TIMOSOL %025 5 ml damla Klinik Özellikler
Bilim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
[ 30 December 1899 ]
Bilim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
[ 30 December 1899 ]
TİMOSOL aşağıdakiler gibi göz içi basıncının arttığı durumlarda, basıncın düşürülmesi amacı ile kullanılır;
Yüksek göz iç basıncı (oküler hipertansiyon) olan hastalarda
Günde iki kez 1'er damla etkilenen göze uygulanır.
TİMOSOL uzun süreli kullanımlar için uygundur.
Klinik yanıt yetersiz olursa; pozoloji, %0,5'lik form ile günde iki kez 1'er damla olarak düzenlenebilir.
Timolol tedavisine yanıt birkaç haftada stabilleştiği için, tedavi başlangıcından yaklaşık 4
hafta sonra göz içi basıncı tekrar değerlendirilmelidir.
Göz içi basıncının arzu edilen seviyelerde kalması koşulu ile çoğu hastada günde tek doz uygulamaya geçilebilir.
Göze uygulanır.
Göz damlaları genel olarak damlalık ucunun göz veya ciltle temas etmeyeceği biçimde kullanılmalıdır.
TİMOSOL'ü kullanmadan önce ellerinizi yıkayınız. Kullanım için aşağıdaki şekilde hareket ediniz:
Kapağı açınız (Şekil 1).
Bronşiyal astım ya da bronşiyal astım öyküsü dahil olmak üzere reaktif hava yolları hastalığı.
Diğer topikal oftalmik ajanlar gibi timolol de sistemik olarak absorbe olur. Beta-adrenerjik etkisinden ötürü; tıpkı sistemik kullanılan beta-adrenerjik bloker ajanlarda görüldüğü gibi timolol kullanımında da beta-adrenerjik sistem blokajına bağlı kardiyovasküler, pulmoner ve diğer sistemlere ait advers reaksiyonlar görülebilmektedir. Topikal oftalmik ajan kullanımı sonrası sistemik yan etki görülme insidansı, sistemik kullanılan ajanlara oranla daha düşüktür. Sistemik emilimi azaltmak için bölüm 4.2 ye bakınız.
Kardiyak bozukluklar:
Kardiyovasküler hastalık ve hipotansiyon (örn. Koroner arter hastalığı, Prinzmetal anjina, kalp yetmezliği) öyküsü olan hastalarda beta bloker tedavisi dikkatle değerlendirilmeli; diğer ajanlarla tedavi olasılıkları gözden geçirilmelidir. Kardiyovasküler hastalık öyküsü olan hastalar, tedavi süresince mevcut hastalıklarının ve advers reaksiyonların kötüleşmesi açısından dikkatle takip edilmelidir.
İletim zamanına negatif etkisi nedeniyle, beta-blokörler birinci derece kalp bloğu olan
hastalara yalnızca dikkatli bir şekilde verilmelidir.
TİMOSOL ile tedaviye başlamadan önce kalp yetmezliği uygun şekilde kontrol altına alınmalıdır. Ciddi kalp hastalığı olan kişiler kalp yetmezliğinin belirtileri açısından gözlenmeli ve nabız sayıları takip edilmelidir.
Vasküler bozukluklar:
Periferik dolaşım bozukluğu/rahatsızlığı (örn. Raynaud hastalığının veya Raynaud sendromunun ağır formları) öyküsü olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Respiratuvar bozukluklar:
Bazı oftalmik beta-bloker ajanların kullanımı sonrası astım öyküsü olan hastada gelişen bronkokonstriksiyona bağlı ölüm de dahil olmak üzere, solunumsal reaksiyonlar bildirilmiştir.
TİMOSOL hafif/orta derecede kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan hastalarda dikkatle ve sadece olası yarar, potansiyel riskten fazla ise kullanılmalıdır.
Hipoglisemi/diyabet:
Labil diyabet öyküsü olan veya spontan hipoglisemi yatkınlığı olan hastalarda, beta-bloker ajanlar akut hipogliseminin bulgu ve semptomlarını maskeleyebileceğinden dikkatli olunmalıdır.
Beta-bloker ajanlar hipertiroidizm bulgularını da maskeleyebilmektedir.
Korneal hastalıklar
Oftalmik beta-blokerler göz kuruluğunu tetiklemektedir. Korneal hastalık öyküsü olan
hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Diğer beta-bloker ajanlar
Halihazırda sistemik beta-bloker tedavi alan hastada timolol kullanımı; intraoküler basınç üzerindeki etkiyi veya sistemik beta-blokajın sonucu olarak ortaya çıkan etkileri potansiyelize eder. Bu hastalarda tedaviye yanıt dikkatle gözlenmelidir. Aynı anda iki topikal beta-bloker ajanın kullanımı önerilmemektedir (bkz. bölüm 4.5).
Beta-adrenoseptör blokeri ajan kullanımına bağlı ciltte kızarma ve/veya göz kuruluğu vakaları rapor edilmiştir. Bildirilen insidans düşük olmakla beraber tedavinin sonlandırılması ile semptomlar düzelmiştir. Ortaya çıkan semptomlar başka şekilde açıklanamıyor ise ilaç kullanımının sonlandırılması düşünülmelidir. Beta blokaj tedavisi tedrici sonlandırılmalıdır.
Anafilaktik reaksiyonlar
Beta bloker kullanan, atopi veya ciddi anafilaktik reaksiyon öyküsü olan hastalar; alerjenlere karşı daha hassas hale gelebileceği gibi anafilaktik reaksiyonda kullanılacak olağan epinefrin (adrenalin) dozlarına da tolerans geliştirmiş olabilir.
Koroid dekolmanı
Aköz humor üretimini baskılayıcı tedaviler (örn. timolol, asetazolamid) sonrası koroid
dekolmanı vakaları bildirilmiştir.
Cerrahi anestezi
Beta-bloker oftalmik preparat kullanan hastalarda sistemik beta-agonist etkilerin
bloklanabileceği bilgisi (örn. adrenalin kullanımı) anestezi uzmanı ile paylaşılmalıdır.
Konvansiyonel sert kontakt lens kullanan glokom hastalarında TİMOSOL genel olarak iyi tolere edilmektedir. Polimetilmetakrilat (PMMA) haricinde sert lens yapımında kullanılan materyaller ile yapılmış herhangi bir klinik çalışma mevcut değildir.
Dar açılı glokom hastalarında tedavide ilk hedeflenen açının açılmasıdır. Bunun sağlanabilmesi için miyotik ajan kullanılarak pupillerin konstriksiyonu sağlanmalıdır. Timolol, pupil üzerinde az etkili ya da etkisizdir.
Dar açılı glokom vakalarında artmış intraoküler basıncı düşürmek için timolol tek başına kullanılmamalı; miyotik ajan ile kombine edilmelidir.
Timolol maleat göz damlalarını uzun süreli kullanan hastalarda, hipotansif oküler yanıtta azalma olduğu bildirilmiştir.
Kas güçsüzlüğü: Beta-adrenerjik blokajın, bazı miyastenik semptomlarla (örn. diplopi, pitozis, yaygın güçsüzlük) seyreden kas güçsüzlüğü durumlarını potansiyelize ettiği bildirilmiştir. Miyastenia gravis veya miyastenik sendrom öyküsü olan hastalarda kas güçsüzlüğünü şiddetlendirdiği durumlar nadiren bildirilmiştir.
Hastalar, damlalığın ucunun göze veya çevre yapılara değdirilmemesi hususunda bilgilendirilmelidir.
Hastalar; düzgün muhafaza edilmeyen solüsyonların oküler enfeksiyonlara yol açan bakteriler tarafından kontamine olma riski taşıması açısından bilgilendirilmelidir. Kontamine solüsyonların kullanımı körlüğe kadar gidebilen ciddi hasarlara yol açabilmektedir.
Hastalar, tedavi esnasında gelişebilecek herhangi bir oküler durumda (örn. travma, oküler cerrahi veya enfeksiyon) en kısa sürede hekime başvurmaları ve halihazırda devam eden tedavinin devam edip etmeyeceğini danışmaları hususunda bilgilendirilmelidir (bkz. bölüm 4.2).
Topikal oftalmik solüsyonların çoklu doz şişelerinin kullanımına bağlı olarak gelişen bakteriyel keratit vakaları bildirilmiştir. Şişeler, korneal hastalığı veya oküler epitelyal yüzey bozukluğu olan hastalar tarafından gayriihtiyari olarak kontamine edilmektedir.
Pediatrik popülasyon:
Timolol genç glokom hastalarında genel olarak dikkatli kullanılmalıdır (bkz. bölüm 5.2). Ebeveynler, potansiyel yan etkiler konusunda gerektiğinde tedaviyi sonlandırmaları açısından bilgilendirilmelidir (bkz. bölüm 4.8). Örneğin, öksürük veya hırıltıya dikkat edilmelidir.
Apne ve Cheyne-Stokes solunumu gelişme ihtimali olduğundan ilaç yenidoğan, bebek ve küçük çocuklarda aşırı dikkatli olarak kullanılmalıdır. Timolol kullanan yenidoğanlarda taşınabilir apne monitörü kullanılabilir.
TİMOSOL, benzalkonyum klorür içerdiğinden dolayı, göz irritasyonuna neden olabilir. Yumuşak kontak lenslerle temasından kaçınınız. Benzalkonyum klorür yumuşak lenslerde renk değişimi meydana getirebilir. Uygulamadan önce kontak lensi çıkartınız ve lensi takmak için en az 15 dakika bekleyiniz. Yumuşak kontakt lenslerin renklerinin bozulmasına neden olduğu bilinmektedir.
Timolol ile etkileşen ilaçlar açısından spesifik bir çalışma yapılmamıştır.
Oral kalsiyum kanal blokeri, beta-adrenerjik bloker ajanlar, antiaritmikler (amiodaron dahil), dijital glikozitleri, rauwolfia alkaloitleri, parasempatomimetikler ve guanetidin ile birlikte kullanımı; hipotansiyon ve/veya belirgin bradikardi ile sonuçlanan additif etkileşim potansiyeli taşımaktadır.
Her ne kadar timolol pupil üzerinde yok sayılabilecek etki/etkisiz kabul edilse de oftalmik bet-bloker ajanlar veya epinefrinle eşzamanlı kullanımı sonucu midriazis gelişen vakalar bildirilmiştir.
Timololün, CYP2D6 inhibitörleri (kinidin, floksetin, paroksetin) ile kombine kullanımının sistemik beta-blokajı (azalmış kalp atımı, depresyon) potansiyelize ettiği bildirilmiştir.
Oral beta-adrenerjik bloker ajan kullanımı, klonidinin geri çekilmesine bağlı rebound
hipertansiyonu alevlendirebilir.
Rezerpin gibi katekolamin-azaltıcı ilaç kullanan hastalarda beta-bloker kullanımı yakın gözlem gerektirir. Additif etkileşim sonucu hipotansiyon ve/veya belirgin bradikardi gelişme olasılığı vardır ve buna bağlı olarak vertigo, senkop veya postural hipotansiyon gelişebilir.
Kalp fonksiyonları normal olan hastalarda oral kalsiyum kanal blokeri ilaçlarla beta-bloker kombine tedavisi sorun teşkil etmezken; kalp fonksiyonları bozulmuş hastalarda dikkat edilmelidir.
Beta-bloker tedavi alan hastalarda oral kalsiyum kanal blokeri ajan başlanması durumunda hipotansiyon, AV iletim bozukluğu ve sol ventriküler yetmezlik gelişme riski mevcuttur.
Kardiyovasküler yan etkiler, kullanılan kalsiyum kanal blokerinin cinsine bağlıdır. Nifedipin gibi dihidropiridin türevleri hipotansiyona yol açarken; verapamil veya diltiazem daha sıklıkla AV iletim bozukluğuna veya sol ventriküler yetmezliğe yol açmaktadır.
İntravenöz kalsiyum kanal blokerleri, beta-adrenerjik bloker ajan kullanan hastalarda dikkatli
kullanılmalıdır.
