TEGLUTIK 5 mg/ml oral süspansiyon 300 ml (1 þiþe) Klinik Özellikler
ITF İlaç Sanayi Ve Ticaret Limited Şti
[ 15 February 2022 ]
ITF İlaç Sanayi Ve Ticaret Limited Şti
[ 15 February 2022 ]
TEGLUTIK amiyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalarında yaşamı uzatmak ya da mekanik ventilasyon gerekli olana dek geçen zamanı uzatmak amacıyla kullanılır.
Klinik çalışmalar, riluzolun ALS hastalarında yaşam süresini (survival) uzattığını göstermiştir. (Bkz. Bölüm 5.1). Bu süreç, yaşamakta olan hastaların entübe edilip mekanik solunuma bağlanmadan ve trakeotomi yapılmadan geçirdikleri dönemdir.
TEGLUTIK'in motor fonksiyonlar, akciğer fonksiyonları, fasikülasyonlar, kas gücü ya da motor semptomlar üzerinde terapötik yarar sağladığına dair bir kanıt yoktur. TEGLUTIK'in ALS'nin ileri evrelerinde etkili olduğu bildirilmemiştir.
TEGLUTIK'in etkinliği ve güvenliliği sadece ALS hastalarında araştırılmıştır. Bu nedenle TEGLUTIK motor nöron hastalıklarının başka formlarında kullanılmamalıdır.
Yetişkinlerde ya da yaşlılardaki önerilen günlük doz 100 mg'dır (her 12 saatte bir 50 mg). Daha yüksek günlük dozlarda yararlı etkide anlamlı artış beklenmez.
Günde iki kez 10 mL süspansiyon kullanımı önerilmektedir (10 mL=50 mg Riluzol)
TEGLUTIK, oral yolla kullanım içindir ve alternatif olarak enteral beslenme tüpü yoluyla uygulama için de uygundur.
Sıvılarla seyreltilmesi gerekmez.
Süspansiyon dereceli doz şırıngası ile uygulanır.
Oral uygulama için kullanım talimatı
Süspansiyon şişesi 180 derece çevrilmeli ve en az 30 saniye boyunca elle nazikçe çalkalanmalıdır. Süspansiyonun homojen görünümde olması gerekir.
Şişeyi açın, doz şırıngasını şişedeki şırınga-adaptörüne bağlayın, şişeyi ters çevirin ve şişeyi ters pozisyonda tutarken, önerilen doza karşılık gelen süspansiyon hacmini yavaşça çekin (10 mL, 50 mg Riluzol'e karşılık gelir).
Süspansiyon uygulandıktan sonra şırıngayı çeşme suyuyla iyice yıkayın.
Enteral beslenme tüpü ile uygulama için kullanım talimatı
TEGLUTIK enteral beslenme tüpleri ile kullanıma uygundur.
Uyumluluk, 14 Fr ila 20 Fr arası çaplara sahip silikon veya poliüretan tüplerle test edilmiştir. Aşağıdaki talimatı izlemeniz önerilir:
Uygulamadan önce enteral beslenme tüpünün tıkalı olmadığından emin olun.
Enteral tüpe 30 ml su verin.
Karaciğer hastalığı olan ya da başlangıçta transaminaz değerleri üst normal sınırın üç katından fazla olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Gebe ya da emziren kadınlarda kullanılmamalıdır.
Karaciğer yetmezliği:
Riluzol karaciğer fonksiyonları normal olmayan veya serum transaminaz değerleri (ALT/SGPT; AST/SGOT üst normal sınırın 3 katına kadar), bilirubin ve/veya gamaglutamiltransferaz (GGT) düzeyleri hafifçe artmış hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Başlangıçta bazı karaciğer fonksiyon testlerinin değerlerinin yüksek olması (özellikle bilirübinin artışı) riluzolun kullanılmamasını gerektirir (Bkz. Bölüm 4.8)
Hepatit riskinden dolayı ALT de dahil, serum transaminazları, riluzol tedavisi öncesinde ve tedavi sırasında ölçülmelidir. ALT tedavinin ilk 3 ayında her ay, tedavinin ilk yılının geri kalanında 3 ayda bir ve bundan sonra da periyodik olarak ölçülmelidir. ALT düzeyleri artmış olan hastalarda ölçüm daha sık yapılmalıdır. ALT düzeyi üst normal sınırın 5 katına çıktığı takdirde riluzol kesilmelidir.
