TETRADOX 100 mg 14 kapsül Klinik Özellikler
Actavis İlaçları A.Ş
[ 11 February 2011 ]
Actavis İlaçları A.Ş
[ 11 February 2011 ]
TETRADOX, aşağıda belirtilen Gram-negatif ve Gram-pozitif bakterilerin ve diğer mikroorganizmaların etken olduğu enfeksiyonların tedavisinde endikedir:
• Solunum sistemi: Yersinia pestis, Actinobacillus actinomyecelemcomilam, Haemophilus influenzae, Diplococcus pneumoniae, Staphylococcus aureus, Klebsiella türleri ve Streptokok türleri (organizmanın duyarlı olduğu gösterilirse) ile gelişen solunum sistemi enfeksiyonlarının tedavisinde endikedir. Solunum yolu ile alınan şarbonda (aerosolize Bacillus anthracis) maruz kalma sonrası insidans ve progresyonu azaltmak için kullanılır.
• Ürogenital sistem : Heaemophilus ducrei (yumuşak şankr), Brucella türleri (streptomisin ile beraber kullanılır), Actinobacillus actinomyecelemcomilam, Enterobacter aerogenes, Escherichia coli ve Klebsiella türleri ile gelişen ürogenital enfeksiyonlar
• Deri ve yumuşak doku: Yersinia pestis, Francisella tularensis, Bartonella bacilliformis, Staphylococcus aureus ve Bacillus anthracis mikroorganizmaları ile gelişen deri ve yumuşak doku enfeksiyonları
• Çeşitli diğer enfeksiyonlar: Campylobacter fetus, Mima türleri ve Herellea türleri ile gelişen enfeksiyonlar
Aşağıdaki mikroorganizmaların etken olduğu enfeksiyonlarda, penisilinin kontrendike olması durumunda TETRADOX alternatif tedavi olarak kullanılabilir: Treponema pallidum, Treponema perfenne, Listeria monocytogenes, Clostridium türleri, Fusobacterium fusiforme (Vincent enfeksiyonu), Actinomyces türleri.
TETRADOX duyarlı mikroorganizmaların etken olduğu:
• Ürogenital sistem, (duyarlı Klebsiella türleri, Enterobacter türleri, Escherichia coli, Streptococcus faecalis ve diğer mikroorganizmalar ile gelişen ürogenital enfeksiyonlar)
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (Chlamydia trachomatis’in neden olduğu komplikasyonsuz üretral, endoservikal veya rektal enfeksiyonlar [erkeklerdeki ano-rektal enfeksiyonlar hariç], Ureaplasma urealyticum [T-mikoplazma] nedenli non-gonokokal üretrit, şankroid, granüloma inguinale ve lenfogranüloma venereum enfeksiyonlarında endikedir. TETRADOX ayrıca gonore ve sifiliz tedavisinde de alternatif olarak kullanılabilir, Neisseria gonorrhoeae’nın etken olduğu gonokokal artrit-dermatit sendromu ve akut epididimoorşit tedavisinde de kullanılabilir).
• Solunum sistemi, (Pnömoni ve duyarlı Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae, Klebsiella pneumoniae ve diğer mikroorganizmalar ile gelişen alt solunum yolu enfeksiyonları. Mycoplasma pneumoniae pnömonisi. Kronik bronşit ve sinüzit tedavisi)
• Deri ve yumuşak doku (Antibiyotik tedavisinin gerekli görüldüğü akne vulgaris vakalarında yardımcı tedavi olarak)
• Gastrointestinal, (Kolera, akut intestinal amibiyazis [diğer antiamibik ilaçlara ek olarak], turist diyaresi)
• Oftalmik (Duyarlı gonokok, stafilokok ve Haemophilus influenzae suşları ile gelişen enfeksiyonlar, trahom, inklüzyon konjonktiviti [tek başına TETRADOX ile veya diğer topikal ajanlar ile kombine olarak kullanılabilir])
Spesifik enfeksiyonlardaki doz önerileri:
Erişkinlerde, komplikasyonsuz gonokok enfeksiyonlarında (erkeklerdeki anorektal enfeksiyonlar hariç) 7 gün süreyle günde 2 kez 100 mg uygulanmalıdır. Bir farklı seçenek de tek kullanımlık dozdur. 300 mg’lık başlangıç dozunu takiben 1 saat sonra verilen ikinci 300 mg’lık dozdur.
