TELZAP 80 mg 28 tablet Klinik Özellikler

Sanofi Sağlık Ürünleri Ltd.Şti

[ 17 November  2011 ]

4.1. Terapötik endikasyonlar

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji:

Etkili doz genellikle günde bir kez 40 mg’dır.
Uygulama sıklığı ve süresi:

Bazı hastalarda 20 mg günlük doz da yararlı olabilir. 20 mg doz uygulaması, 40 mg’lık

tabletin ikiye bölünmesiyle gerçekleştirilebilir. Hedef kan basıncı seviyesine ulaşılamaması durumunda, telmisartan dozu maksimum günde bir kez 80 mg’a kadar artırılabilir. Alternatif bir uygulama olarak, telmisartan, kendisiyle birlikte uygulandığında ilave bir kan basıncını düşürücü etki gösterdiği kanıtlanmış olan hidroklorotiyazid gibi tiyazid türevi diüretiklerle kombinasyon halinde kullanılabilir. Dozun yükseltilmesi düşünüldüğünde, maksimum antihipertansif etkinin genel olarak tedavinin başlangıcından 4-8 hafta sonra elde edildiği göz önünde bulundurulmalıdır (bkz. Bölüm 5.1). .

Uygulama şekli:

Ağızdan kullanım içindir. Tabletler suyla birlikte yutulmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek yetmezliği:

Hafiften orta dereceye kadar böbrek yetmezliği olan hastalarda herhangi bir doz ayarlaması gerekli değildir. Ağır böbrek hastalığı bulunan veya hemodiyalize giren hastalardan elde edilen deneyimler sınırlıdır. Bu hastalarda 20 mg’lık daha düşük bir başlangıç dozu önerilir (bkz. Bölüm 4.4).

Karaciğer yetmezliği:

Hafiften orta dereceye kadar karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda doz günde bir kez 40 mg’ı geçmemelidir (bkz. Bölüm 4.4).

Pediyatrik popülasyon:

Güvenlilik ve etkinlik verilerinin bulunmaması nedeniyle 18 yaşın altındaki çocuklarda telmisartanın kullanılması önerilmez.

Geriyatrik popülasyon:

4.3. Kontrendikasyonlar

• Etkin maddeye veya ilacın yardımcı maddelerinden birine aşırı duyarlılık (bkz. bölüm 6.1),

• Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesteri ve emzirme dönemi (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.6),

• Biliyer obstrüktif bozukluklar,

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Renovasküler hipertansiyon:

Bilateral renal arter stenozu veya işlev gören tek böbreğe giden arterde stenoz gözlenen hastalar, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen tıbbi ürünlerle tedavi edildiklerinde şiddetli hipotansiyon ve böbrek yetersizliği riski artmıştır.

Renal yetmezlik ve böbrek transplantı:

Böbrek fonksiyonu bozulmuş hastalarda telmisartan kullanılması halinde serum potasyum ve kreatinin seviyelerinin periyodik olarak izlenmesi önerilir. Yakın zamanda böbrek nakli yapılmış hastalarda telmisartanın uygulanması ile ilgili herhangi bir deneyim mevcut değildir.

İntravasküler hacim tükenmesi:

Yoğun diüretik tedavisi, yemeklerde tuz kısıtlaması, ishal veya kusma nedeniyle hacim ve/veya sodyum baskılanması olan hastalarda, özellikle ilk dozdan sonra semptomatik hipotansiyon ortaya çıkabilir. Telmisartan uygulamaya başlamadan önce bu rahatsızlıklar düzeltilmelidir. Telsimartan uygulamasından önce hacim ve/veya sodyum baskılanması düzeltilmelidir.

Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin uyarılmasıyla ortaya çıkan diğer rahatsızlıklar: Vasküler tonusun ve böbrek fonksiyonunun ağırlıklı olarak renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin aktivitesine bağlı olduğu hastalarda (örneğin konjestif kalp yetmezliği veya altta yatan böbrek hastalığı bulunan hastalar) bu sistemi etkileyen tıbbi ürünlerle uygulanan tedavi, akut hipotansiyon, hiperazotemi, oligüri veya seyrek olarak akut böbrek yetmezliği gibi rahatsızlıkları beraberinde getirebilir (bkz. Bölüm 4.8).

