TALOZIN 160 mg 50 tablet Klinik Özellikler
Adeka İlaç ve Kimyasal Ürünler San. Ve Tic. A.Ş.
[ 17 November 2011 ]
Adeka İlaç ve Kimyasal Ürünler San. Ve Tic. A.Ş.
[ 17 November 2011 ]
• Semptomatik ve tedavi gerektiren taşikardik supraventriküler kalp ritim bozuklukları
(örneğin AV ileti bozukluğuna bağlı taşikardiler, WPW sendromundaki
supraventriküler taşikardiler veya paroksismal atrium fibrilasyonu.)
Pozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi:
Dozaj, kan basıncına ve tedavi yanıtına göre bireysel olarak saptanmalıdır. Sotalol
hidroklorür’ün dozajı 2-3 günlük doz arttırım aralıkları ile yavaş yavaş ayarlanmalıdır. Basamaklı doz ayarlaması aritminin kontrolü için gerekenden daha fazla ilaç alimini engelleyecektir. Önerilen başlangıç dozu günde 2 kere 80 mg’dır.
Bu doz gerekiyorsa uygun bir değerlendirmeden sonra 240-320 mg/gün kadar yükseltilebilir. Hastaların çoğunda günde 2 veya 3 seferde toplam 160-320 mg ile tedavi yanıtı alınabilmektedir. Hayati tehlike arz eden refrakter ventriküler aritmileri olan bazı hastalarda günlük doz 480-640 mg’a yükseltilebilir.
Uzun eliminasyon yarı ömründen dolayı genelde günde iki kereden daha çok alınması gerekmez. Sotalol başlıca idrarla atıldığından ve eliminasyon yarı ömrü böbrek yetmezliği sebebi ile uzadığından doz aralığı modifiye edilmelidir.
Uygulama şekli: Yemeklerden önce bir miktar sıvı ile alınmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler :
Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:
Böbrek fonksiyonu sınırda olan hastalarda birikme tehlikesi birkaç kat daha fazla olduğu için bu hastalarda renal klirens dozu, kalp hızı (50 atım/ dakika’dan az olmayacak şekilde) ve klinik etki göz önüne alınarak ayarlanmalıdır. Ağır böbrek yetmezliğinde TALOZİN alınması sadece sıkı EKG kontrolü ve serum konsantrasyonu kontrolü altında tavsiye edilir.
Kreatinin klirensi 60 ml/dakika’nın üzerinde olan hastalarda TALOZİN 12 saatte bir uygulanmalıdır. Kreatinin klirensi 30-59 ml/dakika olan hastalarda 24 saatte bir , 10-29 ml/dakika arasında olanlarda 36-48 saatte bir uygulanmalıdır. Kreatinin klirensi 10 ml/dakika’ nın altında olanlarda doz kişiye özel olarak belirlenmelidir.
Pediyatrik popülasyon:
Sotalol hidroklorürün çocuklarda etkililiği ve güvenliliği hakkında bilgi yoktur.
Geriyatrik popülasyon:
Pacemakerın mevcut olmadığı sinüs bradikardisi, hasta sinüs sendromu, ikinci veya üçüncü derece AV blok durumlarında,
Konjenital veya sonradan ortaya çıkmış uzun QT sendromunda,
Kardiyojenik şokta, kontrolsüz konjenital kalp yetmezliğinde,
Hipopotasemide,
Miyokardiyal depresyona yol açan anestezide,
Tedavi edilmemiş feokromositomada,
Hipotansiyon (aritmiden dolayı olan hariç),
Raynaud’ s fenomeni ve şiddetli periferik dolaşım bozukluğunda,
Kronik obstruktif akciğer hastalığı veya bronşiyal astmada,
Metabolik asidozda,
Böbrek yetmezliğinde (kreatinin klirensi < 10 ml/min.),
Sotalol hidroklorür’e karşı önceden bilinen aşırı hassasiyet durumlarında kontrendikedir.
Proaritmi:
Diğer anriaritmik ajanlar gibi sotalol hidroklorür bazı hastalarda yeni gelişen veya daha ciddileşen ventriküler aritmilere (uzun süreli ventriküler taşikardi veya ventriküler fibrilasyon gibi) neden olabilir. Kardiyak repolarizasyon üzerindeki etkisinden dolayı QT zaman aralığının uzaması ve elektriksel olarak aks kayması ile beraber polimorfik bir ventriküler taşikardinin oluşumu olan torsades de pointes sotalol hidroklorür ile gelişen proaritmelerin en yaygın formudur. Proaritmik olaylar en çok tedavinin başlangıcından sonra yedi gün içerisinde veya doz arttırımlarında görülür. Her durumda tedavi sırasında 500 milisaniyeden fazla QT aralığı ölçülen hastalara azami dikkat gösterilmelidir.