Diltiazem veya verapamil ile beta-adrenerjik bloker veya dijitallerin eşzamanlı kullanımı; AV iletim zamanında uzamaya yol açabilir.
Beta-blokerler, antidiyabetik ajanların hipoglisemik etkilerini artırabilir. Beta-blokerler, hipogliseminin bulgu ve semptomlarını maskeleyebilir (bkz. bölüm 4.4 özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Özel popülasyonlar ile ilgili olarak herhangi bir etkileşim çalışması bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması bulunmamaktadır.
Gebelik kategorisi C'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar ile ilgili yeterli klinik veri mevcut değildir. Gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. bölüm 5.3.). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. TİMOSOL açıkça gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır. Sistemik emilimi azaltmak için bölüm
4.2'ye bakınız.
Epidemiyolojik çalışmalar malformatif etki göstermemiştir, ancak beta blokörler oral yoldan uygulandığında intrauterin büyümede gecikme riski görülmüştür. Ayrıca beta blokörler doğuma dek uygulandığında yenidoğanda beta blokaj belirti ve bulguları (örn. bradikardi, hipotansiyon, solunum sıkıntısı ve hipoglisemi) görülmüştür. Bu nedenle, yeni doğanlar doğum sonrası birkaç gün için dikkatli bir şekilde gözlemlenmelidir.
TİMOSOL gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Oküler uygulama sonrası timolol anne sütüne geçer. Emziren annelerin ya timolol kullanmayı
ya da emzirmeyi bırakma kararı, ilacın anne için önemine dayanmalıdır.
Klinik olmayan veriler, timololün erkek veya kadın fertilitesi üzerindeki herhangi bir etkisini göstermemektedir.
Bu tıbbi ürünün araç ve makine kullanma becerisi üzerindeki etkisine ilişkin herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Araç sürerken veya farklı makineleri kullanırken zaman zaman refraktif değişiklikler, diplopi, pitozis, sık sık hafif ve geçici bulanık görme atakları ve ara sıra baş dönmesi veya yorgunluk atakları dahil olmak üzere görme bozukluklarının meydana gelebileceği dikkate alınmalıdır.
Klinik çalışmalar ve satış sonrası gözetim çalışmalarından elde edilen verilere göre istenmeyen etkiler aşağıda organ sistem sınıflamasına ve sıklıklarına göre sunulmuştur.
Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sınıflandırılmıştır: Çok yaygın : 10 hastanın en az birinde görülebilir.
Yaygın : 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir. Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek : 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Çok seyrek : 10.000 hastanın birinden az görülebilir.
Bilinmiyor : Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.
Topikal olarak uygulanan diğer oftalmik ilaçlar gibi topikal uygulanan timolol de emilerek sistemik dolaşıma geçer. Bu nedenle, topikal olarak ugulanan timolol, sistemik olarak uygulanan beta blokör ilaçlarda görülen advers etkilere benzer etkilere neden olabilir. Topikal oftalmik uygulamada karşılaşılan advers etkilerin insidansı, sistemik uygulamalarda karşılaşılanlara göre daha düşüktür.
Aşağıdaki advers reaksiyonlar, bu veya diğer timolol maleat içeren formülasyonlarla yapılmış klinik çalışmalarda veya ilacın piyasaya verilmesinden sonra bildirilmiştir. Sistemik uygulanan timolol maleat ile yapılan klinik çalışmalarda ek yan etkiler bildirilmiştir, bu yan etkiler oftalmik olarak uygulanan timolol maleatın potansiyel yan etkileri olarak düşünülebilir. Ayrıca, oftalmik beta bloker sınıfında görülen ve potansiyel olarak TİMOSOL ile de ortaya çıkabilecek advers reaksiyonlar da listelenmiştir.