ALT düzeyi üst normal sınırın 5 katına çıkmış olan hastalarda doz azaltılmasıyla ya da yeniden ilaç uygulamasıyla ilgili tecrübe yoktur. Riluzolun bu durumdaki hastalarda yeniden uygulanması önerilmez.
Nötropeni:
Hastalar ateşli bir hastalık geçirdikleri takdirde doktorlarına bildirmeleri konusunda uyarılmalıdır. Ateşli bir hastalığın rapor edilmesi doktoru harekete geçirmeli ve lökosit sayımı yapılmalıdır, nötropeni tespit edilirse riluzol kesilmelidir. (Bkz. Bölüm 4.8).
İnterstisyel akciğer hastalığı:
Riluzol ile tedavi sırasında, bazıları şiddetli olan, interstisyel akciğer hastalığı vakaları rapor edilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Eğer kuru öksürük ve/veya dispne gibi solunum semptomları gelişirse, göğüs radyografisi çekilmelidir ve interstisyel akciğer hastalığı bulguları belirgin ise (ör.: bilateral difüz akciğer opasitesi) riluzol tedavisi hemen durdurulmalıdır. Bildirilen vakaların çoğunluğunda, semptomlar ilacın kesilmesinden ve semptomatik tedavinin ardından ortadan kaldırılmıştır.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda tekrarlanan dozlarda çalışma yapılmamıştır (bkz. bölüm 4.2).
Bu ilaç 10 ml oral süspansiyon içinde 4000 mg sorbitol (E420) içerir.
Sorbitol içeren ve diyetle alınan sorbitol içeren ürünlerin birlikte uygulanmasının ilave etkisi dikkate alınmalıdır.
Oral kullanıma yönelik tıbbi ürünlerdeki sorbitol içeriği, eşzamanlı olarak uygulanan diğer oral kullanıma yönelik tıbbi ürünlerin biyoyararlanımını etkileyebilir.
Bu ilaç her 10 ml oral süspansiyonda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum içerir, yani esasında "sodyum içermez".
Nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Riluzolün diğer tıbbi ürünlerle etkileşimini değerlendiren hiçbir kinik çalışma yapılmamıştır.
İnsan karaciğer mikrozom preparatlarının kullanıldığı in vitro çalışmalar CYP 1A2'nin, riluzolun birincil oksidatif metabolizmasında rol oynayan ana izoenzim olduğunu göstermiştir.
CYP 1A2 inhibitörleri (kafein, diklofenak, diazepam, nisergolin, klomipramin, imipramin, fluvoksamin, fenasetin, teofilin, amitriptilin ve kinolonlar) potansiyel olarak riluzol eliminasyonunu azaltabilirken, CYP 1A2 tetikleyicileri (sigara dumanı, kömürde ızgara yapılmış yiyecekler, rifampisin, omeprazol) riluzolun eliminasyonunu arttırabilirler.
Özel popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyona ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Gebelik kategorisi C
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
TEGLUTIK gebelikte kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 5.3) Gebe kadınlarda riluzol tedavisi ile ilgili klinik veriler yetersizdir.
TEGLUTIK emziren kadınlarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 5.3) Riluzolun insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir.
Sıçanlardaki fertilite çalışmaları 15mg/kg/gün dozda (terapötik dozdan daha yüksektir) reprodüktif performans ve fertilitede, muhtemelen sedasyon ve letarjiye bağlı hafif bir azalma olduğunu göstermiştir.