Primer aldosteronizm:

Primer aldosteronizm bulunan hastalar genellikle, renin-anjiyotensin sisteminin inhibisyonu yoluyla etki gösteren antihipertansif tıbbi ürünlere yanıt vermezler. Bu nedenle telmisartan kullanımı önerilmez.

Aortik ve mitral kapak stenozu, obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopati: Diğer vazodilatatörlerde olduğu gibi, aort stenozu veya mitral stenoz ya da obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopati bulunan hastalarda özellikle dikkat edilmelidir.

Hiperkalemi:

Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen tıbbi ürünlerin kullanımı hiperkalemiye neden olabilir. Yaşlılarda, böbrek yetersizliği bulunan hastalarda, diyabetik hastalarda, potasyum seviyelerini artırabilen başka tıbbi ürünlerle eşzamanlı tedavi gören hastalarda ve/veya başka rahatsızlıkların araya girdiği hastalarda hiperkalemi ölümcül olabilir. Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen tıbbi ürünlerin birlikte kullanımı düşünülmeden önce yarar-risk oranı değerlendirilmelidir.

Hiperkalemi açısından göz önünde bulundurulacak temel risk faktörleri şunlardır:

- Diabetes mellitus,

- Böbrek bozukluğu,

- İleri yaş (> 70)

-Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen bir veya daha fazla tıbbi ürün ya da potasyum takviyeleri ile kombinasyon: Hiperkalemiyi tetikleyebilen tıbbi ürün veya terapötik tıbbi ürün sınıfı: potasyum içeren tuz muadilleri, potasyum tutucu diüretikler, ACE inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri, non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (selektif COX-2 inhibitörleri dahil) (NSAİİ), heparin, immunsupresör (siklosporin veya takrolimus), trimetoprim.

Araya giren rahatsızlıklar, özellikle dehidratasyon, akut kardiyak dekompanzasyon, metabolik asidoz, böbrek fonksiyonunun kötüleşmesi, böbreğin durumunun ani kötüleşmesi (örneğin enfeksiyöz hastalıklar), hücresel lizis (örneğin akut ekstremite iskemisi, rabdomiyoliz, yaygın travma). Riskli hastalarda serum potasyum düzeylerinin yakın takibi önerilir (bkz. Bölüm 4.5).

Hepatik Yetmezlik:

Telmisartan öncelikle safra yoluyla atıldığı için, kolestaz, safra yollarını tıkayıcı hastalıklar veya ağır karaciğer bozukluğu bulunan hastalara telmisartan uygulanmamalıdır (bkz. bölüm 4.3). Bu hastalarda telmisartanın hepatik klirensinin azalmış olması beklenebilir. Hafiften orta dereceye kadar karaciğer bozukluğu bulunan hastalarda telmisartan, ancak dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.

Diğer:

Anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörlerinde gözlendiği gibi, muhtemelen siyahi hipertansif popülasyonda renin seviyesi düşüklüğünün daha yüksek prevalansta olması nedeniyle, siyahi olmayan hastalarla karşılaştırıldığında siyah hastalarda telmisartan ve diğer anjiyotensin II reseptör blokerleri kan basıncının düşürülmesinde belirgin derecede daha az etkilidir.

Herhangi bir antihipertansif ilaçta olduğu gibi, iskemik kardiyopati veya iskemik kardiyovasküler hastalık bulunan hastalarda kan basıncının aşırı derecede düşürülmesi miyokard infarktüsü veya inme ile sonuçlanabilir.

Yardımcı maddeler:

Bu tıbbi ürün sorbitol (E420) içermektedir. Nadir kalıtımsal früktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında sodyum bulundurmamaktadır.

Gebelik

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Sadece erişkinlerde etkileşim çalışmaları yürütülmüştür.

Hiperkalemiyi tetikleyebilen tıbbi ürün veya terapötik tıbbi ürün sınıfı: Potasyum içeren tuz muadilleri, potasyum tutucu diüretikler, ACE inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri, non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (selektif COX-2 inhibitörleri dahil), heparin, immunsupresör (siklosporin veya takrolimus), trimetoprim

Hiperkaleminin ortaya çıkması, ilişkili risk faktörlerine bağlıdır. Yukarıda sözü edilen tedavi kombinasyonlarının uygulanması halinde risk artar. Potasyum tutucu diüretiklerle kombinasyon uygulaması durumunda ve uygulamaya ilişkin önlemlere kesinlikle uyulması koşuluyla söz gelimi ACE inhibitörl eriyle veya NSAİİ’lerle kombinasyon uygulamasının daha az risk teşkil ettiği potasyum içeren tuz muadilleri ile ilişkili olarak risk özellikle yüksektir.

Birlikte kullanımı önerilmeyen ilaçlar

Potasyum tutucu diüretikler veya potasyum takviyeleri:

Anjiyotensin II blokerleri, diüretik kaynaklı potasyum kaybını hafifletir. Potasyum tutucu diüretikler (örneğin spirinolakton, eplerenon, triamteren veya amilorid, potasyum takviyeleri veya potasyum içeren tuz muadilleri) serum potasyum seviyesinde ciddi artışa yol açabilir. Eğer belgelenmiş hipokalemi nedeniyle birlikte kullanım endike ise, o zaman bu ilaçlar dikkatli kullanılmalı ve serum potasyum seviyeleri sık takip edilmelidir.

Lityum:

Anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri ve nadiren anjiyotensin II reseptör blokerleri ile lityumun birlikte uygulanması durumunda, serum lityum konsantrasyonlarında geri dönüşlü artışlar ve toksite bildirilmiştir. Eğer kombinasyon uygulaması kesin gerekiyorsa, serum lityum seviyelerinin dikkatli takibi önerilir.

Birlikte kullanırken dikkatli olunması gereken ilaçlar

Non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar:

NSAİİ’ler (örneğin anti-inflamatuar dozaj rejimlerinde asetilsalisilik asit, COX-2 inhibitörleri ve selektif olmayan NSAİİ’ler) anjiyotensin II reseptör blokerlerinin antihipertansif etkisini azaltabilirler. Böbrek fonksiyonu bozulmuş olan bazı hastalarda (örneğin dehidrate hastalar veya böbrek fonksiyonu bozulmuş yaşlı hastalar) anjiyotensin II reseptör blokerleri ile siklo-oksigenaz (COX) enzimini inhibe eden ilaçların birlikte uygulanması, böbrek fonksiyonunda daha fazla bozulmaya, söz gelimi genellikle geri dönüşlü biçimde olası akut böbrek yetmezliğine neden olabilir. Bu nedenle, özellikle yaşlılarda kombinasyon uygulamasının dikkatli yapılması gerekir. Hastalar gerektiği gibi hidrate edilmeli ve birlikte tedaviye başlanmasından sonra ve daha sonrasında periyodik olarak böbrek fonksiyonu izlenmelidir.

Diüretikler (tiyazid veya kıvrım diüretikleri):

Yüksek doz diüretiklerle önceden uygulanmış tedavi, telmisartan tedavisine başlandığında hacim baskılanmasına ve hipotansiyon riskine yol açabilir.

Birlikte kullanımın göz önünde bulundurulacağı ilaçlar Diğer antihipertansif ilaçlar

Telmisartanın kan basıncını düşürücü etkisi, başka antihipertansif tıbbi ürünlerle kombinasyon uygulaması aracılığıyla artırılabilir.

Farmakolojik özelliklerine bağlı olarak, aşağıda sıralanan ilaçların telmisartan da dahil olmak üzere tüm antihipertansif ilaçların hipotansif etkilerini güçlendirmesi beklenebilir: Baklofen, amifostin. Bunun yanı sıra, alkol, barbitürat, narkotik ilaç veya antidepresan kullanımıyla ortostatik hipotansiyonun şiddetlenmesi beklenebilir.

Kortikosteroidler (sistemik uygulama): Antihipertansif etkinin azalması.

Digoksin:

Telmisartan digoksin ile birlikte kullanıldığında digoksinin zirve plazma konsantrasyonunda (%49) ve çukur konsantrasyonunda (% 20) artış gözlenmiştir. Bu gereğinden yüksek veya düşük dijitalizayona yol açmamak için telmisartan tedavisine başlarken, tedaviyi ayarlarken ve tedaviyi sonlandırırken digoksin düzeylerinin takip edilmesi önerilir.

Varfarin:

10 gün süreyle uygulanan telmisartan ile varfarinin plazma çukur konsantrasyonunda hafif bir düşüş gözlenmiştir, ancak bu INR değerinde (international normalized ratio) bir değişikliğe yol açmamıştır.

Diğer ilaçlar:

Telmisartanın asetaminofen, amlodipin, glibenklamid, simvastatin, hidroklorotiyazid veya ibuprofen gibi ilaçlarla birlikte kullanımı klinik açıdan önemli bir etkileşime yol açmamıştır. Telmisartan sitokrom P450 sistemi yoluyla metabolize olmaz ve CYP2C19 üstünde hafif bir inhibisyon dışında in vitro olarak sitokrom P450 enzimleri üstünde hiç bir etki yapmaz. Telmisartanın sitokrom P450 enzimlerini inhibe eden ilaçlarla etkileşmesi beklenmez; CYP2C19 enzimi ile metabolize olan ilaçlar üstünde hafif bir inhibisyon ihtimali olmasıyla beraber telmisartanın sitokrom P450 enzimleriyle metabolize olan ilaçlarla da etkileşmesi beklenmez.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemi ştir.
Pediyatrik popülasyon:

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi: Gebeliğin ilk trimesteri için C, ikinci ve üçüncü trimesteri için D.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Planlı bir hamilelikten önce uygun bir alternatif tedaviye geçilmelidir. Telmisartanın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksitetesinin bulunduğunu göstermiştir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Gebelik dönemi

TELZAP gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Gebe kadınlarda telmisartan kullanımından elde edilmiş uygun veriler mevcut değildir. Hayvanlarda yapılan çalışmalarda üreme sistemi toksitesi gözlenmiştir (bkz. Bölüm 5.3).

Gebeliğin birinci trimesteri boyunca ACE inhibitörlerinin uygulanmasını takiben teratojenite riski ile ilgili epidemiyolojik veriler yeterli düzeyde değildir, ancak yine de küçük bir risk artışı tümüyle dışlanamaz. Anjiyotensin II reseptör blokerlerinin taşıdığı risk üzerine elde edilmiş kontrollü epidemiyolojik veriler bulunmamakla birlikte, bu ilaç sınıfı için de benzer riskler söz konusu olabilir. Sürekli anjiyotensin II reseptör blokeri tedavisinin gerekli olduğu düşünülmediği sürece, gebe kalmayı planlayan hastalarda, gebelikte kullanım için kanıtlanmış bir güvenilirlik profiline sahip alternatif antihipertansif tedavilere geçilmelidir. Gebelik tespit edilmesi halinde anjiyotensin II reseptör blokerleriyle uygulanan tedavi hemen kesilmeli ve mümkünse alternatif tedaviye başlanmalıdır.

Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterleri boyunca anjiyotensin II reseptör blokeri ile tedavi uygulamasının insanlarda fetotoksiteyi (böbrek fonksiyonunda azalma, oligohidramnios, kafatası kemik gelişiminde gerileme) ve neonatal toksiteyi (böbrek yetmezliği, hipotansiyon, hiperkalemi) tetiklediği bilinmektedir. (Ayrıca bkz. Bölüm 5.3)

Gebeliğin ikinci trimesterinden itibaren anjiyotensin II reseptör blokerlerinin uygulanması halinde böbrek fonksiyonunun ve kafatasının ultrason kontrolü önerilir.

