VENEGIS XR 150 mg uzatýlmýþ salýnýmlý 28 sert kapsül Klinik Özellikler
Egis İlaçlari Ltd.şti
[ 18 November 2011 ]
Egis İlaçlari Ltd.şti
[ 18 November 2011 ]
- Her tür depresyon tedavisinde,
- Depresyonun nüksünün ve yeni hikayelerin engellenmesinde,
- Depresyona eşlik eden anksiyete tedavisinde,
- Yaygın anksiyete bozukluğu (YAB) tedavisinde,
- Sosyal fobi tedavisinde,
Pozoloji:
Her tür depresyon tedavisinde, depresyon nüksünün ve yeni episodların engellenmesinde, depresyona eşlik eden anksiyete tedavisinde, yaygın anksiyete bozukluğu tedavisinde ve sosyal fobi tedavisinde tavsiye edilen doz ; günde bir kez 75 mg’dır. Bazı hastalarda 75 mg/gün’lük tedavi dozuna çıkmadan önce, hastaların tedaviye uyum sağlayabilmesi için 4-7 gün süre ile 37,5 mg/gün’lük dozla tedaviye başlanabilir. Gerekirse doz günde bir kez 150 mg’a yükseltilebilir. Gerekli durumlarda doz, günde bir kez 375 mg’a kadar da yükseltebilir. Doz artışları yaklaşık 2 haftalık veya daha fazla aralıklarla yapılmalıdır, ancak 4 günden kısa aralıklarla yapılmamalıdır.
Panik bozukluğun tedavisinde tavsiye edilen doz, günde bir kez 75 mg VENEGIS XR’dır. Panik bozukluğun tedavisine ilk 4-7 gün, günde bir kez venlafaksin 37,5 mg alınarak başlanmalı ve daha sonraki günlerde günde bir kez 75 mg VENEGIS XR ile devam edilmelidir. Panik bozukluğu tedavisi için gerekli durumlarda doz günde bir kez 225 mg’a yükseltilebilir. Doz artışları yaklaşık 2 haftalık veya daha fazla aralıklarla yapılmalıdır, ancak 4 günden kısa aralıklarla yapılmamalıdır.
Uygulama sıklığı ve süresi:
VENEGIS XR’ın hergün yaklaşık aynı saatlerde olmak üzere, günde bir kez ve yemeklerle birlikte alınması tavsiye edilir.
Venlafaksin tablet ile tedavi edilmekte olan hastalar, en yakın eşdeğer doz (mg/gün) ile VENEGIS XR’a geçebilirler. Ancak kişisel doz ayarlaması gerekli olabilir.
Uygulama şekli:
Her kapsül bir miktar sıvıyla alınmalıdır. Kapsülü bölmeyin, parçalamayın, çiğnemeyin ya da suyla karıştırmayın.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek ve karaciğer yetmezliği:
Böbrek ve/veya karaciğer yetmezliği olan hastaların düşük dozda venlafaksin almaları gerekir.
Glomerüler filtrasyon hızı (GFH) 10-70 ml/dk olan hastalarda venlafaksin’in toplam günlük
dozu %25-50 oranında azaltılmalıdır. Hemodiyaliz hastalarında venlafaksin’in toplam günlük
dozu %50 oranında azaltılmalıdır. Diyaliz sırasında venlafaksin uygulanmamalıdır.
Hafif ve orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda venlafaksin’in toplam günlük
dozu %50 oranında azaltılmalıdır. Bazı hastalar için %50’den fazla doz azaltılması uygun
olabilir.
Pediyatrik popülasyon:
18 yaşın altındaki çocuklarda venlafaksin’in kullanımına bağlı yeterli deneyim yoktur.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda, ileri yaş sebebiyle mutad dozda ayarlama yapılması tavsiye edilmez. Ancak diğer tedavilerde olduğu gibi, yaşlı hastalarda venlafaksin kullanırken dikkatli olunmalıdır. İdame tedavisi:
Depresyonun nüksünün ve yeni episodların engellenmesi için gerekli doz, başlangıç tedavisinde olduğu gibi günde bir kez 75 mg VENEGIS XR ’dır.
Venlafaksinin her hastadaki uzun dönem yararı, periyodik olarak değerlendirilmelidir. Akut majör depresyon vakalarının, genellikle birkaç ay veya daha uzun süre ile farmakolojik tedavi gerektiği kabul edilmektedir. Venlafaksinin depresyon tedavisinde uzun süreli (12 aya kadar) etkinliği gösterilmiştir. Anksiyete, sosyal fobi ve panik bozukluğu tedavisinde ise 6 aya kadar etkinliği gösterilmiştir.
