VANSEF 1000 mg IM enjeksiyon için toz içeren flakon Farmakolojik Özellikler
Atılgan İlaç Sanayi ve Tic. A.Ş.
[ 18 January 2013 ]
Atılgan İlaç Sanayi ve Tic. A.Ş.
[ 18 January 2013 ]
Farmakoterapötikgrup:
Antibakteriyel ilaçlar- Sefalosporinler (1. Kuşak)
ATC Kodu:
J01DB04
Sefazolin, Gram-negatif ve Gram-pozitif bakterilerin hücre duvar sentezinin son aşamasını etkileyen, bakterisit etkili 1. kuşak sefalosporin grubu bir antibiyotiktir.
Mikrobiyoloji
In-vitro
araştırmalar, sefalosporinlerin bakterisit etkisinin, hücre duvarı sentezinin inhibisyonuna bağlı olduğunu göstermektedir. Sefazolin, aşağıdaki organizmalara karşı in-vitro
koşullarda ve klinik enfeksiyonlarda etkilidir:
Gram-pozitif aeroblar
Staphylococcus aureus
(penisilinaz yapan türler dahil)
Staphylococcus epidermidis
(metisiline dirençli stafilokoklar, sefazoline de dirençlidir)
A grubu beta-hemolitik streptokoklar ve diğer streptokok türleri (enterokokların çoğu dirençlidir)
Streptococcus pneumoniae
Gram-negatif aeroblar Escherichia coli Proteus mirabilis
Enterobacter aerogenes Haemophilus influenzae
Genel özellikler
Emilim:
Sağlıklı gönüllülerde, 500 mg sefazolinin intramüsküler yoldan uygulanmasından 1 ve 8 saat sonra, sırasıyla 37 ng/ml ve 3 ng/ml’lik ortalama serum konsantrasyonları, 1 gramlık dozun uygulanmasından 1 ve 8 saat sonra ise ortalama 64 ng/™! ve ? ng/ml’lik serum konsantrasyonlan elde edilmiştir.
İntravenöz yoldan 1 gram dozunda uygulanmasından sonra en yüksek serum konsantrasyonu, sağlıklı gönüllülerde yaklaşık 185 jag/ml’ye ulaşmış ve 8 saat sonra ise yaklaşık 4 ng/ml olarak bulunmuştur.
Sağlıklı gönüllülerde bir saat süreyle 3.5 mg/kg (yaklaşık 250 mg) ve bunu izleyen 2 saat içinde 1.5 mg/kg (yaklaşık 100 mg) dozunda sefazolinin intravenöz yoldan sabit infüzyon şeklinde uygulanması sırasında, üçüncü saatte ulaşılan sabit serum düzeyi yaklaşık 28 ng/ml’dir.
Enfeksiyon nedeni ile hastaneye yatırılan hastalar üzerinde yapılan araştırmalar, elde edilen ortalama en yüksek serum düzeylerinin, sağlıklı gönüllülerde elde edilene benzer olduğunu göstermiştir.
Dağılım ve biyotransformasyon:
Obstrüktif safra yolu hastalığı bulunmayanlarda, safradaki sefazolin düzeyi serum düzeyine ya da beş kat daha yüksek değerlere ulaşabilirse de obstrüktif safra yolu hastalığı bulunan hastaların safrasındaki düzeyi serumdaki düzeyin altındadır (<1.0 ng/ml).
Sinoviyal sıvıdaki konsantrasyonu, ilacın uygulanmasından 4 saat sonraki serum konsantrasyonu ile kıyaslanabilir düzeydedir.
Kordon kanında yapılan araştırmalar plasentadan kolaylıkla geçtiğini göstermektedir. Sefazolin, insanlarda anne sütüne çok düşük konsantrasyonlarda geçmektedir.
Eliminasyon:
Sefazolinin serum yarılanma süresi intravenöz uygulamadan sonra yaklaşık 1.8 saat, intramüsküler uygulamadan sonra ise yaklaşık 2 saattir.
Sefazolin idrarla değişmeden atılır. İlk 6 saat içinde ilacın yaklaşık %60’ı idrarla atılır ve bu oran 24 saatte %70-80’e ulaşır. İntramüsküler yoldan 500 mg ve 1 gram dozunda uygulandıktan sonra, idrardaki en yüksek sefazolin konsantrasyonları sırasıyla yaklaşık 2400 pg/ml ve 4000 pg/ml’dir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir.
Akut toksisite (LDso g/kg)
Fareler | Sıçanlar | |||
Erkek | Dişi | Erkek | Dişi | |
İntravenöz | 5.4 | 5.0 | 3.3 | 3.0 |
İntraperitonal | 6.2 | 6.2 | 7.4 | 7.6 |
Subkutan | 7.6 | 9.0 | 11 | 10 |
Subakut ve kronik toksisite
Spraque Dawley sıçanları ve beagle köpeklerinde 1-6 ay arasında subkutan, intraperitonal ya da intravenöz yoldan 4000 mg/kg/gün’e varan dozlarda uygulanmış, ancak enjeksiyon bölgesinde hafif lokal hasar dışında başka bir anormal bulgu saptanmamıştır.
VANSEF’in karsinojenik potansiyelini belirlemek için uzun dönem hayvan çalışmaları ve mutajenite çalışmaları yapılmamıştır.
Fetal organogenez dönemde subkutan ya da intravenöz yoldan günde kilogram başına 2504000 mg sefazolin uygulanan ICR farelerinde ve Spraque-Dawley sıçanları ile subkutan yoldan günde kilogram başına 64-125 mg sefazolin uygulanan beyaz Japon tavşanlarında teratojenik etki gözlenmemiştir.
Böbrekler üzerindeki etkisi
Sıçanlar ve köpekler üzerinde yapılan subakut ve kronik toksisite çalışmalarında böbreklerde hiçbir anormal bulgu saptanmamış, ancak, subkutan yoldan 500 mg/kg/gün ya da daha yüksek, intravenöz yoldan 250 mg/kg/gün ya da daha yüksek dozlann kullanıldığı beyaz Japon tavşanlarında renal toksisite gözlenmiştir.