Neisseria gonorrhoeae’nin etken olduğu akut epididimoorşit vakalarında, en az 10 gün süreyle, günde 2 kez 100 mg Tetradox uygulanır.
Primer ve sekonder sifilizde, en az 10 gün süreyle, eşit bölünmüş dozlarda günde 300 mg Tetradox uygulanmalıdır.
Streptokok enfeksiyonlarında Tetradox kullanıldığında, tedaviye en az 10 gün süreyle devam edilmelidir.
Chlamydia trachomatis’in etken olduğu komplikasyonsuz üretral, endoservikal ve rektal enfeksiyonlar ve Chlamydia trachomatis ve Ureaplasma urealyticum’un etken olduğu nongonokokal üretrit vakalarında, en az 7 gün süreyle günde 2 kez 100 mg TETRADOX verilmelidir.
Chlamydia trachomatis}e bağlı akut epididimoorşit vakalarında en az 10 gün süreyle, günde 2 kez 100 mg TETRADOX uygulanır.
Toplum kökenli pnömoni’de günde 2 kez 100 mg TETRADOX uygulanır.
Solunum yolu ile alınan şarbon (maruz kalma sonrası): Erişkinlerde günde 2 kez 100 mg, 60 gün boyunca önerilir.
Borrelidnın etken olduğu Lyme hastalığında 14-21 gün süreyle günde 2 kez 100 mg TETRADOX uygulanır.
Akne vulgaris tedavisinde günde 50 mg 6-12 hafta devam edilmesi önerilir.
Bit ve kene nedenli tekrarlayan ateşler: Şiddete göre 100 veya 200 mg tek doz önerilir.
Klorokine dirençli falciparum malaria tedavisi: 200mg gün dozları en az 7 gün kullanılır. Enfeksiyonun şiddetine göre, kinin gibi hızlı etkili bir şizontisid mutlaka tedaviye eklenmelidir. Kininin doz önerileri yöresel farklılık gösterir.
Sıtma proflaksisi: Erişkinlerde 100 mg/gün önerilir. Proflaksi, sıtma bölgelerine seyahatten 12 gün önce başlanır. Sıtma bölgesindeki seyahat süresince ve sıtma bölgesi terk edildikten sonra 4 hafta boyunca kullanıma devam edilir. Direnç gelişimi problemi nedeni ile coğrafi direnç paternleri ve uygun kemoproflaksi kılavuzları veya Sıtma Referans Laboratuvarı’nın önerileri dikkate alınmalıdır.
Çalı tifüsü için tek doz 200 mg önerilir.
Erişkinlerdeki turist diyaresinin önlenmesi için, seyahatin başladığı gün 200 mg (tek doz veya 12 saatte bir 100 mg) alınmasını takiben bölgedeki kalım süresince günde 100 mg alınması önerilir. Bu amaçla 21 günün üzerinde kullanımı hakkında bilgi yoktur.
Leptospirosis önlenmesi için bölgedeki kalım süresince her haftada bir 200 mg ve seyahatin bitiminde de 200 mg alınır. Bu amaçla 21 günden uzun kullanımı hakkında bilgi yoktur.
Uygulama şekli:
Oral olarak kullanılan tetrasiklin grubu ilaçların bol sıvı ile alınması ve en azından 30 dakika dik oturulması özofagusta iritasyon ya da ülserasyon riskini azaltır. Gastrik iritasyon olduğunda TETRADOX un yemek veya sütle alınması önerilir. TETRADOX’ un emilimi yemekler ya da sütle birlikte alınmasından belirgin olarak etkilenmez.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek yetmezliği: Tetrasiklinlerin antianabolik etkisi BUN artışına neden olabilir. Bugüne kadar yapılmış çalışmalar, mutad dozlarda uygulanan TETRADOX’un böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kullanımının akümülasyona neden olmadığını göstermiştir.
Karaciğer yetmezliği: Ciddi karaciğer yetmezliğinde kullanılmamalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
8 yaşın üzerindeki çocuklar: Vücut ağırlığı 45 kg ve altında olan çocuklarda, ilk 24 saatte iki doza bölünmüş 4.4 mg/kg ve bunu takip eden günlerde 2.2 mg/kg, erişkinlere uygulanan doz aralıklarına bölünmüş olarak ve günde 200 mg’ı geçmeyecek şekilde uygulanır. Daha şiddetli enfeksiyonlarda günde 4.4 mg/kg’a kadar çıkılabilir. 45 kg’ın üzerindeki çocuklara ise normal erişkin dozları uygulanır.
Solunum yolu ile alınan şarbon (maruz kalma sonrası):
45 kg’ın altında olanlarda; 60 gün boyunca günde iki kez 2.2 mg/kg, 45 kg’ın üzerindeki çocuklara ise erişkin dozu uygulanır.
Tetrasiklin sınıfı ilaçların diş gelişimi sırasında kullanılması (bebeklik ve 8 yaşına kadar olan çocuklukta) diş renginin kalıcı olarak bozulmasına (san, gri, kahverengi) neden olabilir. Bu advers reaksiyon, ilaçların uzun dönem kullanımlarında daha yaygındır, ancak tekrarlanan kısa dönem tedavilerde de gözlenmiştir. Mine hipoplazisi de bildirilmiştir. Bundan dolayı, tetrasiklin sınıfı ilaçlar, bu yaş gruplarında, şarbon dışında, ancak diğer ilaçların etkisiz kalması veya kontrendike olması durumunda kullanılmalıdır. (Bakınız bölüm 4.4)
Diğer tetrasiklinler gibi doksisiklin de kemik oluşturan dokularda sabit kalsiyum kompleksi meydana getirir. 6 saatte bir 25 mg/kg dozlarında oral tetrasiklin verilen prematürelerde fibula büyüme oranında bir azalma gözlenmiştir. İlaç kesildiğinde bu reaksiyonun geri dönüşümlü olduğu gösterilmiştir.
Bebeklerde fontanel kabarıklığı bildirilmiştir. İlaca son verilince bu bulgu kaybolur.
Geriyatrik popülasyon:
Doz ayarlamasını gerektirecek klinik veri mevcut değildir.
• TETRADOX, bileşimindeki etken ya da yardımcı maddelerden herhangi birisine (doksisiklin hiklat, indigotin ya da titanyum dioksit vb.) hassasiyeti olan kişilerde
• Şarbon tedavisi hariç 8 yaşından küçük çocuklarda (maruziyet sonrası profilaksi için solunum yolu ile alınan şarbon dahil)
• Ciddi hepatik yetmezliği olanlarda
• Gebe olanlarda
• Emzirenlerde kullanılmaz.
Tetrasiklin alanlarda bazen, aşırı güneş yanığı reaksiyonu şeklinde ortaya çıkan fotosensitivite görülmüştür. Direkt güneş veya ultrayiyole ışığında kalma olasılığı olan hastalara, tetrasiklin sınıfı ilaçların böyle bir reaksiyona neden olabileceği söylenmeli ve deri eriteminin ilk bulgusunda tedaviye son verilmelidir.
Diğer antibiyotik preparatlarıyla da olduğu gibi bu ilacın uzun süreli kullanılmasıyla, mantarlar dahil olmak üzere duyarlı olmayan organizmalarda aşın çoğalma olabilir. Eğer süperenfeksiyon meydana gelirse antibiyotiğe son verilmeli ve uygun tedavi uygulanmalıdır.
A grubu beta-hemolitik streptokoklara bağlı tüm enfeksiyonlar en az 10 gün süreyle tedavi edilmelidir.
Zührevi hastalıklarda, beraberinde sifilisin bulunduğundan şüpheleniliyorsa, tedaviye başlamadan evvel karanlık saha incelemesi yapılmalı ve en az 4 ay süreyle ayda bir defa kanda serolojik inceleme tekrar edilmelidir. Uzun dönem tedavisinde, hematopoietik renal ve hepatik incelemeler dahil olmak üzere, organ sistemlerinin periyodik laboratuvar değerlendirmeleri yapılmalıdır.