). Kadınlar artan torsades de pointes gelişmesi riski altında olabilir.
Torsades de pointes’in oluş sıklığı dozla bağlantılıdır. Torsades de pointes genellikle başlangıç tedavinin veya doz yükseltilmesinin ilk 7 günü içinde meydana gelir ve ventriküler fibrilasyon gelişebilir.
Sürekli VT/VF’si olan hastalarla yapılmış klinik çalışmalarda ciddi proaritmi insidansı ( Torsades de Pointes veya yeni gelişen sürekli VT/VF), 320mg’a kadar olan dozlarda %2 bulunmuştur. İnsidans daha yüksek dozlarda iki katından fazladır.
Torsades de pointes için diğer risk faktörleri QTc ‘nin aşırı uzatılması ve geçmişte yaşanmış konjestif kalp yetmezliği veya kardiyomegalidir. Kanıtlanmış ventriküler taşikardisi ve konjestif kalp yetmezliği hikayesi olan hastalar en yüksek ciddi proaritmi riskine sahip olan gruptur (%7).
Proaritmik olaylar sadece başlangıç tedavisi sırasında değil, her artırılmış doz uygulamasında beklenmelidir. Dereceli olarak arttırılan doz titrasyonu ile 80 mg’lık başlangıç tedavisi proaritmi riskini düşürür. QTC: aralığı 550 milisaniyeyi aşıyorsa doz azaltımı veya tedaviye devam edilmemesi ciddi olarak düşünülmelidir. Torsades de pointes ile ilişkilendirilmiş birden fazla risk faktörünün varlığına rağmen QTc: aralığı ne olursa olsun dikkatli davranılmalıdır.
Konjestif kalp yetmezliği:
Konjestif kalp yetmezliğinde dolaşım fonksiyonlarını desteklemek amacıyla sempatik stimulasyon yapılması gereklidir. Beta blokaj myokardiyal kontraktilitenin deprese olmasına ve daha ciddi problemlerin meydana gelmesine neden olabilir. Dijital ve/ veya diüretik ile tedavi edilen konjestif kalp yetmezliği hastalarında sotalol hidroklorür dikkatli kullanılmalıdır.
Elektrokardiyografik değişiklikler:
Aşırı uzatılmış QT aralığı, (>500 milisaniye), toksisite belirtisi olabilir ve sakınılmalıdır. (bkz. Proaritmi). Klinik çalışmalarda, sotalol alan hastalarda sinüs bradikardisi çok sıklıkla gözlemlenmiştir. Bradikardi torsades de pointes rskini arttırır. Sinüs duraklaması, sinüs durması ve sinüs düğümü disfonksiyonu hastaların %Y inden azında meydana gelir. İkinci veya üçüncü derece AV blok insidansı yaklaşık %1’dir.
Elektrolit bozuklukları:
Hipokalemi veya hipomagnezemisi olan hastalarda bu dengesizlik durumu düzeltilmeden Sotalol hidroklorür tedavisine başlanması QT zaman aralığının uzamasına ve torsade de pointes riskinin artmasına neden olur. Uzun süreli diyare olan veya beraberinde diüretik alan hastalarda elektrolit ve asit baz dengesine dikkat edilmelidir.
İletim bozuklukları:
QT zaman aralığının aşırı uzaması durumlarında kullanılmamalıdır.
Yakın zamanda geçirilen miyokard infarktüsü:
Sotalol hidroklorür miyokard infarktüsünü takiben hayati tehlike arz eden ventriküler aritmilerin uzun süreli tedavisinde etkin ve güvenilir olarak kullanılabilir. Miyokard infarktüsünden sonraki 2 haftalık sürede, özellikle belirgin ventriküler fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, dikkatli doz ayarlaması yapılması büyük öneme sahiptir. TALOZİN ciddi ventriküler aritmisi olmayan, sol ventriküler ejeksiyon fraksiyonu <%40 olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Diyabet:
Beta-blokörler, akut hipogliseminin bazı önemli ön bulgularını (taşikardi gibi) maskeleyebildiklerinden özellikle labil diyabet hastaları başta olmak üzere spontan hipoglisemi hikayesi olan hastalarda sotalol hidroklorür dikkatlice kullanılmalıdır. Sotalol, beta blokör etkisi nedeniyle alerjenlere ve ağır anafilaktik reaksiyonlara karşı hassasiyeti arttırabilir. Geçmişinde ciddi ve aşırı hassasiyet reaksiyonu olan ve desensitizasyon tedavisi altında olan hastalarda ağır anafilaktik reaksiyon oluşma riski daha yüksektir. Bu nedenle bu tür hastalarda daha sıkı bir endikasyon ayarlaması önerilir.
Hasta sinüs sendromu:
Sotalol genellikle semptomatik aritmi ile seyreden hasta sinüs sendromunda önerilmez, çünkü bradikardi, sinüs durakları veya sinüs arestine neden olabilir. Sotalol AFIB ve sinüs düğümü disfonksiyonu olan hastalarda özellikle elektrik şoku uygulaması (kardiyoversiyon) sonrası Torsades de Pointes riskini artırır. Sotalol elektrik şoku uygulamasını takiben bradikardi ve QTc uzamasını artırır. Hasta sinüs sendromu ile birlikte seyreden AFIB/AFL hastaları, bradikardi semptomlarını kontrol eden pacemaker implante edildi ise sotalol ile tedavi edilebilir.
Hipotansiyon:
Sotalol, sistolik ve diyastolik kan basıncında anlamlı düşüş yaratır ve hipotansiyonla sonuçlanabilir. Sotalol genellikle iyi tolere edildiği halde, kalbin çalışmasında bozukluk olabilecek hastalarda hemodinamik monitörizasyon yapılmalıdır
Ani kesilmeler:
Beta-blokör tedavinin kesildiği hastalarda katekolaminlere hipersensitivite gözlenmiştir. Beta blokörlerin ani kesilmesinde angina pektoris şiddetlenmesi olan nadir vakalar, aritmiler ve bazı durumlarda miyokard infarktüsü raporlanmıştır.
Bununla birlikte, kronik olarak kullanılan sotalol kesildiğinde, özellikle iskemik kalp hastalığı olan hastalarda, hasta dikkatlice izlenir ve uygun olduğunda geçici olarak alternatif beta-blokör kullanımı göz önünde bulundurulur. Eğer mümkünse sotalol dozu 1-2 haftalık periyotta kademeli olarak azaltılmalıdır. Eğer angina veya akut koroner yetersizlik gelişirse, uygun tedavi derhal başlatılmalıdır. Hastalar, doktor tavsiyesi olmaksızın tedaviye ara verme ya da kesilme konusunda uyarılmalıdır. Çünkü koroner arter hastalığı yaygındır ve sotalol alan hastada tanınmayabilir, aritmili hastalarda ani kesilme latent koroner yetersizliği meydana çıkarabilir. İlave olarak hipertansiyon gelişebilir.
Alerjik olmayan bronkospazm:
Bronkospastik hastalıkları olan hastalar genel olarak beta blokör almazlar. Eğer sotalol verilirse, beta2 reseptörlerin endojen yada eksojen katekolamin stimülasyonu ile meydana getirdiği bronkodilatasyonun inhibisyonunu minimize etmek için en küçük efektif dozda kullanılır.
Tirotoksikozis:
Beta-blokaj, hipertiroidizmin belirli klinik işaretlerini (örn, taşikardi) maskeleyebilir. Takiben tiroid krizini de içeren hipertiroidizm semptomlarının şiddetlenebileceği beta blokörlerin ani bırakılmasından sakınılmalıdır. Tiroid zehirlenmesi ile seyreden AFIB’de sotalolün beta-blokör etkisi kalp hızının kontrol altına alınmasında yararlı olabilir, fakat bunu belirlemiş çalışma yoktur.
Anestezi:
Önemli cerrahi geçiren beta-blokör tedavisi alan hastaların yönetimi tartışmalıdır. Beta-blokör alan hastalarda uzun süren şiddetli hipotansiyon ve normal kardiyak ritmin eski haline gelmesi ve sürdürülmesinde güçlük raporlanmıştır.