Hastalar, sersemlik ve baş dönmesi olabileceği konusunda uyarılmalı ve kendilerinde bu gibi belirtiler oluşursa, araç ve makine kullanmamaları tavsiye edilmelidir.
Araç ve makine kullanma yeteneğine etkilerini inceleyen herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Güvenlik profilinin özeti
Riluzol ile tedavi edilen ALS hastaları üzerinde yapılan faz III klinik araştırmalarda en yaygın bildirilen advers reaksiyonlar güçsüzlük, bulantı ve karaciğer fonksiyon testlerinde anormal sonuçlar görülmesidir.
Advers reaksiyonların tablolaştırılmış özeti
Görülme sıklığına göre aşağıdaki başlıklara uygun olarak sıralanan istenmeyen etkiler aşağıda belirtilmektedir:
(Çok yaygın (≥ 1/10), yaygın (≥ 1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥ 1/1,000 ila <1/100), seyrek (≥ 10,000 ila <1/1,000) çok seyrek (<1/10,000) ve bilinmiyor (mevcut verilere göre tahmin edilememektedir).
| Çok yaygın | Yaygın | Yaygın olmayan | Bilinmiyor |
Kan ve lenf sistemi hastalıkları | - | - | Anemi | Şiddetli nötropeni (Bkz. Bölüm 4.4) |
Bağışıklık sistemi hastalıkları | - | - | Anafilaktik reaksiyon, anjioödem | - |
Sinir sistemi hastalıkları | - | Baş ağrısı, baş dönmesi, oral parestezi ve somnolans | - | - |
Kardiyak hastalıklar | - | Taşikardi | - | - |
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar | - | - | İnterstisyel akciğer hastalığı (Bkz. Bölüm 4.4) | - |
Gastrointestinal hastalıklar | Mide bulantısı | Diyare, abdominal ağrı, kusma | Pankreatit | - |
Hepato-biliyer hastalıklar | Karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik | - | - | Hepatit |
Deri ve deri altı |
|
|
| Döküntü |
doku hastalıkları |
|
|
|
|
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar | Güçsüzlük | Ağrı | - | - |
Seçilen advers reaksiyonların tanımı
Hepato-biliyer hastalıklar
Genellikle riluzol tedavisine başlanmasından itibaren 3 ay içinde alanin aminotransferaz artışı gelişmiştir; genellikle geçici olduğu ve düzeylerin tedavi sürerken 2 ilâ 6 ay sonra üst normal sınırının iki katından daha aşağıya indiği görülmüştür. Bu artışlar sarılık ile ilişkilendirilebilir. Klinik araştırmalarda ALT düzeyindeki artışın üst normal sınırının 5 katından fazla olduğu hastalarda (n=20) tedavi sonlandırılmıştır ve olguların büyük bir kısmında 2-4 ay içinde düzeyi üst normal sınırının katından daha düşük düzeye inmiştir. (Bkz. Bölüm 4.4).
Araştırma verileri, Asyalı (sarı ırk) hastaların karaciğer fonksiyon testi anormalliklerine daha hassas olduklarını göstermektedir. (Asyalı hastalarda %3,2 [194/5995], beyaz ırka mensup hastalarda %1,8 [100/5641])
Riluzol oral süspansiyon
Riluzol oral süspansiyon ve riluzol tabletin total maruziyet açısından biyoeşdeğer oldukları, buna karşın riluzol oral süspansiyonun ortalama Cmax (yutulduktan sonra riluzolün maksimum ulaşılan kan konsantrasyonu) değerinin riluzol tabletlerin ortalama Cmax değerinden yaklaşık %20 daha yüksek olduğu görülmüştür (Bkz. Bölüm 5.2).
Oral süspansiyon ile advers olay riski biraz daha fazla olabilir (örn. baş dönmesi, diyare, asteni ve ALT artışı).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
İzole vakalarda nörolojik ve psikiyatrik semptomlar, stupor ile beraber akut toksik ensefelopati, koma ve methemoglobinemi gözlenmiştir.
Doz aşımı durumunda semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır.