TERANAR 5 mg 30 tablet Klinik Özellikler
Recordati İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
[ 7 September 2012 ]
Recordati İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
[ 7 September 2012 ]
TERANAR (terazosin hidroklorür) semptomatik benign prostat hiperplazisinin bulgu ve belirtilerinin giderilmesinde endikedir.
TERANAR ayrıca hipertansiyon tedavisinde de endikedir. TERANAR tablet hipertansiyonda tek başına veya diğer antihipertansif ajanlarla birlikte kullanılabilir.
Pozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi
Genel
TERANAR’ın dozu hastanın bireysel yanıtına göre ayarlanmalıdır. Aşağıda bu ilacın uygulamasına yönelik bir rehber verilmektedir:
Başlangıç Dozu
Tüm hastalar için önerilen başlangıç dozu, yatarken alınan 1 mg’dır. Bu doz aşılmamalıdır. Şiddetli hipotansif etki olasılığını en aza indirmek için bu başlangıç doz uygulama rejimine kesinlikle uyulmalıdır.
Sonraki Dozlar
Benign Prostat Hiperplazisi (BPH)
BPH’li hastalarda arzu edilen klinik yanıtın sağlanması için doz yavaş yavaş artırılabilir. Genel olarak önerilen doz aralığı, günde bir defa uygulanan 5 ile 10 mg’dır. Son dozdan yaklaşık 24 saat sonrasında ölçülen idrar akış hızı, BPH’deki yararlı etkinin önerilen doz uygulama aralığında kalıcı olduğunu göstermiştir. Semptomlarda iyileşme terazosin hidroklorür ile tedaviye başlandıktan sonraki iki hafta gibi erken bir sürede saptanır. Akış hızında iyileşmeler biraz daha sonra görülebilir. Eğer TERANAR uygulamasına birkaç gün ya da daha uzun süreyle ara verilirse, tedaviye başlangıç doz uygulama rejimi kullanılarak başlanmalıdır.
Hipertansiyon
İstenilen kan basıncı yanıtını elde etmek için doz yavaş yavaş artırılabilir. Genel olarak önerilen doz günde 1 kez verilen 1 ile 5 mg arasındadır, bununla birlikte bazı hastalar günde 20 mg gibi yüksek dozlardan yarar görebilirler. 20 mg’ın üzerindeki dozların kan basıncında daha fazla bir etki yapmadığı görülmüş ve 40 mg’ın üzerindeki dozlar araştırılmamıştır. Doz aralığı süresince kontrolün sürdürüldüğünden emin olmak için, kan basıncı doz aralığının sonunda izlenmelidir. Maksimum ve minimum yanıtların benzer olduğunu görmek ve aşırı hipotansif yanıt sonucunda oluşabilecek baş dönmesi ve palpitasyonlar gibi semptomları değerlendirmek için kan basıncının doz alındıktan 2-3 saat sonra ölçülmesi de yararlı olabilir. Yanıt 24. saatte önemli oranda azalmışsa, doz artırımı ya da günde iki kez uygulama gündeme getirilebilir. Eğer TERANAR uygulamasına birkaç gün ya da daha uzun süreyle ara verilirse, tedaviye başlangıç doz uygulama rejimi kullanılarak başlanmalıdır. Klinik çalışmalarda dozlar, başlangıç dozu dışında, sabahları verilmiştir.
Postüral Hipotansiyon
BPH nedeniyle ortaya çıkan üriner obstrüksiyonun semptomatik tedavisi için terazosin alan hastalarda postüral hipotansiyon oluşumu rapor edilmiştir. Bu durumlarda, postüral hipotansif olayların tekrarlama sıklığı 65 yaş ve üstü hastalarda (%5.6) 65 yaş altı hastalardakinden (%2.6) daha fazladır.
Uygulama şekli
Oral yolla uygulanır.
Oral yolla günde 1 kez yeterli miktarda sıvı ile alınmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek yetmezliği
Farmakokinetik çalışmalar, böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanım sırasında tavsiye edilen doz rejiminde değişiklik yapılmasına gerek olmadığını göstermiştir.
Pediyatrik popülasyon
Çocuklarda güvenilirlik ve etkinliğe dair herhangi bir veri yoktur.
Geriyatrik popülasyon
Farmakokinetik çalışmalar, yaşlı hastalarda kullanım sırasında tavsiye edilen doz rejiminde değişiklik yapılmasına gerek olmadığını göstermiştir. Ancak postüral hipotansiyon gelişimi daha fazla olduğundan dikkatli olunmalıdır.
TERANAR, terazosin hidroklorür ya da analoglarına aşırı duyarlı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.
Senkop ve "ilk-doz" etkisi: TERANAR, alfa-adrenerjik blokaj yapan diğer ajanlar gibi, tedavinin ilk dozu veya ilk birkaç dozundan sonra, kan basıncında belirgin bir düşüşe, özellikle postüral hipotansiyon ve bayılma haline neden olabilir. Tedavi birkaç dozdan daha fazla kesilirse ve sonra tekrar başlanırsa, benzer bir etki beklenebilir. Alfa adrenerjik blokaj yapan diğer ajanlarla da dozun hızlı artırılmasıyla veya diğer antihipertansif ilaçların eklenmesiyle senkop bildirilmiştir. Bazen senkop episodundan önce kalp atım hızının dakikada 120-160 vuru olduğu bir supraventriküler taşikardi atağı görülebilirse de, bayılma halinin aşırı bir postüral hipotansif etkiye bağlı olduğu düşünülmektedir.
Senkop veya aşırı hipotansiyon olasılığını azaltmak için tedavi her zaman, yatarken verilen 1 mg’lık terazosin hidroklorür dozu ile başlatılmalıdır. 2 mg, 5 mg, 10 mg’lık tabletler başlangıç tedavisi olarak endike değildir. Doz bundan sonra Kullanım Şekli ve Dozu bölümündeki önerilere göre yavaş yavaş artırılmalı ve ilave antihipertansif ajanlar dikkatle eklenmelidir. Hasta, tedavinin başlangıcı sırasında oluşabilecek senkop sonucunda yaralanmaya neden olabilecek durumlardan sakınması konusunda uyarılmalıdır.
Hipertansif hastalarda yürütülen çok dozlu araştırmalarda hastaların yaklaşık %1’inde senkop bildirilmiştir; bu durum hiçbir olguda şiddetli ya da uzun süreli olmamıştır ve mutlaka başlangıç dozlarıyla ilişkili değildir. BPH’li hastaların yer aldığı çalışmalarda ise senkop sıklığı %0.7 bulunmuştur.
Eğer senkop oluşursa, hasta yatar pozisyona getirilmeli ve gerekli destekleyici tedavi uygulamaları yapılmalıdır. TERANAR’ın ortostatik etkisinin, kronik kullanımda bile doz uygulamasından kısa bir süre sonrasında daha fazla olduğunu gösteren bulgular vardır.
Geçmişinde miktürisyon senkopu olan hastalara alfa-bloker verilmemelidir.
Prostat kanseri: Prostat kanseri ve BPH aynı semptomları verebilir. Bu 2 hastalık sıklıkla aynı anda mevcut olabilir. Dolayısıyla, BPH olduğu düşünülen hastalar TERANAR tedavisine başlamadan önce, prostat karsinomu açısından kontrol edilmelidir.
Ortostatik hipotansiyon: Senkop TERANAR’ın en şiddetli ortostatik etkisi olmakla birlikte, baş dönmesi, sersemlik ve çarpıntı gibi kan basıncının düşmesine bağlı diğer belirtiler daha yaygındır. Bu tür olayların potansiyel sorunlar oluşturduğu mesleklerde çalışan hastaların tedavisinde özellikle dikkatli olunmalıdır.
Hastalara yönelik bilgiler: Hastalar özellikle tedavinin başlangıcında senkop ve ortostatik belirtiler olasılığına karşı uyarılmalı; ilk dozdan sonra, doz artırılmasından sonra ve bırakılmış bir tedaviye yeniden başlanılmasından sonra, 12 saat süreyle araba kullanmaktan ve tehlike olasılığı içeren işlerden kaçınmalıdırlar. Bu hastalar, TERANAR tedavisinin başlangıcı sırasında eğer senkop oluşursa yaralanma ile sonuçlanabilecek durumlardan sakınmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Kan basıncının düşmesine bağlı belirtiler ortaya çıktığında, her ne kadar bu semptomlar her zaman ortostatik değilse de, hastalara oturmaları ya da sırtüstü yatmaları ve oturur veya yatar durumdan doğrulurken dikkatli olmaları öğütlenmelidir. Baş dönmesi, sersemlik veya çarpıntılar rahatsızlık verici ise, bu durumlar doz ayarlaması yapılabilmesi için hekime bildirilmelidir.
Hastalara TERANAR ile uyuşukluk ya da somnolans ortaya çıkabileceği de söylenmelidir; bunlar araba veya ağır makine kullanmak zorunda olan kişilerin dikkatli olmasını gerektiren durumlardır.
Katarakt ameliyatı: Alfa-1 blokörleriyle tedavi görmüş veya görmekte olan bazı hastalara uygulanan katarakt ameliyatı sırasında, Floppy İris Sendromu (IFIS) gözlenmiştir. Bu değişken küçük gözbebeği sendromu, irisin fakoemülsifikasyon kesiklerine doğru potansiyel prolapsı, standart midriyatik ilaçlarla operasyon öncesi dilatasyona rağmen ilerleyen operasyon içi miyosiz ve operasyonda kullanılan irigasyon ajanlarına cevaben dalgalanan gevşek iris kombinasyonu ile karakterize olur. Hastanın göz doktoru, uygulayacakları cerrahi teknikte iris kancalarının, iris genişletici halkalar veya viskoelastik maddelerden yararlanmak gibi bazı muhtemel değişikliklere hazırlıklı olmalıdır. Katarakt operasyonundan önce alfa-1 blokörlerin durdurulması ile ilgili bir yarar görülmemektedir.
Laboratuvar testleri: Kontrollü klinik araştırmalarda hematokrit, hemoglobin, beyaz kan hücreleri, total protein ve albümin değerlerinde küçük ama istatistiksel olarak anlamlı düşüşler gözlenmiştir. Bu laboratuvar bulguları, hemodilüsyon olasılığını düşündürmüştür. TERANAR ile 24 aya varan tedavide, prostat spesifik antijen (PSA) düzeylerinde önemli bir değişiklik olmamıştır.
Pediyatrik kullanım: Çocuklardaki güvenilirlik ve etkinliği belirlenmemiştir.
Geriyatrik kullanım: Klinik çalışmalarda, BPH hastalarında postüral hipotansiyonun görülme sıklığı hipertansiyonlu hastalardakinden fazladır. Bu durumlarda, postüral hipotansif olayların tekrarlama sıklığı 65 yaş ve üstü hastalarda (%5.6) 65 yaş altı hastalardakinden (%2.6) daha fazladır.
Eğer, ilaç alımı birkaç günden uzun süreli olarak bırakılırsa, tedavi ilk doz rejimi ile yeniden başlatılmalıdır.
Fosfodiesteraz-5 (PDE-5) inhibitörü ve terazosin kullanımını takip eden hipotansiyon rapor edilmiştir. Tadalafil ile eş zamanlı uygulanan tedavi tavsiye edilmemektedir ve terazosin ile sildenafil veya vardenafil beraber kullanıldığında dikkatli olunması önerilir (bkz. Bölüm 4.5).
Fosfodiesteraz-5-inhibitörleri (sildenafil, tadalafil, vardenafil) ile terazosinin bir arada kullanılması bazı hastalarda semptomatik hipotansiyona yol açabilir. Postüral hipotansiyon gelişmesi riskini minimize etmek için fosfodiesteraz-5-inhibitörlerinin kullanılmasına başlanmadan önce hasta alfa-blokör terapisinde stabil olmalıdır.
Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.
Benign Prostat Hiperplazisi (BPH):
PDE-5 inhibitörleri: Terazosin, fosfodiesteraz-5 (PDE-5) inhibitörleriyle birlikte
kullanıldığında hipotansiyon rapor edilmiştir. Terazosin ile sildenafil veya vardenafilin eş zamanlı kullanımı, sadece hastanın terazosin ile stabilize edildiği durumlarda başlatılmalıdır. Buna ek olarak, vardenafil terazosin tedavisini takip eden 6 saat içinde ve sildenafil 4 saat içinde alınmamalıdır.
Hipertansiyon: Hipertansiyonlu hastalarda, terazosin hidroklorür diüretiklere ve çeşitli beta-adrenerjik blokörlere ilave edilmiş ve beklenmeyen hiçbir etkileşim gözlenmemiştir.
Terazosin hidroklorür aynı zamanda, eş zamanlı çeşitli tedaviler almakta olan hastalarda da kullanılmıştır; bunlar formal etkileşim çalışmaları olmamakla birlikte, hiçbir etkileşim gözlenmemiştir. Terazosin hidroklorür aşağıdaki ilaçlar ya da ilaç sınıflarını almakta olan hastalarda eş zamanlı olarak kullanılmıştır: Analjezik/antiinflamatuarlar (örn. asetaminofen, aspirin, kodein, ibuprofen, indometasin); antibiyotikler (örn. eritromisin, trimetoprim ve sulfametoksazol); antikolinerjik/sempatomimetikler (örn. fenilefrin hidroklorür,
fenilpropanolamin hidroklorür, psödoefedrin hidroklorür); antigut ajanlar (örn. allopurinol); antihistaminikler (örn. klorfeniramin); kardiyovasküler ajanlar (örn. atenolol,
hidroklorotiyazid, metiklotiyazid, propranolol); kortikosteroidler; gastrointestinal ajanlar (örn. antasitler); hipoglisemikler; sedatifler ve trankilizanlar (örn. diazepam).
Belirgin hipotansiyon olasılığından kaçınmak için terazosin diğer antihipertansif ajanlarla (örn. kalsiyum antagonistleri) birlikte kullanılırken özen gösterilmelidir. Bir diüretik veya diğer bir antihipertansif ajanı ilave ederken dozun azaltılması ve yeniden titre edilmesi gerekli olabilir.
Tiazid diüretikleri ve diğer anti-hipertansif ajanlarla kullanımı
Tiazid grubu diüretik veya diğer anti-hipertansif ajanların hastanın doz rejimine eklendiği durumlarda TERANAR dozu azaltılmalı ve gerekirse yeniden ayarlanmalıdır. TERANAR tiazid ve diğer anti-hipertansif ajanlarla birlikte alındığında hipotansiyon gelişebileceğinden dikkatli olunmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Gebe kadınlarda yapılmış yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar yoktur ve TERANAR’ın gebelikteki güvenilirliği belirlenmemiştir. İnsanlara yönelik potansiyel riski bilinmemektedir. Potansiyel yararların anne ve fötusa karşı oluşabilecek risklerden üstün çıktığı durumlar dışında, gebelikte TERANAR önerilmemektedir. Hasta, hamile kaldığında veya hamilelik kararı alındığında doktorunu bilgilendirmesi gerektiği konusunda uyarılmalıdır.
Laktasyon dönemi
Terazosinin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Birçok ilaç anne sütüne geçtiğinden emziren annelere terazosin verilirken dikkatli olunmalıdır.
Üreme yeteneği / fertilite
TERANAR üreme yeteneğini etkilememiştir.
Hastalar özellikle tedavinin başlangıcında senkop ve ortostatik belirtiler olasılığına karşı uyarılmalı; ilk dozdan sonra, doz artırılmasından sonra ve bırakılmış bir tedaviye yeniden başlanılmasından sonra, 12 saat süreyle araba kullanmaktan ve tehlike olasılığı içeren işlerden kaçınmalıdırlar.
TERANAR ile uyuşukluk ya da somnolans ortaya çıkabileceğinden, araba veya ağır makine kullanmak zorunda olan kişiler dikkatli olmalıdır.
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Hipertansiyon hastalarında görülen advers olaylar
Aşağıda sunulan prevalans oranları, 1 ila 40 mg arasında dozlarda, monoterapi olarak ya da diğer antihipertansif ajanlarla kombinasyon şeklinde, günde bir defa terazosin hidroklorür uygulanmış 14 plasebo-kontrollü çalışmadan derlenmiş advers olaylara dayanır. Tablo 1, terazosin hidroklorür grubu için prevalans oranı en az %5 olan, terazosin hidroklorür prevalans oranı en az %2 olan ve prevalans oranı plasebo grubunun prevalans oranından daha yüksek olan, ya da reaksiyonla özellikle ilgilenildiği çalışmalardaki hipertansiyon hastaları için raporlanmış advers olayları özetler.
Sadece asteni, bulanık görme, baş dönmesi, nazal konjesyon, bulantı, periferik ödem, palpitasyonlar ve somnolans, terazosin hidroklorür alan hastalarda plasebo alan hastalara göre anlamlı derecede (p<0.05) daha yaygın olan semptomlardır. Plasebo-kontrollü monoterapi çalışmalarında, kombinasyon terapisi çalışmalarında bulunanlara benzer advers olay oranları gözlenmiştir (Tablo 1’e bakınız).
Tablo 1 | ||
Sistem, Organ Sınıfı | Sıklık | Advers Olaylar |
Enfeksiyon ve enfestasyonlar | Yaygın | Sinüzit |
Psikiyatrik hastalıklar | Yaygın | Sinirlilik |
Yaygın olmayan | Depresyon Libido azalması | |
Sinir sistemi hastalıkları | Çok yaygın | Baş ağrısı Baş dönmesi |
Yaygın | Senkop Parestezi Somnolans | |
Göz hastalıkları | Yaygın | Bulanık görme |
Kardiyak hastalıklar | Yaygın | Palpitasyonlar Taşikardi |
Vasküler hastalıklar | Yaygın | Ortostatik hipotansiyon |
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıklar | Yaygın | Dispne Nazal konjesyon |
Gastrointestinal hastalıklar | Yaygın | Bulantı |
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları | Yaygın | Sırt ağrısı Ekstremitelerde ağrı |
Üreme sistemi ve meme hastalıkları | Yaygın | Erektil disfonksiyon |
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar | Çok yaygın | Asteni |
Yaygın | Periferik ödem | |
Yaygın olmayan | Ödem Kilo artışı |
İlave advers olaylar da raporlanmış olmakla birlikte, bunlar genellikle terazosin hidroklorür kullanılmadığı durumlarda görülebilecek semptomlardan ayırt edilebilir nitelikte değildir.
Aşağıdaki ilave advers olaylar, kontrollü ya da açık, kısa veya uzun süreli klinik çalışmalarda terazosin hidroklorür uygulanan 1987 hastanın en az %1’inde görülmüş ya da pazarlama sonrası raporlanmıştır (Tablo 2).