Anneleri anjiyotensin II reseptör blokeri kullanmış olan bebekler hipotansiyon açısından yakın takibe alınmalıdırlar (Ayrıca bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).

Laktasyon dönemi

4.3. Kontrendikasyonlar

Plasebo kontrollü çalışmalarda telmisartan ile bildirilen genel advers olay insidansı (% 41.4) genel anlamda plasebo ile bildirilene (% 43.9) yakın bulunmuştur. Advers olay insidansı dozla ilişkili değildir ve hastaların cinsiyeti, yaşı veya ırkı ile herhangi bir korelasyon göstermemiştir.

Aşağıda sıralanan advers ilaç reaksiyonları, telmisartan ile tedavi edilen 5.788 hipertansif hastayı kapsayan tüm klinik çalışmalarda gözlenmiş olan olaylardır.

İstenmeyen olaylar aşağıda sistem sınıfına göre listelenmiştir. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmıştır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (> 1/10.000 ila <1/1.000 arası); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Yaygın: Enfeksiyon semptomları (örneğin, sistit dahil idrar yolu enfeksiyonu), farenjit ve sinüzit dahil üst solunum yolu enfeksiyonu

Psikiyatrik hastalıklar

Yaygın olmayan: Anksiyete

Göz Hastalıkları

Yaygın olmayan: Görme bozukluğu

Kulak ve iç kulak bozuklukları

Yaygın olmayan: Vertigo

Gastrointestinal bozukluklar

Yaygın: Abdominal ağrı, ishal, dispepsi Yaygın olmayan: Ağız kuruluğu, şişkinlik (gaz) Seyrek: Mide rahatsızlığı

Deri ve deri altı doku bozuklukları

Yaygın: Ekzema

Yaygın olmayan: Hiperhidroz

Kas-iskelet sistemi,bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın: Artralji, bel ağrısı (örneğin siyatik), kas spazmları veya ekstremite ağrısı, miyalji Yaygın olmayan: Tendinit

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Yaygın: Göğüs ağrısı, grip benzeri rahatsızlık

Bunun yanı sıra, telmisartanın pazara sürülmesinden bu yana aşağıdakileri içeren istenmeyen etkiler bildirilmiştir. Bu etkilerin sıklığı bilinmemektedir.

Kan ve lenf sistemi bozuklukları

anemi, eozinofili, trombositopeni,

Bağışıklık sistemi bozukluklar

izole anjiyonörotik ödem, ürtiker

Psikiyatrik bozukluklar

Depresyon

Sinir sistemi bozuklukları

Senkop, uykusuzluk, asteni, etkinlik kaybı

Kardiyak bozukluklar

Hipotansiyon (ortostatik hipotansiyon dahil), bradikardi, taşikardi,

Solunum göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Dispne

Gastrointestinal bozukluklar

Kusma

Hepato-bilier hastalıklar

Anormal karaciğer fonksiyonu, karaciğer bozukluğu

Deri ve derialtı doku bozuklukları

Eritem, kaşıntı,

Böbrek ve idrar yolu bozuklukları

Akut böbrek yetmezliği dahil böbrek bozukluğu (bkz. Bölüm 4.4), hiperkalemi Araştırmalar

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Semptomlar:

İnsanlarda telmisartanın doz aşımıyla ilgili bilgiler sınırlıdır. Telmisartan doz aşımının en olası belirtileri hipotnasiyon, başdönmesi ve taşikardidir. Parasempatik (vagal) stimülasyon nedeniyle bradikardi de meydana gelebilir.

Tedavi yaklaşımı:

Eğer semptomatik hipotansiyon oluşursa, destekleyici tedavi başlatılmalıdır. Telmisartan hemodiyaliz ile vücuttan uzaklaştırılamaz.