Sistemik
Bilinmiyor: Non trombositopenik purpura
Oküler
Seyrek: Sistemik lupus eritematosuz
Bilinmiyor: Pruritus dahil sistemik alerjik reaksiyonlar
Sistemik
Bilinmiyor: Anafilaksi dahil alerjik reaksiyonların belirti ve bulguları, anjioödem, ürtiker, lokal ve genel döküntü, anafilaktik reaksiyon
Oküler
Bilinmiyor: Hipoglisemi
Sistemik
Bilinmiyor: Hiperglisemi
Oküler
Yaygın olmayan: Depresyon
Seyrek: Uykusuzluk, kabus görme, hafıza kaybı
Bilinmiyor: Halüsinasyon
Sistemik
Bilinmiyor: Konsantrasyon azalması, rüyalarda artma
Oküler
Yaygın: Baş ağrısı, sersemleme
Yaygın olmayan: Bayılma
Seyrek: Serebrovasküler olay, serebral iskemi, miyastenia gravis belirti ve bulgularında artış
Bilinmiyor: Parestezi
Sistemik
Bilinmiyor: Vertigo, bölgesel güçsüzlük
Oküler
Yaygın: Oküler tahriş belirti ve bulguları (örneğin yanma, sızlama, kaşıntı, gözde yaşarma, kızarıklık), konjonktivit, blefarit, keratit, göz kuruluğu, kornea duyarlılığında azalma, bulanık görme
Yaygın olmayan: Refraktif değişiklikler (bazı durumlarda miyotik tedavinin durdurulması nedeniyle)
Seyrek: Diplopi, pitozis ve filtrasyon cerrahisi sonrası koroid dekolmanı gibi görme
bozuklukları (bkz. bölüm 4.4). Bilinmiyor: Kornea erozyonu
Ciddi korneal hasarı olan hastalarda, fosfat içeren göz damlalarının kullanımına bağlı olarak, çok seyrek olarak korneal kalsifikasyon bildirilmiştir.
Oküler
Seyrek: Tinnitus
Oküler
Yaygın olmayan: Bradikardi
Seyrek: Göğüs ağrısı, aritmi, kalp bloğu, konjestif kalp yetmezliği, çarpıntı, kardiyak arest, ödem
Bilinmiyor: Kalp yetmezliği
Sistemik
Bilinmiyor: Atriyoventriküler blok (ikinci veya üçüncü derece), sino-atriyal blok, pulmoner ödem, arteriyel yetmezliğin kötüleşmesi, anjina pektorisin kötüleşmesi, vazodilatasyon
Oküler
Seyrek: Kladikasyon, hipotansiyon, Raynaud fenomeni, ayak ve ellerde soğuma
Oküler
Yaygın olmayan: Dispne
Seyrek: Bronkospazm (özellikle daha önce bronkospastik hastalığı olanlarda), solunum yetmezliği, öksürük
Sistemik
Bilinmiyor: Raller
Oküler
Yaygın olmayan: Bulantı, dispepsi Seyrek: Diyare, ağız kuruluğu Bilinmiyor: Disguzi, karın ağrısı, kusma
Oküler
Seyrek: Alopesi, psöriyazis benzeri döküntü veya psöriyazisin şiddetlenmesi
Bilinmiyor: Deride döküntü
Sistemik
Bilinmiyor: Terleme, eksfolyatif dermatit
Oküler
Bilinmiyor: Miyalji
Sistemik
Seyrek: Artralji
Oküler
Seyrek: Libidoda azalma, Peyronie hastalığı Bilinmiyor: İmpotans gibi seksüel fonksiyon bozukluğu
Sistemik
Bilinmiyor: İşeme zorlukları
Oküler
Yaygın olmayan: Asteni, yorgunluk
Sistemik
Bilinmiyor: Ekstremite ağrısı, egzersiz toleransında azalma
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
İntoksikasyon semptomları
Timolol ile, sersemleme, baş ağrısı, nefes darlığı, bradikardi, hipotansiyon, bronkospazm, akut kalp yetmezliği ve kalp durması gibi sistemik beta-adrenerjik blokörlerle görülenlere benzer sistemik etkilerle sonuçlanan aşırı doz aşımı bildirimleri olmuştur (bkz.bölüm 4.8).
Doz aşımı durumunda;
Yutulmuş ise gastrik lavaj önerilir. Çalışmalar timololün kolayca diyaliz olmadığını göstermiştir.