• İlacın herhangi bir bileşenine karşı aşırı duyarlılık.
Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının, intihar düşünce ya da davranışlarını arttırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun arttırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edicilerce yakınen izlenmesi gereklidir.
VENEGIS XR ’ın söz konusu yaş gruplarından çocuklarda kullanılması önerilmez.
Mono amino oksidaz inhibitörleri (MAOI) kullanımının kesilmesinin hemen ardından venlafaksin kullanımına başlanması ve venlafaksin uzatılmış salım formülasyonunun kullanımının kesilmesini takiben hemen MAO inhibitörleri kullanımına başlanması ile bazıları ciddi olan advers reaksiyonlar bildirilmiştir. MAO inhibitörleri ve venlafaksine benzer FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER olan diğer antidepresanlarla birlikte veya ardarda kullanım ile malign nöroleptik sendroma benzer tremor, bulantı, kusma, miyoklonus, aşırı terleme, yüzde kızarıklık, baş dönmesi, konvülsiyon ve aynı zamanda hipertermi ve bazen fatal etkileşim reaksiyonları bildirilmiştir. MAO inhibitörleri kullanımının kesilmesi ile venlafaksin tedavisine başlanması arasındaki zaman aralığı ile ilgili yukarıda bahsedilen öneriler, irreversible MAO inhibitörleri düşünülerek yapılmıştır. Reversible MAO inhibitörü olan moklobemid kullanımının kesilmesi ve venlafaksin tedavisine başlanması arasında geçmesi gereken zaman 14 günden az olabilir. Ancak, MAO inhibitörleri ile ilgili yukarıda bahsedilen advers reaksiyonların riskinden dolayı moklobemid’den venlafaksin tedavisine geçerken yeterli bir zaman aralığı verilmesi sağlanmalıdır. Moklobemid’in FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER ve hastanın kişisel değerlendirilmesi göz önünde tutularak uygun bir arındırma dönemi uygulanmalıdır.
MAOI ile selektif serotonin geri alım inhibitörleri veya trisiklik antidepresanların birlikte
kullanılması ile de benzer etkileşim ve advers reaksiyonlar bildirilmiştir.
Venlafaksin ile tedavi edilen hastalar klinik kötüleşme ve intihara yatkınlık bakımından,
özellikle tedavinin başlangıcında veya herhangi bir doz değişikliği durumda yakından
izlenmelidir.
Santral sinir sistemi üzerinden etkisi olan tüm ilaçlarda olduğu gibi, hastalar venlafaksin kullanırken alkol almamaları konusunda uyarılmalıdır.
İntihar riski özellikle depresif hastalarda düşünülmelidir ve doz aşımı riskini azaltmak için tedaviye düşük dozlarla başlanmalıdır.
Venlafaksin tedavisi ile konvülsiyonlar görülebilir. Diğer tüm antidepresanlarda olduğu gibi daha önce konvülsiyon geçirmiş hastalarda venlafaksin uzatılmış salınım formülasyonunu kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Hastalar kızarıklık, ürtiker veya benzer bir alerjik reaksiyon görüldüğünde doktorlarına başvurmaları konusunda uyarılmalıdır.
Yaşlı hastalarda, diüretik kullanan hastalarda, dehidrat veya sıvı kaybı olan hastalarda venlafaksin kullanımı ile hiponatremi ve/veya uygunsuz antidiüretik hormon salgılanması sendromu (SIADH) görülebilir.
Özellikle madde kötüye kullanımı veya bağımlılık öyküsü olan hastalara suistimal riski vardır. Bu nedenle; tolerans girişimi, doz artırımı veya ilaç alışkanlığı gibi venlafaksinin yanlış ve kötüye kullanım belirtileri açısından, venlafaksin kullanan hastalar yakından izlenmelidir.
Orta şiddette veya ciddi renal yetmezlik veya karaciğer sirozu olan hastalarda, venlafaksin ve aktif metabolitlerinin klerensi azaldığından, bu maddelerin eliminasyon yarı ömrü uzar. Bu durumda düşük doz venlafaksin tedavisi gerekli olabilir.
Uzun QT sendromu / Torsades de Pointes’e neden olabilir. Bu nedenle tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında kesinlikle kullanılmamalıdır. Kadınlarda Torsades de Pointes oluşma riski erkeklerden daha fazla olabilir.
SSRI’lar ile birlikte kullanıldığında nadiren de olsa seratonin sendromu bildirilmiştir. Bu nedenle venlafaksin, klinik açıdan endike olmadıkça ve uzman tarafından önerilmedikçe SSRI’lar ile birlikte kombine olarak kullanılmamalıdır.
