VIMPAT 200 mg 56 film kaplý tablet Klinik Özellikler
UCB Pharma A.Ş.
[ 24 May 2013 ]
UCB Pharma A.Ş.
[ 24 May 2013 ]
Pozoloji:
Önerilen başlangıç dozu günde iki kez 50 mg’ dır. Bu doz, bir hafta sonra günde iki kez 100 mg’ lık bir başlangıç terapötik doza arttırılmalıdır.
Lakozamid tedavisi ayrıca 200 mg’lık tek bir yükleme dozunu takiben yaklaşık 12 saat sonra günde 2 kez 100 mg’lık idame doz rejimi ile (200mg/gün) başlatılabilir. Yükleme dozu, hekimin kararlı durum konsantrasyonuna hızla ulaşılması ve terapötik etkinin temin edilmesinin gerektiğine karar verdiği durumdaki hastalarda başlatılabilir. Yükleme dozu, tıbbi gözlem altında ve santral sinir sistemi advers etki insidansının potansiyel olarak artma olasılığı göz önünde bulundurularak uygulanmalıdır (bkz. Bölüm 4.8). Status epileptikus gibi akut durumlarda yükleme dozu uygulaması çalışılmamıştır.
Hastanın bireysel yanıtı ve tolerabilitesine göre, idame dozu, haftada bir günde iki kez 50 mg’ lık artışlarla, maksimum önerilen 400 mg/gün’ lük (günde iki kez 200 mg) doza çıkartılabilir.
Mevcut klinik uygulamalara göre, eğer ViMPAT’ la tedavinin kesilmesi gerekiyorsa, bunun kademeli yapılması önerilir (örneğin günlük dozun haftada bir 200 mg azaltılması).
Uygulama sıklığı ve süresi:
Günlük doz iki eşit doza bölünerek verilmelidir.
Uygulama şekli:
Oral yoldan uygulanır. ViMPAT, yemeklerle birlikte ya da ayrı alınabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek yetmezliği:
Hafif ve orta şiddette böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi > 30 ml/dak) herhangi bir doz ayarlamasına gerek yoktur. Hafif veya orta şiddette böbrek yetmezliği olan hastalarda 200 mg’lık yükleme dozu düşünülebilir ancak daha sonraki doz titrasyonu (günlük 200 mg’dan fazla) dikkatle uygulanmalıdır. Ağır böbrek yetmezliği olan (kreatinin klerensi <30 ml/dak) ve son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda 250 mg/gün’ lük bir maksimum idame dozu önerilir. Bu hastalarda doz titrasyonu dikkatli yapılmalıdır. Eğer yükleme dozu gerekliyse, 100 mg’lık başlangıç dozu ve bunu takiben ilk hafta için günde 2 kez 50 mg’lık doz rejimi kullanılmalıdır.
Hemodiyaliz gerektiren hastalarda, hemodiyaliz bitiminden sonra, doğrudan, bölünmüş günlük dozun %50’ sine kadar bir ek doz önerilir.
Son dönem böbrek yetmezliği olan hastaların tedavisi, klinik deneyimin az olması ve bir metabolitin (bilinen bir farmakolojik aktivitesi olmayan) birikmesi sebebi ile dikkatle yapılmalıdır.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif - orta şiddette karaciğer yetmezliği olan hastalarda herhangi bir doz ayarlanmasına gerek yoktur. Bu hastalarda doz titrasyonu, böbrek yetmezliğinin eşlik etmesi göz önüne alınarak dikkatle yapılmalıdır. 200 mg’lık yükleme dozu düşünülebilir ancak daha sonraki doz titrasyonu (günlük 200 mg’dan fazla) dikkatle uygulanmalıdır.. Lakozamidin farmakokinetiği ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda değerlendirilmemiştir (bkz. Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
16 yaşın altındaki popülasyonda güvenlilik ve etkililik ile ilgili verilerin olmaması nedeniyle ViMPAT’ ın çocuk ve ergenlerde kullanılması önerilmez.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda, dozun azaltılmasına gerek yoktur.
Epilepsili yaşlı hastalarda, VİMPAT ile deneyim sınırlıdır. Yaşlı hastalarda, yaşla birlikte azalan renal klerens ve eğri altında kalan kalan (EAA) düzeylerinde artış dikkate alınmalıdır (bkz, bölüm “Böbrek yetmezliği” ve Bölüm 5.2).
ViMPAT;
- Etkin madde veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda,
- Bilinen ikinci veya üçüncü derece atriyoventriküler (AV) bloğu olan hastalarda kontrendikedir.
