıdır.
Beta hemolitik streptokok enfeksiyonları
A grubu beta hemolitik streptokoklara bağlı enfeksiyonlar en az 10 gün tedavi edilmelidir. Miyasteni gravi
Zayıf nöromüsküler blokaj potansiyeli nedeniyle, miyastenia gravisli hastalara tetrasiklin verilirken dikkatli olunmalıdır.
Sistemik lupus eritematoz
Tetrasiklinler SLE'nin alevlenmesine neden olabilir Metoksifluran
Metoksifluran ile tetrasiklinlerin uygulanmasında dikkatli olunması önerilir. Jarisch-Herxheimer reaksiyonu
Spiroket enfeksiyonu olan bazı hastalar, doksisiklin tedavisine başlandıktan kısa bir süre sonra bir Jarisch-Herxheimer reaksiyonu yaşayabilir. Hastalara bunun spiroket enfeksiyonlarının antibiyotik tedavisinin genellikle kendi kendini sınırlayan bir sonucu olduğu konusunda güvence verilmelidir.
Doksisiklinin absorpsiyonu, alüminyum, kalsiyum, magnezyum içeren antasitler veya bu katyonları içeren diğer ilaçlar ile birlikte uygulandığında bozulabilir; oral çinko, demir tuzları veya bizmut müstahzarları. Dozajlar maksimum düzeyde ayrılmalıdır.
Bakteriyostatik ilaçlar penisilinin bakterisidal etkisine müdahale edebileceğinden, doksisilin penisilin ile birlikte verilmesinden kaçınılması tavsiye edilir.
Varfarin ve doksisiklin alan hastalarda uzamış protrombin zamanı raporları vardır. Tetrasiklinler plazma protrombin aktivitesini baskılar ve eş zamanlı antikoagülanların azaltılmış dozları gerekli olabilir.
Hastalar aynı anda barbitüratlar, karbamazepin veya fenitoin alıyorsa, doksisiklinin serum yarı ömrü kısalabilir. Günlük doksisilin dozunda bir artış düşünülmelidir.
Alkol, doksisiklinin yarı ömrünü azaltabilir.
Birkaç hamilelik veya ani kanama vakası, tetrasiklin antibiyotiklerinin oral kontraseptiflerle eşzamanlı kullanımına bağlanmıştır.
Doksisiklin, siklosporinin plazma konsantrasyonunu artırabilir. Birlikte uygulama yalnızca uygun izleme ile gerçekleştirilmelidir.
Tetrasiklinler ve metoksifluranın eşzamanlı kullanımının ölümcül renal toksisite ile sonuçlandığı bildirilmiştir.
İzotretinoin veya diğer sistemik retinoidler ile doksisiklinin birlikte kullanımından kaçınılmalıdır. Tek başına kullanılan bu ajanların her biri, iyi huylu intrakraniyal hipertansiyon (psödotümör serebri) ile ilişkilendirilmiştir.
Etkileşim açısından özel popülasyonlara ilişkin veri bulunmamaktadır.
Etkileşim açısından pediyatrik popülasyona ilişkin veri bulunmamaktadır.
Gebelik kategorisi D'dir.
Veri yoktur.
Doksisiklin hamileliğin ikinci ve üçüncü çeyreklerinde kontrendikedir (bkz. madde 4.3). Hamileliğin birinci çeyreğinde de bir tedbir olarak Doksisiklin kullanmaktan kaçınılmalıdır. Hamileliğin birinci çeyreğinde çok sayıda uygulama sonucunda şimdiye kadar alınan veriler, Doksisiklin uygulamasının doğumdan gelen risklerinin arttığı yönünde bir gösterge oluşturmamaktadır. Doksisiklinin hamileliğin ikinci ve üçüncü çeyreğinde uygulanması bebekte süt dişlerinin kalıcı olarak renk değiştirmesine ve kemiklerin gelişmesinde gecikmelere neden olabilir. Hayvanlar üzerinde yapılan testler reprodüksiyon üzerindeki olumsuz etkisini göstermiş, ancak fetüs üzerinde herhangi bir olumsuz etkisine rastlanmamıştır. (bkz. madde 5.3). Tetrasiklinler plasentadan geçebilmektedirler.
Emzirme döneminde Doksisiklin kullanmamak gerekir. Tetrasiklinler insan sütüne geçerler. Tetrasiklin alan kadınların yeni doğanlarda ve anne sütüyle beslenen bebeklerinde dişlerin renk değiştirmesi ve kemiklerde büyümenin gecikmesi olguları üzerindeki etkisinden kaçınmayı garanti etmek mümkün olmamaktadır.