Venlafaksin kullanımına midriyazisis eşlik ettiği bildirilmiştir, bu sebeple artmış intra-oküler basınca ya da dar açılı glokom riskine maruz kalan hastalar yakından izlenmelidir.
Venlafaksin tedavisinin zayıflatıcı ajanlarla, fentermin dahil, kombine kullanımında güvenilirliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır. Venlafaksin hidroklorür ve zayıflatıcı ajanların beraber kullanımı önerilmemektedir. Venlafaksin hidroklorür tek başına veya diğer ürünlerle kombine kullanımında zayıflatmada endike değildir. Belirgin kilo kaybı, özellikle normal vücut ağırlığının altında olan depresif hastalarda, venlafaksin tedavisinin istenmeyen sonucu olabilir.
Venlafaksin alan hastalarda deri ve mukoza kanaması riski artabilir. Bu sebeple kanamaya eğilimli hastalarda, diğer seratonin-geri alım inhibitörleri gibi venlafaksinin dikkatli kullanılması önerilir.
Plasebo kontrollü çalışmalarda en az 3 ay venlafaksin tedavisi gören hastaların %5.3’ünde serum kolesterol düzeylerinde klinik açıdan anlamlı artışlar görülmüştür. Uzun süreli tedavi sırasında serum kolesterol düzeylerinin ölçümü düşünülmelidir.
Antidepresan tedavisinin sonlandırılması ile kesilme belirtilerinin ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu nedenle venlafaksin dozunun kademe kademe azaltılması ve hastaların izlenmesi tavsiye edilir.
MAOI:
Serotonerjik ilaçlar:
Venlafaksinin bilinen etki mekanizmasına ve serotonerjik sendrom potansiyeline dayanarak, venlafaksin, serotonerjik nörotransmitter sistemlerini etkileyebilecek ilaçlarla (triptanlar, selektif seratonin geri alım inhibitörleri (SSRI) ve lityum gibi) birlikte kullanılırken dikkat edilmelidir.
Lityum:
Yapılan çalışmalarda venlafaksin ile lityum veya diazepam’ın birlikte kullanılmasının, farmakokinetik etkileşime neden olmadığı gösterilmiştir (santral sinir sitemi üzerinde etkisi olan ilaçlarla ilgili üstteki paragrafa bakınız).
İmipramin/desipramin:
Venlafaksin imipiramin ve 2-OH-imipraminin farmakokinetiğini etkilemez. Ancak, venlafaksin ile beraber alındığında desipramin EAA, Cmaks ve Cmin değerlerinde yaklaşık %35’lik bir artış gözlenir. 2-OH-desipraminin EAA değerleri ise 2.5-4.5 kat artar. İmipiramin, venlafaksin ve O-desmetil venlafaksinin (ODV) farmakokinetiğini etkilemez.
Haloperidol:
Venlafaksin ile birlikte 2 mg tek doz haloperidol kullanılması sonucunda haloperidol’ün renal klerensinin %42 azalmasına, EAA’mn %70 ve Cmaks’ın %88 artmasına neden olmuştur. Eliminasyon yan-ömrü değişmeden kalmıştır.
Diazepam:
In vitro çalışmalar, venlafaksinin alprozolam, dekstometorfan, kafein, imipramin ve risperidon gibi santral sinir sistemi üzerinde etikisi olan değişik ilaçların metabolizasyonunu etkilemediğini göstermektedir.
Alkol:
Sağlıklı gönüllülere venlafaksinin etanol ile birlikte verilmesi (günde bir kez 0.5 g/kg) ile venlafaksinin, metabolitinin ve etanolün farmakokinetik profilleri değişmemiştir. Venlafaksinin etanolünün mental ve motor davranışlara verdiği zararı artırmadığı gözlenmiştir. Bütün santral sistemi ilaçlarında olduğu gibi, hastalar venlafaksin kullanırken alkol almamaları konusunda uyarılmalıdır.