İlaç/ laboratuvar test girişimleri:
Florometrik ya da fotometrik metodlar ile ölçüldüğünde, idrarda sotalol varlığı yüksek düzeyde üriner metanefrin sonucu verebilir
Ayrıca; kişisel veya ailesel hikayelerinde psöriyazis olan hastaların TALOZİN gibi beta-blokörlerle tedavisi yarar/zarar oranı iyice gözden geçirildikten sonra yapılmalıdır.
Çünkü bu tip ilaçlar psöriyazisi tetikleyebilir, bu hastalığın semptomlarını şiddetlendirebilir veya kepeklenme tarzında deri kabartılarına ( ekzantemler) yol açar.
Anafilaksi:
Özgeçmişinde çeşitli allerjenlere karşı anafilaktik reaksiyon öyküsü olanlarda, aynı allerjenlere tekrar maruz kalındığında daha şiddetli reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu gibi hastalar, allerjik reaksiyonların tedavisinde adrenalinin (epinefrin) her zamanki dozlarına cevap göstermeyebilirler.
Böbrek yetmezliği:
Antiaritmikler: Refrakter durumunu uzatma potansiyelleri olduğundan disopramid, kinidin
ve prokainamid gibi Sınıf la antiaritmik ilaçlar ile amiodaron gibi Sınıf III ilaçlarının Sotalol hidroklorür ile beraber kullanılması önerilmez. Sınıf Ib ve Sınıf Ic antiaritmikleri ile beraber kullanımına ilişkin tecrübeler sınırlıdır. Sotalol hidroklorür ile beraber diğer beta-blokör ajanların kullanımında Sınıf II ilaçlara ilişkin aditif etkilerin gözlenmesi beklenmelidir.
Digoksin: Sotalol hidroklorürün tek veya çoklu dozları genel serum digoksin düzeyini
etkilemez. Ayrıca digoksin almakta olan hastalarda sotalol hidroklorüre bağlı olarak en çok proaritmi olayları gözlenir.
Kalsiyum kanal blokörleri: Atrioventriküler iletim veya ventriküler fonksiyonlar üzerindeki muhtemel aditif etkilerinden dolayı kalsiyum blokörlerinin sotalol hidroklorür ile beraberce kullanımında azami dikkat sarfedilmelidir.
Katekolamin tüketen ajanlar: Katekolamin tüketicisi ile beraber sotalol hidroklorür verilen
hastalar, hipotansiyon ve/ veya belirgin bradikardi oluşumu açısından yakından takip edilmelidir. Rezerpin, guanetidin veya alfa metildopa gibi katekolamin tüketicisi moleküller ile beraber beta blokör verilmesi dinlenme durumunda sempatik sinir aktivitesinde aşırı azalmaya neden olabilir..
Insülin ve oral antidiyabetikler: Hiperglisemi oluşabileceğinden insülin veya antidiyabetik ilaçların dozlarının yeniden ayarlanması gerekebilir. Hipoglisemi semptomları maskelenebilir.
Beta-2-reseptör stimülanları: Sotalol ile beraber kullanıldığında salbutamol, terbutalin ve isoprenalin gibi beta agonistlerinin doz arttırılması gerekebilir.
Klonidin: Klonidin tedavisine son verildiğinde bazı zamanlar rebound hipertansiyonu
şiddetlenebileceğinden sotalol hidroklorür alan hastalarda klonidin kullanımına ara verilmesi sırasında dikkatli olunmalıdır.
QT zaman aralığını uzatan ilaçlar: Sotalol hidroklorür Sınıf I antiaritmik ajanlar, fenotiyazinler, trisiklik antidepresanlar, terfenadin ve astemizol gibi QT zaman aralığını uzatan diğer ilaçlar ile beraber kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Ayrıca; barbitüratlar ve narkotikler, antihipertansifler, diüretikler ve vazodilatörlerle tedavi sırasında sotalol kullanılması da kan basıncını fazla düşürebilir. Sotalol, narkotikler ve antiaritmiklerin kardiyo-depresif etkileri aditif olabilir. Tübokürarin kaynaklı nöromüsküler blokaj beta-adrenerjik reseptörlerin inhibisyonu ile şiddetlenebilir. Bu nedenle anestezi uzmanları sotalolun bu etkisi konusunda bilgilendirilmelidir.
Sotalolun rezerpin, alfa-metil dopa, guanfasin ve kalp glikozitleri ile bir arada kullanılması kalp frekansının düşmesine ve normal kalp iletisinin yavaşlamasına neden olabilir.
Diüretikler: Diüretiklerle birlikte kullanıldığında potasyum seviyesinin izlenmesi özellikle önemlidir.