Tetrasiklin grubu ilaçların diş gelişimi sırasında (gebeliğin son ikinci yarısı, bebeklik ve 8 yaşına dek çocukluk dönemlerinde) kullanılması, dişlerde kalıcı renk değişikliğine (san-gri- kahverengi) yol açabilir. Bu advers etki, ilaçların uzun süreli kullanımlarında daha yaygındır, ancak tekrarlanan kısa süreli kullanımlarda da bildirilmiştir. Aynı zamanda, diş minesi hipoplazisi de bildirilmiştir. Bu nedenle tetrasiklin grubu ilaçların, solunum yolu ile edinilmiş (maruziyet sonrası) şarbon olguları da dahil olmak üzere şarbon vakaları dışındaki olgularda, diğer ilaçlar etkisiz veya kontrendike olmadıkça bu yaş grubunda kullanılmamaları gerekir (Bakınız Bölüm 4.2 ve 4.3)
TETRADOX kapsül de dahil olmak üzere hemen tüm antibakteriyel ajanlar ile Clostridium difficile ile ilişkili diyare (CDİD) olguları bildirilmiştir ve olayın şiddeti hafif diyareden ölümcül kolite kadar değişmektedir. Antibakteriyel ajanlar ile uygulanan tedaviler, kolonun normal florasını değiştirdikleri için C. difficile’nin aşırı çoğalmasına yol açabilirler.
C.difficile, A ve B toksinleri üreterek CDİD gelişimine neden olur. C.difficile’nin aşırı toksin üreten suşları, bu tür enfeksiyonlar antimikrobiyal tedaviye dirençli oldukları ve kolektomi gerektirebildikleri için morbidite ve mortalitede artışa neden olurlar. Antibiyotik kullanımından sonra diyare gelişen tüm hastalarda CDİD olasılığı düşünülmelidir. Antibakteriyel ajanların kullanımından iki ayı aşkın süre sonra bile CDİD olguları bildirildiği için, dikkatli tıbbi öykü alınması gerekmektedir.
Eğer CDİD’den şüpheleniliyorsa veya CDİD tanısı doğrulanmışsa, C. difficile’ye yönelik olmayan antibiyotik tedavisinin durudurulması gerekmektedir. Uygun sıvı ve elektrolit tedavisi, protein desteği, C. difficile’nin antibiyotik ile tedavi edilmesi ve klinik endikasyonu bulunan durumlarda cerrahi değerlendirmenin düşünülmesi gerekmektedir.
Tetrasiklin alan bebeklerde fontanel kabarıklığı ve erişkinlerde iyi huylu intrakraniyal hipertansiyon bildirilmiştir. İlaç kesildiğinde bu durum ortadan kalkar. (Bakınız bölüm 4.2).
Gerektiğinde, antibiyotik tedavisinin yanı sıra insizyon ve direnaj veya diğer cerrahi girişimler de uygulanmalıdır.
Doksisiklin, Plasmodium suşlarının aseksüel kan evrelerinde kayda değer ancak tam olmayan bir baskılanma oluşturur. Doksisiklin, P. falciparum’un seksüel kan evresindeki gametositlerini baskılayamaz. Bu proflaktik tedavi rejimini tamamlayan hastalar hala daha, endemik alanların dışındaki sivrisineklerle enfeksiyonu geçirebilirler.
Doksisiklin alan hastalarda özofajit ve özofagus ülserleri bildirilmiştir (Bakınız bölüm 4.2)
Karaciğer ve böbrek yetmezliği uyarıları için bakınız bölüm 4.2.
Doksisiklin alan hastalarda seyrek olarak porfiri vakaları bildirilmiştir.
Tetrasiklinler sistemik lupus erithematozus (SLE) alevlenmelerine neden olabilirler.
Zayıf bir nöromusküler blokaj etkisinden ötürü miyastenia gravis hastalarında dikkatli kullanılması önerilir.
TETRADOX, laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Diğer ilaçlarla birlikte kullanım: Bakteriyostatik ilaçlar penisilinin bakterisidal aktivitesini etkileyebilecekleri için, penisilinin tetrasiklinle beraber verilmesinden kaçınılması önerilir.
Alüminyum, kalsiyum veya magnezyum içeren antiasidler, doksisiklinin absorpsiyonunu etkilediklerinden dolayı oral doksisiklin tedavisi ile birlikte verilmemelidirler.
Demir, bizmut subsalisilat, barbitürat, sükralfat, didanozin, quinapril ile birlikte alındığında doksisiklin düzeyleri azalır.
Tetrasiklinler warfarin gibi antikoagülanlarla birlikte alındığında plazma protrombin aktivitesini azalttığı bilindiği için, antikoagülan tedavisi gören hastalarda antikoagülan dozajında bir azaltma yapmak gerekebilir.
Digoksin ile birlikte alındığında digoksin toksisite artışı görülebilir.
Doksisiklin, benzodiyazepinler, kalsiyum kanal blokerleri, mirtazapin, nateglinid, nefazodon, quinidin, sildenafıl ( ve diğer pde-5 inhibitörleri), takrolimus, venlafaksin, fenitoin, karbamazepin ve diğer CYP3A4 substratlarının düzeylerini/etkilerini artırabilir.
Eşzamanlı tetrasiklin kullanımı oral kontraseptiflerin etkisini azaltabilir.
Alkol, doksisiklinin yarılanma ömrünü azaltabilir.
Doksisklin, siklosporinin plazma konsantrasyonunu artırabileceği için sadece uygun izlem yapıldığında birlikte kullanım düşünülebilir.
Tetrasiklin ve Penthrane® (metoksifluran)’ın birlikte kullanılması sonucunda ölümcül böbrek toksisitesi bildirilmiştir.
Laboratuvar testleri ile etkileşimleri:
Fluoresans testi ile etkileşimine bağlı olarak idrar katekolamin düzeylerinde gerçek dışı artışlar gözlenebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır
Pediyatrik popülasyon:
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Genel tavsiye:
Gebelik kategorisi D’ dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Oral kontraseptif ilaçların etkinliğinin tetrasiklin ilaçların kullanımıyla azaldığına dair çalışmalar olsa da yeterli bilimsel ve klinik veri bulunmamaktadır. Tetradox kullanımı esnasında kadınlar uygun doğum kontrol yöntemi ile korunmalıdırlar.
Gebelik dönemi
TETRADOX, hamileliğin son yarısında, doğacak çocuğun dişleri üzerindeki olası olumsuz etkileri düşünülerek kullanılmamalıdır.
Hayvanlarda yapılan çalışmaların sonuçları tetrasiklinlerin plasentaya geçtiğini, fetal dokularda bulunduğunu ve gelişmekte olan fetusta (çoğunlukla iskelet gelişmesinin gecikmesiyle ilişkili) toksik etkiler meydana getirebileceğini göstermiştir. Embriyotoksisite belirtileri hamileliğin erken dönemlerinde tetrasiklin alan hayvanlarda görülmüştür. Eğer hamilelik sırasında tetrasiklin kullanılır veya kullanımı sırasında hasta hamile kalırsa, hasta fetüs üzerindeki olası tahribatı konusunda bilgilendirilmelidir.
Hamile kadınlarda yapılmış yeterli ve iyi kontrollü klinik çalışma yoktur. Hamilelik sırasında doksisiklin kullanımı ile ilgili çalışmaların büyük bir kısmı kısa süreli birinci trimestırda kullanıma aittir. Şarbona maruz kalmada olduğu gibi uzun süreli doksisiklin kullanımının hamile kadındaki etkilerini değerlendiren veriler yoktur. TERIS-Teratojen Bilgi Sistemi- tarafından yapılan gebelikte doksisiklin kullanımında elde edilen basılı verilerin uzman değerlendirmesine göre gebelik süresince terapötik dozlarda verilmesinin teratojenik risk yaratma olasılığı düşüktür, fakat veriler hiç risk olmadığını belirtmek için de yetersizdir.
Laktasyon dönemi
TETRADOX anne sütüne geçer, fakat anne sütü ile beslenen bebeklerde doksisiklin’i de içeren tetrasiklinlerin emilme derecesi bilinmemektedir. Emziren kadında kısa süreli kullanımın
kontrendike olması kesin değildir; fakat anne sütündeki doksisiklin’e uzamış maruziyetin etkileri bilinmemektedir. Doksisiklin’in süt çocuğundaki potansiyel yan etkileri nedeni ile süt veren kadınlarda kullanımı gerektiğinde emzirmeye ara verilmelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Oral yolla 250 mg/kg/gün kadar yüksek düzeylerde uygulanan doksisiklin, dişi sıçanlarda fertilitede belirgin bir etki göstermemiştir. Erkeklerde fertilite üzerindeki etki incelenmemiştir.
4.7. Araç ve makine kullanım üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkisi üzerine herhangi bir bilgi yoktur.
Klinik denemeler esnasında gözlemlenen istenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecelerine göre sıralanmıştır:
Çok yaygın ( > 1/10 ); Yaygın ( > 1/100, < 1/10 ); Yaygın olmayan ( > 1/1000, < 1/100 ); Seyrek ( > 1/10.000, < 1/1000); Çok seyrek ( < /10.000 ), Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Bilinmiyor: Süperenfeksiyonlar (Diğer antibiyotiklerde olduğu gibi duyarlı olmayan organizmalar ile enfeksiyonlar görülebilir. Kandidasis, glossit, stafilokoksik enterokolit, pseudomembranöz kolit ve anogenital bölgede inflamatuvar lezyonlar, vajinit).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Hemolitik anemi, trombositopeni, nötropeni porfiri ve eozinofili.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Ürtiker, anjiyonörotik ödem, anaflaksi, anaflaktoid purpura, sistemik lupus eritematozus eksaserbasyonları.
Endokrin hastalıkları
Bilinmiyor: Uzun süre kullanıldığında, tetrasiklinlerin tiroid bezlerinde kahverengi-siyah mikroskopik renk bozuklukları oluşturduğu bildirilmiştir. Tiroid fonksiyonlarında herhangi bir anormallik olduğu bilinmemektedir.
Sinir sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Baş ağrısı, bebeklerde fontanel kabarıklığı (İlaca son verilince bu bulgu kaybolur), iyi huylu kafa içi basıncı artışı.
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Bilinmiyor: Tinnitus
Kardiyak hastalıkları
Bilinmiyor: Perikardit.
Gastrointestinal hastalıkları
Seyrek: Özofajit, Özofajiyal ülserler (Tetrasiklin grubu ilaçların kapsül ve tablet forlarında nadiren özofajit ve özofajiyal ülserler görülür. Bu hastaların çoğu, ilaçlarını hemen yatmadan önce almışlardır.), disfaji,
Bilinmiyor: Anoreksi, bulantı, kusma, diyare, glossit, enterokolit, anogenital bölgede enflamatuar lezyonlar, abdominal ağrı, pankreatit
Hepato-biliyer hastalıkları
Seyrek: Hepatotoksik etki (Bu etki gerek oral gerek parenteral tetrasiklin kullanımı ile gelişebilir). Karaciğer fonksiyon testlerinde artış, hepatit, sarılık, hepatik yetmezlik gelişebilir.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Bilinmiyor: Makülopapüler ve eritematöz döküntüler, fotosensitivite reaksiyonları (BKZ. UYARILAR / ÖNLEMLER), eksfoliyatif dermatit
Kas iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Bilinmiyor: Artralji ve miyalji
Böbrek ve idrar hastalıkları
Bilinmiyor: BUN artışı
Diğer
Bilinmiyor: Tetrasiklinler, genellikle uzun süreli kullanım ile ilişkili diş renginde bozukluk ve mine hipoplazisi meydana getirebilirler.
Doksisiklin hiklat aşırı dozuna bağlı klinik belirtiler bulantı, anoreksi ve diyaredir. Gastrointestinal dekontaminasyon sonrası sadece gözlem gerekir ve hipotansiyon durumunda sıvı desteği gerekebilir.
Serum yarılanma ömrünü değiştirmeyeceği için doz aşımında diyaliz önerilmez.