Simetidin:
Simetidin, venlafaksinin ilk geçiş metabolizmasını inhibe etmektedir. Ancak sistemik dolaşımda daha fazla miktarda bulunan ODV oluşumu ya da eliminasyonu üzerinde anlamlı bir etki göstermemiştir. Bu sebeple venlafaksin, simetidin ile birlikte kullanıldığında doz ayarlaması gerekmemektedir. Yaşlı hastalarda ya da karaciğer bozukluğu olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Sitokrom P450 izoenzimleriyle metabolize olan ilaçlar:
In vitro ve in vivo çalışmalar venlafaksinin aktif metaboliti, ODV’ye birçok antidepresan ilacın metabolizmasında görülen genetik polimorfizimden sorumlu izoenzim CYP2D6 tarafından metabolize olduğunu göstermiştir. Bu nedenle CYP2D6 tarafından venlafaksin metabolizmasını venlafaksinin ODV’ye dönüşümünü inhibe eden ilaçlar ile potansiyel bir etkileşim vardır. Sonuçta venlafaksin plazma konsantrasyonu artar, aktif metabolitinin konsantrasyonu düşer. CYP2D6 inhibitörlerinden örneğin kinidinin bunu yapması beklenir. Ancak bu etkinin genetik olarak CYP2D6 zayıf metabolize edicilerde görülen ile benzer olması beklenir.
Ketokonazol:
Ketokonazol ile CYP2D6’ın zayıf ve güçlü metabolizörlerinde yapılan bir farmakokinetik çalışmasında, deneklerin çoğunda ketokonazol alımını takiben hem venlafaksin hem de ODV’nin plazma konsantrasyonlarında artış gözlenmiştir.
Sitokrom P450 izoenzimleriyle metabolize olan diğer ilaçlar üzerinde venlafaksinin etkisi: Çalışmalar venlafaksinin CYP2D6’nın oldukça zayıf bir inhibitörü olduğunu göstermiştir. Venlafaksin CYP1A2, CYP2C9 ya da CYP3A4’ü inhibe etmez.
Bu durum; alprozolam (CYP3A4), kafein (CYP1A2), karbamezepin (CYP3A4) ve diazepam (CYP3A4 ve CYP2C9) ilaçları ile yapılan in vivo çalışmaları ile teyid edilmiştir.
Metoprolol:
Metoprolol, venlafaksin ve ODV’nin farmakokinetiğini etkilemez. Varfarin:
Venlafaksinin eklenmesinden sonra varfarin alan hastalarda PT ve INR’deki artışlar dahil antikoagülan etkilerin güçlendiği gözlenmiştir.
İndinavir:
İndinavir, venlafaksin ve ODV’nin farmakokinetiğini etkilemez. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir.
Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanan ilaçlar:
Venlafaksin’inin ve ODV’nin proteine bağlanma oranı düşük olduğundan (sırasıyla, %27 ve %30) bu düzeyde bir ilaç etkileşimi olası değildir.
Venlafaksinin diğer antidepresanlar veya elektrokonvulsif tedavi ile birlikte kullanımını değerlendiren yeterli klinik çalışmalar mevcut değildir.
Özel popülasyona ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyona ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Genel Tavsiye
Gebelik kategorisi C
Venlafaksin’in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. kısım 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Venlafaksinin güvenirliği gebelerde kanıtlanmamıştır. VENEGIS XR gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Gebelik dönemi
Eğer venlafaksin doğuma kadar veya doğumdan kısa bir süre öncesine kadar kullanılırsa, yeni doğan bebekte kesilme belirtileri görülebilir. Üçüncü trimesterin sonlarına doğru venlafaksine maruz kalan bebeklerde solunum desteği gerektiren veya hastanelerde daha uzun süre kalmayı gerektiren komplikasyonlar ortaya çıkmıştır.
Laktasyon dönemi
Venlafaksin ve metabolitinin ODV anne sütüne geçtiğinden, venlafaksin tedavisi kesilmeli veya emzirmekten vazgeçilmelidir.
Üreme yeteneği /Fertilite
Venlafaksin kullanımı ile sıklıkla gözlenen yan etkiler; bulantı, uykusuzluk, ağız kuruluğu,
uyku hali, sersemlik hali, kabızlık, terleme, sinirlilik, asteni ve anormal ejakülasyon/orgazm.
Yan etkilerin görülme sıklığı doza bağımlı olarak değişmektedir. Yan etkilerin şiddeti ve
sıklığı genellikle devam edilmesiyle azalır.
Farklı organ sistemlerinde;
Çok yaygın >1/10
Yaygın <1/10 ila >1/100
Yaygın olmayan <1/100 ila >1/1,000
Seyrek Çok seyrek
Bilinmiyor
<1/1,000 ila >1/10,000 <1/10,000
(eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Yaygın olmayan:
Seyrek:
Çok seyrek:
gözlenen yan etkiler şu şekildedir:
Kan ve lenf sistemi bozuklukları
Ekimoz, mukoz membran kanaması,
Uzamış kanama süresi, hemoraji, trombositopeni,
Kan diskrazisi (agranülositoz, aplastik anemi, nötropeni ve
pansitopeni dahil).