Floktafenin: Beta-adrenerjik blokörler, floktafeninin sebep olduğu hipotansiyon veya şoku düzenleyici kardiyovasküler reaksiyonları engelleyebilirler.
Diğer potasyum tüketen ilaçlar: Amfoterisin B (IV yolla), kortikosteroidler (sistemik uygulama)i ve bazı laksatifler hipokalemiye yol açabileceğinden; TALOZİN ile birlikte uygulama sırasında potasyum seviyeleri izlenmeli ve uygun bir şekilde düzeltilmelidir.
Dijital glikozidleri: Dijital glikozidleri ve beta-blokörlerin birlikteliği atriyoventriküler iletim süresini arttırabilir.
Laboratuvar testleri: İdrarda sotalol varlığı, fotometrik metodlarla ölçüldüğünde üriner metanefrinin yanlış olarak yüksek seviyelerinin ölçülmesine neden olabilir. Feokromasitoması olduğu düşünülen ve sotalol kullan hastaların HPLC ile katı faz ekstraksiyonu yöntemiyle idrar taraması yapılmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek/karaciğer yetmezliği
Pediyatrik popülasyon
Genel tavsiye
Gebelik Kategorisi: B
Her ne kadar gebelerde yeterli ve kontrollü çalışmalar bulunmamaktaysa da sotalolün plasentayı geçtiği gösterilmiş ve amniyotik sıvıda tespit edilmiştir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanılmasına dair özel bir bilgi yoktur.
Gebelik dönemi
Hamilelik sırasında sotalol hidroklorür kullanımı ancak tedaviden sağlanan faydaların potansiyel riskleri ağır bastığı durumlarda mümkün olabilir.
Sınırlı sayıda sotalol’e gebelikte maruz kalma olgularından gelen veriler, TALOZİN’in gebelik üzerinde ya da fetusun/ yeni doğan çocuğun sağlığı üzerinde advers etkileri olduğunu göstermemektedir. Bugüne kadar herhangi önemli bir epidemiyolojik veri elde edilmemiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/ embriyonal/ fetal gelişim/ doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (bkz. Kısım 5.3). Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Laktasyon dönemi
Sotalol, anne sütünde TALOZİN emziren kadınlara terapötik dozlarda uygulandığı takdirde, memedeki çocuk üzerinde etkiye neden olabilecek ölçüde atılmaktadır.
Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da TALOZİN tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/ tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına karar verilmelidir.
Yeni doğan bebeklerde nabzın zayıflaması, hipotansiyon, hipoglisemi ve solunum depresyonu riski nedeniyle beklenen doğum tarihinden 48-72 saat öncesinde tedavi kesilmelidir.
Sotalol anne sütünde birikir ve aktif konsantrasyonlara ulaşabilir. Süte geçen miktar her ne kadar bebekte bir tehlike yaratmıyorsa da, beta-blokör etkiler yönünden gözlem altında tutulmalıdır.
Üreme yeteneği/ Fertilite
Sotalol hidroklorür kullanımı ile beraber serum karaciğer enzimlerinin yükseldiği bildirilmiştir. Fakat bu durum advers bir etkiye sebep olmamaktadır.
sıklıklarına göre; çok yaygın (>1/10); yaygın >1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (>1/1000, ila <1/100); seyrek (>1/10.000, <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) şeklinde tanımlanmıştır.