Sersemlik hissi:
ViMPAT ile tedaviye sersemlik hissi eşlik edebilir, bu da kazara yaralanma veya düşmelerin oluşmasını arttırabilir.
Bu nedenle, hastaların, tedavinin potansiyel etkilerine alışıncaya dek dikkat etmeleri önerilir (bkz. Bölüm 4.8).
Kardiyak ritim ve iletim:
Klinik çalışmalarda, ViMPAT ile PR aralığında uzamalar gözlemlenmiştir.
ViMPAT, bilinen ileti problemleri veya miyokart enfarktüs veya kalp yetmezliği gibi ağır kardiyak hastalığı olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Yaşlı hastalarda kardiyak hastalıkların görülme riski artabileceğinden bu hastalan tedavi ederken veya PR uzamasına eşlik ettiği bilinen ilaçlar ile birlikte ViMPAT kullanıldığında özellikle dikkat edilmelidir.
Pazarlama sonrası deneyimde ikinci derece veya daha yüksek derecede AV blok bildirilmiştir. Epilepsi hastalarında lakozamidin plasebo-kontrollü çalışmalarında, atriyal fıbrilasyon veya çarpıntı bildirilmemiştir, ancak her ikisi de açık-etiketli epilepsi çalışmalarında ve pazarlama sonrası deneyimde bildirilmiştir (bkz bölüm 4.8).
Hastalar ikinci-derece veya daha yüksek derecede AV blok (örn. yavaş veya düzensiz nabız, bayılacak gibi hissetme) ve atriyal fıbrilasyon ve çarpıntının belirtileri (örn. palpitasyonlar, hızlı veya düzensiz nabız, nefesin kesilmesi) konusunda bilgilendirilmelidir. Hastalar, bu belirtiler meydana geldiği zaman tıbbi açıdan tavsiye almaları konusunda bilgilendirilmelidir.
İntihar düşüncesi ve davranışı:
Birçok endikasyon için antiepileptik ajanlarla tedavi edilen hastalarda intihar düşüncesi ve davranışı bildirilmiştir. Antiepileptik ilaçların randomize, plasebo kontrollü çalışmalarının bir meta-analizi, intihar düşüncesi ve davranışı riskinde küçük bir artış olduğunu göstermiştir. Bu riskin mekanizması bilinmemektedir ve mevcut veri, ViMPAT için artan bir risk olasılığını göz ardı etmemektedir. Bu nedenle hastalar intihar düşüncesi ve davranışı açısından yakından İzlenmelidir ve uygun tedavi verilmesi düşünülmelidir. İntihar düşüncesi ve davranışı ortaya çıktığında hasta ve hasta yakınının tıbbi destek alması önerilmelidir (bkz bölüm 4.8).
ViMPAT, PR uzamasına eşlik ettiği bilinen tıbbi ürünler (örn. karbamazepin, lamotrijin, pregabalin) ile ve sınıf I antiaritmik ilaçlar ile tedavi edilen hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Bununla birlikte, ViMPAT ile karbamazepin veya lamotrijİnin birlikte kullanıldığı hastalarda yapılan klinik çalışmaların alt grup analizinde PR uzama miktarında bir artış tespit edilmemiştir.
İn vitro veriler:
Veriler genellikle lakozamidin düşük bir ilaç-ilaç etkileşim potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. İn vitro çalışmalar, klinik çalışmalarda gözlemlenen plazma konsantrayonlarındaki ViMPAT ile CYP1A2, 2B6 ve 2C9 enzimlerinin indüklenmediğini ve CYP1A1, 1A2, 2A6, 2B6,2C8, 2C9, 2D6 ve 2E1’ in inhibe edilmediğini göstermiştir. Bir in vitro çalışma, ViMPAT’ ın bağırsakta P-glikoprotein ile taşınmadığını göstermiştir.
İn vitro veriler; CYP2C9, CYP2CI9 ve CYP3A4’ ün O-desmetil metabolitinin oluşumunu katalizleyebildiğin i göstermektedir.
İn vivo veriler:
ViMPAT in vivo olarak CYP2C19 ve CYP3A4 enzimlerini klinik açıdan anlamlı bir ölçüde inhibe etmez veya indüklemez.
ViMPAT, midazolamın (CYP3A4 tarafından metabolize olan, 200mg b.i.d ViMPAT verildiğinde) EAA’ sını etkilememiştir ancak midazolamın Cmaks’ ı biraz artmıştır (%30). ViMPAT omeprazolün (CYP2C19 ve 3A4 ile metabolize olan, 300mg b.i.d ViMPAT verildiğinde) farmakokinetİğini etkilememiştir.