Yaygın:
Yaygın olmayan:
Seyrek:
Çok seyrek:
Metabolizma ve beslenme bozuklukları
Serum kolesterol artışı, kilo artışı ya da kaybı, Hiponatremi, karaciğer enzimlerinin artışı, Hepatit, Prolaktin artışı.
Sinir sistemi bozuklukları
Sersemlik hali, ağız kuruluğu, uykusuzluk, sinirlilik, uyku hali, Anormal rüyalar, ajitasyon, anksiyete, konfüzyon, hipertoni, parastezi, tremor,
Apati, halüsinasyonlar, miyoklonus, bozulmuş tat duygusu,
Ataksi, denge ve koordinasyon bozuklukları, disartria dahil konuşma
bozuklukları, mani veya hipomani, nöroleptik malin sendrom benzeri
etkiler, epileptik nöbetler, serotonerjik sendrom,
Delirium, diskinezi ve distoni dahil ekstrapiramidal hastalıklar, tardiv
diskinezi, psikomotor hareketlilik/akatizi.
Çok yaygın: Yaygın:
Yaygın olmayan: Seyrek:
Çok seyrek:
Kardiyak bozukluklar
Yaygın: Hipertansiyon, çarpıntı, vazodilatasyon,
Seyrek: Hipotansiyon/postüral hipotansiyon, senkop, aritmi (taşikardi dahil),
Çok seyrek: Torsades de Pointes, QT uzaması, ventriküler taşikardi, ventriküler
fibrilasyon.
Solunum sistemi bozuklukları
Yaygın: Dispne, esneme,
Çok seyrek: Pulmoner eozinofili.
Gastrointestinal bozukluklar
Çok yaygın: Yaygın:
Yaygın olmayan:
Seyrek:
Çok seyrek:
Kabızlık, bulantı,
Anoreksi, iştah azalması, diyare, dispepsi, kusma, Bruksizm,
Gastrointestinal kanama, Pankreatit.
Çok yaygın: Yaygın:
Yaygın olmayan: Seyrek:
Deri ve deri altı doku bozuklukları
Aşırı terleme, Kaşıntı, yüzde kızarıklık,
Anjiyoödem, makülopapüler döküntüler, ürtiker, ışığa duyarlılık reaksiyonları, alopesi,
Eritema multiforme, Stevens Johnson sendromu.
Kas-iskelet sistemi, bağ doku ve kemik bozuklukları
Yaygın: Artralji, miyalji,
Seyrek: Kas spazmı,
Çok seyrek: Rabdomiyoliz.
Böbrek ve idrar yolu bozuklukları
Yaygın: Sık idrara çıkma,
Seyrek: Üriner retansiyon.
Üreme sistemi bozuklukları
Çok yaygın: Anorgazmi, erektil disfonksiyon, anormal ejakülasyon/orgazm,
Yaygın: Libido azalması, impotans, menstrüel siklus bozukluğu,
Yaygın olmayan: Menoraji, Seyrek: Galaktore.
Göz ile ilgili bozukluklar
Yaygın: Anormal görüş/akomodasyon, midriazis.
Kulak ile ilgili bozukluklar
Yaygın: Kulak çınlaması.
Tedavi edilmiş hipertansiyon veya başlangıçta yükselmiş kan basıncı olan hastalarda venlafaksin tedavisi ile daha fazla artış eğilimi görülmemektedir. Rutin kan basıncı kontrolleri önerilebilir.
Pazarlama sonrası çalışmalarda özellikle diğer ilaçlar ve/veya alkol ile beraber yüksek dozda venlafaksin kullanımı ile; EKG değişlikleri (QT aralığının uzaması, kalp bloğu, QRS uzaması), sinüs ve ventriküler taşikardi, bradikardi, hipotansiyon, vertigo, nöbet, seratonin sendromu ve uyku halinde komaya kadar olan bilinç bozuklukları bildirilmiştir. Tedavisi: Venlafaksin’in bilinen spesifik bir antidotu yoktur. Doz aşımı halinde yeterli hava yolu, oksijenizasyon ve ventilasyon sağlanmalıdır. Genel destekleyici ve semptomatik tedaviler ve kardiyak monitorizasyon uygulanmalıdır.
Aspirasyon riski varsa kusma önerilmez.
Gastrik lavaj, semptomatik hastalarda veya yüksek dozda venlafaksin uzatılmış salınım formülasyonu alımının hemen arkasından yapılmak üzere önerilebilir. Aktif kömür kullanımı ilaç absorpsiyonunu kısıtlayabilir.
Diürez, diyaliz, hemoperfüzyon ve transfüzyonun yararı olmadığı düşünülmektedir.