Bebek için anne sütü ile beslenmenin faydaları ile annenin tedavisinden gelen faydaları dikkate alarak emzirmeye mi yoksa ROSERGOL ile tedaviye mi ara verileceği konusunda karar verilmelidir.
Doksisiklinin oral yoldan alınması Sprague-Develey cinsi farelerin dişi ve erkeklerinde doğurganlık ve üreme kabiliyetlerine olumsuz etkileri olmuştur. (bkz. madde 5.3). Doksisiklinin insanlarda doğurganlık konusundaki etkileri hakkında bilgi yoktur.
Doksisiklinin ağır makine kullanma veya araç sürme yeteneği üzerindeki etkisi araştırılmamıştır. Doksisiklinin bu yetenekleri etkileyebileceğini gösteren hiçbir kanıt yoktur.
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek
≥.1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Sistem Organ Sınıfı | Yaygın | Yaygın olmayan | Seyrek | Bilinmiyor |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar |
| Vajinal enfeksiyon | Candida enfeksiyon |
|
Kan ve lenf sistemi hastalıkları |
|
| Hemolitik anemi, nötropeni, trombositopeni, eozinofili |
|
Bağışıklık | Aşırı duyarlılık |
| Eozinofili ve |
|
sistemi | (anafilaktik şok, | sistemik | ||
hastalıkları | anafilaktik reaksiyon, | semptomlarla | ||
| anafilaktoid | seyreden ilaç | ||
| reaksiyon, | reaksiyonu (DRESS) | ||
| anjiyoödem, sistemik | Jarisch-Herxheimer | ||
| lupus eritematozus | reaksiyonu | ||
| alevlenmesi (bkz. |
| ||
| bölüm 4.4), |
| ||
| perikardit, serum |
| ||
| hastalığı, Henoch- |
| ||
| Schonlein purpurası, |
| ||
| hipotansiyon, dispne, |
| ||
| taşikardi, periferik |
| ||
| ödem ve ürtiker) |
|
Endokrin sistemi hastalıkları |
|
| Tiroid bezlerinin kahverengi-siyah mikroskobik renk değişikliği |
|
Metabolizma ve beslenme hastalıkları |
|
| Porfiri, iştah azalması |
|
Sinir sistemi hastalıkları | Baş ağrısı |
| Anksiyete iyi huylu intrakraniyal hipertansiyon (psödotümör serebri), bıngıldak şişkinliği |
|
Kulak ve iç kulak hastalıkları |
|
| kulak çınlaması |
|
Göz hastalıkları |
|
| Görme bozukluğu |
|
Kalp ve damar hastalıkları |
|
| Kızarma |
|
Gastrointestinal hastalıklar | Bulantı kusma | Dispepsi (Mide ekşimesi/gastrit) | Pankreatit, psödomembranöz kolit, Clostridium difficile kolit, özofagus ülseri, özofajit, enterokolit, anogenital bölgede inflamatuar lezyonlar (monilial aşırı büyüme ile), disfaji, karın ağrısı, diyare, glossit, stomatit | Diş renk değişikliği |
Hepato-bilier hastalıklar |
|
| Karaciğer yetmezliği, hepatit, hepatotoksisite, sarılık, anormal karaciğer fonksiyonu |
|
Deri ve deri-altı doku hastalıkları | Fotosensitivite reaksiyonu, makülopapüler ve eritematöz |
| Toksik epidermal nekroliz, Stevens- Johnson sendromu, eritema multiforme, |
|
| döküntüleri içeren döküntü |
| eksfolyatif dermatit, fotoonikoliz, cilt hiperpigmentasyonu |
|
Kas iskelet sistemi hastalıkları |
|
| Artralji, miyalji |
|
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları |
|
| Artmış kan üresi |
|
a Doksisiklin dahil tetrasiklinlerle ilişkili olarak, olası baş ağrısı, kusma, bulanık görme, skotom, çift görme veya kalıcı görme kaybı gibi görme bozuklukları semptomlarıyla birlikte iyi huylu intrakraniyal hipertansiyon bildirilmiştir.
b Doksisiklin ile tedavi edilen spiroket enfeksiyonları ortamında.
c Kronik doksisiklin kullanımı ile.
Benign intrakraniyal hipertansiyon (psödotümör serebri) ile ilişkili
Doz aşımı belirtileri
Antibiyotiklerle akut doz aşımı nadirdir. Doz aşımı durumunda ilaç bırakılır. Gastrik lavaj artı uygun destekleyici tedavi endikedir.
Diyaliz, serum yarılanma ömrünü değiştirmez ve bu nedenle doz aşımı vakalarının tedavisinde faydalı olmaz.