TALOZİN uygulaması sırasında aşağıdaki istenmeyen etkiler gözlenebilir:
Kan ve lenf sistemi hastalıkları:
Çok seyrek: Eozinofili, lökopeni, ateş
Metabolizma ve beslenme hastalıkları:
Seyrek: Hiperlipidemi
Sinir sistemi hastalıkları:
Yaygın olmayan: Yorgunluk, baş ağrısı, uyuşukluk, baş dönmesi, ekstremitelerde soğuma, konvülsiyon, halüsinasyon, parestezi
Seyrek: Uyku bozuklukları, duygusal dengesizlik, asteni, depresyon, anksiyete Göz hastalıkları:
Seyrek: Konjonktivit, fotosensitivite
Kardiyak hastalıklar:
Seyrek: Bradikardi, atrioventriküler ileti bozuklukları, kalp yetmezliğinin şiddetlenmesi ve hipotansiyon, dispne, göğüs ağrısı, palpitasyonlar, ödem, EKG anormaliteleri, proaritmi, senkop, presenkop, kalp yetmezliği,
Çok seyrek: Pulmoner ödem
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar:
Seyrek: Obstüktif solunum yetmezliği
Gastrointestinal hastalıklar:
Seyrek: Mide ve bağırsak şikayetleri, bulantı/kusma, diyare, dispepsi, abdominal ağrı, gaz
Deri ve deri altı doku hastalıkları:
Seyrek: Alopesi, pruritus, döküntü
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları:
Seyrek: Miyalji, kramplar
Üreme sistemi ve meme bozuklukları:
Seyrek: Seksüel disfonksiyon
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar:
Seyrek: Görüş bozukluları, tat alma anormaliteleri, işitme bozukluları
Ayrıca ilaç piyasaya yerildikten sonra nadir olarak bildirilen yan etkiler;
Hafif gölgelenmiş duyu hissi
Koordinasyonsuzluk
Trombositopeni
Fotosensitivite reaksiyonu
Göğüs ağrısı
Palpitasyon
Presenkop
Kardiyak aritmisi olan hastalarla yapılan çalışmalarda TALOZİN’le tedavinin kesilmesine sebep olan en yaygın advers olaylar yorgunluk (%4), bradikardi (<50 bpm) %3, dispne %3, proaritmi %2, asteni %2 ve baş dönmesi %2’dir.
Sotalol entoksikasyonunun semptomları hastanın kalp parametrelerine (sol ventrikül fonksiyonu, kardiyak aritmiler ) bağlıdır. Bariz kalp yetmezliği durumunda ilacın çok küçük dozları bile kalp fonksiyonlarında bozulmaya neden olabilir.
Aşırı dozun en çok rastlanan belirtileri; bradikardi, konjestif kalp yetmezliği, hipotansiyon, bronkospazm ve hipoglisemidir. 2-16 g arasındaki dozlarda bilerek sotalol hidroklorür kullanılması durumunda hipotansiyon, bradikardi, QT zaman aralığında uzama, torsades de pointes, ventriküler taşikardi ve prematüre ventriküler kompleksler görülebilir. Aşırı doz alan hastalarda tedaviye derhal ara verilmelidir. Serum proteinlerine bağlanmadığından sotalol hidroklorürün plazma konsantrasyonunu azaltmak için hemodiyaliz kullanılır. Bu tür hastalar QT zaman aralığı normale dönene kadar dikkatlice izlenmelidir. Klinik tablo entoksikasyon derecesine bağlı olarak aşağıdaki kardiyovasküler ve santral sinir sistemi ile ilgili semptomları gösterir: Yorgunluk, şuur kaybı, pupiller dilatasyon, zaman zaman genel konvülsiyonlar, kardiyovasküler şok belirtileri (kardiyojenik ve hipovolemik tipte).
Belirtiler
Bradikardi, konjestif kalp yetmezliği, hipotansiyon, bronkospazm ve hipoglisemidir. Doz aşımı halinde sıkı bir EKG takibi gereklidir. Çünkü ağır durumlarda torsade de pointes dahil ventriküler taşiaritmiler görülebilir.
Aşırı doz alan hastalarda, primer madde eliminasyonundaki aşamaların yanında yoğun bakım şartları altında vital parametreler de kontrol edilmeli ve düzeltilmelidir.
Antidot olarak verilecek maddeler:
Atropin 1-2 mg (intravenöz bolus olarak)
Betasempatomimetikler: Dopamin, dobutamin, isoprenalin, orsiprenalin ve epinefrin,
glukagon (Önce 0.2 mg/ kg vücut ağırlığına, kısa infüzyon olarak, sonra 0.5 mg/ kg x 12 saat) Bradikardi ve kardiyak asistolde; Transvenöz kardiyak pacing önerilmektedir.
Kalp bloğunda; Transvenöz kardiyak pil önerilir.
Hipotansiyonda; Epinefrin, norepinefrinden daha uygun olabilir.
Bronkospazm; aminofilin veya beta-2-reseptör stimülanı,
Torsade de Pointes; DC kardiyoversiyon, magnezyum sülfat ve potasyum replasmanı önerilir. Torsade de Pointes sonlanır sonlanmaz transvenöz kardiyak pacing veya kalp hızını artırmak için isoproterenol uygulanabilir.
Sotalol hidroklorürün plazma konsantrasyonunu azaltmak için hemodiyaliz kullanılır.