Tablo 2 | ||
Sistem, Organ Sınıfı | Sıklık | Advers Olaylar |
Enfeksiyon ve enfestasyonlar | Yaygın | Bronşit Soğuk algınlığı Nazofarenjit Farenjit Nezle İdrar yolu enfeksiyonu |
Kan ve lenf sistemi hastalıkları | Yaygın olmayan | Trombositopeni |
Bağışıklık sistemi hastalıkları | Bilinmiyor | Anafilaktik reaksiyon |
Metabolizma ve beslenme hastalıkları | Yaygın | Gut hastalığı |
Psikiyatrik hastalıklar | Yaygın | Anksiyete Uyku bozukluğu |
Göz hastalıkları | Yaygın | Konjonktivit Görme kaybı |
Bilinmiyor | İris sorunları | |
Kulak ve iç kulak hastalıkları | Yaygın | Kulak çınlaması |
Kardiyak hastalıklar | Yaygın | Aritmi |
Yaygın olmayan | Atriyal fibrilasyon | |
Vasküler hastalıklar | Yaygın | Vazodilatasyon |
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıklar | Yaygın | Öksürük Epistaksis |
Gastrointestinal hastalıklar | Yaygın | Karın ağrısı Konstipasyon Diyare Ağız kuruluğu Dispepsi Flatulans Kusma |
Deri ve deri altı doku hastalıkları | Yaygın | Hiperhidroz Kaşıntı Döküntü |
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları | Yaygın | Artralji Artrit Artropati Miyalji Boyun ağrısı Kas-iskelet ağrısı |
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları | Yaygın | Sık idrara çıkma |
Yaygın olmayan | Üriner inkontinans | |
Üreme sistemi ve meme hastalıkları | Bilinmiyor | Priapizm |
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar | Yaygın | Göğüs ağrısı Yüz ödemi Yüksek ateş |
Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) hastalarında görülen advers olaylar
Tablo 3’teki her bir advers olay, aşağıdaki kriterlerden bir ya da daha fazlasının bulunmasına göre seçilmiştir:
1) Daha önce terazosin hidroklorür ile hipertansiyonda yapılmış çalışmalarda advers olay insidansının >%5 veya klinik olarak anlamlı olması; 2) Terazosin hidroklorür ile yapılmış benign prostat hiperplazisi (BPH) çalışmalarında %5’ten daha fazla görülme sıklığı; 3) Baş dönmesi, hipotansiyon, postüral hipotansiyon, senkop ve vertigoyu içeren ve baş dönmesi ile ilintili yan etki kompleksinin bir bileşeni olması; veya 4) Cinsel fonksiyon ile alakalı olması
Tablo 3 | ||
Sistem, Organ Sınıfı | Sıklık | Advers Olaylar |
Psikiyatrik hastalıklar | Yaygın olmayan | Libido azalması |
Sinir sistemi hastalıkları | Yaygın | Baş ağrısı Baş dönmesi Somnolans |
Yaygın olmayan | Senkop | |
Göz hastalıkları | Yaygın | Bulanık görme/ ambliyopi |
Kulak ve iç kulak hastalıkları | Yaygın | Vertigo |
Kardiyak hastalıklar | Yaygın olmayan | Palpitasyonlar Taşikardi |
Vasküler hastalıklar | Yaygın | Ortostatik hipotansiyon |
Yaygın olmayan | Hipotansiyon |
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıklar | Yaygın | Dispne Nazal konjesyon/nezle |
Gastrointestinal hastalıklar | Yaygın | Bulantı |
Üreme sistemi ve meme hastalıkları | Yaygın | Erektil disfonksiyon |
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar | Yaygın | Asteni |
Yaygın olmayan | Periferik ödem Kilo artışı |
Satış sonrası deneyimler
Trombositopeni ve priapizm bildirilmiştir. Atriyal fibrilasyon rapor edilmiş, ancak bir sebep-etki bağıntısı kurulmamıştır. Nadiren anaflaksi bildirilmiştir. Anjioödem bildirilmiştir.
Katarakt operasyonu sırasında, alfa-1 blokör tedavisine eşlik eden operasyon içi Floppy İris Sendromu (IFIS) adıyla bilinen küçük gözbebeği sendromunun değişik bir formu bildirilmiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99)
TERANAR’ın tablet doz aşımı hipotansiyona yol açarsa, kardiyovasküler sistemin desteklenmesi birincil önem taşır. Hastayı sırtüstü yatar durumda tutarak kan basıncının restorasyonu ve kalp atım hızının normalleştirilmesi sağlanabilir. Bu önlem yetersiz kalırsa, şok, öncelikle hacim genişleticilerle tedavi edilmelidir. Gerekirse, bunun arkasından vazopressörler kullanılmalı ve böbrek fonksiyonu izlenerek ihtiyaca göre desteklenmelidir. Laboratuvar verileri terazosin hidroklorürün proteinlere ileri derecede bağlandığını göstermektedir, bu nedenle diyaliz yararlı olmayabilir.