CYP2C19 İnhibitörü omeprazol (40mg q.d.) lakozamid maruziyetinde klinik açıdan anlamlı bir değişikliğe neden olmamıştır. Bu nedenle CYP2C19 inhibitörlerinin sistemik lakozamid maruziyetini klinik açıdan anlamlı ölçüde etkileyeceği beklenmez.
CYP2C9’ un güçlü inhibitörleri (örn: flukonazol) ve CYP3A4’ ün güçlü inhibitörleri (örn: itrakonazol, ketokonazol, ritonavir, klaritromisin) ile eşzamanlı tedavi, lakozamid sistemik maruziyetinde artışa neden olabileceğinden dikkat edilmesi önerilmektedir. Bu tür etkileşimler in vivo olarak tespit edilmemiştir ancak in vitro verilere bakıldığında olasılık mevcuttur.
Rifampisin veya St John’ s wort (Hypericum perforatum) gibi kuvvetli enzim indükleyicileri, ViMPAT’ ın sistemik maruziyetini orta derecede azaltabilir. Bu nedenle, bu enzim indükleyicileri ile tedavinin başlatılması veya sonlandırılması dikkatle yapılmalıdır.
Antiepileptik ilaçlar:
İlaç-ilaç etkileşim çalışmalarında ViMPAT, karbamazepin ve valproik asidin plazma konsantrasyonlarını anlamlı ölçüde etkilememiştir ve ViMPAT plazma konsantrasyonları valproik asitten ve karbamazepinden etkilenmemiştir. Bir popülasyon farmakokinetik
analizinde, enzim indükleyicileri olarak bilinen diğer antiepileptik ilaçlar (değişik dozlarda karbamazepin, fenitoin, fenobarbital) ile eşzamanlı tedavinin ViMPAT’ ın genel sistemik maruziyetini %25 azalttığı hesaplanmıştır.
Oral kontraseptifler:
Bir ilaç-ilaç etkileşim çalışmasında, ViMPAT ile oral kontraseptifler etinilestradiol ve levonorgestrel arasında klinik açıdan anlamlı bir etkileşim bulunmamıştır. Progesteron konsantrasyonları bu tıbbi ürünler ile birlikte uygulandığında etkilenmemiştir.
Diğer:
Etkileşim çalışmaları, ViMPAT’ m digoksinin farmakokinetiği üzerine bir etkisinin olmadığını ve VİMPAT ile metformin arasında klinik olarak anlamlı bir etkileşim olmadığını göstermiştir.
ViMPAT’ m alkol ile etkileşimine ait veri bulunmamaktadır.
Lakozamidin proteine bağlanma oram %15’ den düşüktür. Bu nedenle, protein bağlanma bölgeleri için yarışan ilaçlarla klinik açıdan önemli bir etkileşim olmadığı düşünülmektedir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler mevcut değildir.
Pediyatrik popülasyon: Bölüm 4.2’ de “Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler” bölümüne bakınız.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ViMPAT ile tedavi öncesinde etkin doğum kontrol yöntemi hekim tarafından ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmelidir.
ViMPAT ile oral kontraseptifler etinilestradiol ve levonorgestrel arasında klinik açıdan anlamlı bir etkileşim bulunmadığı klinik çalışmalar ile gösterilmiştir (bkz. Bölüm 4.5).
Tüm antiepileptik ilaçlar için, epilepsi tedavisi gören kadınların çocuklarında malformasyon prevalansı, genel popülasyondaki yaklaşık %3 olan orandan 2-3 kat daha yüksektir. Tedavi edilen popülasyonda, politerapi ile malformasyonlarda bir artış gösterilmiştir, ancak bu artışta tedavinin ve/veya hastalığın ne kadar sorumlu olduğu aydınlatılmamıştır.
Ayrıca etkili anti-epileptik terapi kesilmemelidir, çünkü hastalığın şiddetlenmesi hem anneye hem fetusa zarar vericidir.
Gebelik dönemi
ViMPAT’ ın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar, sıçanlarda veya tavşanlarda herhangi bir teratojenik etki göstermemiştir, fakat matemo-toksik dozlarda sıçanlarda ve tavşanlarda embriyo-toksisite gözlemlenmiştir (bkz. Bölüm 5.3), İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. ViMPAT gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır. (ViMPAT’ ın anne için olası yararları, fetus üzerindeki olası zararlarına göre üstünse kullanılabilir). Hasta, hamile kaldığında veya hamilelik kararı alındığında doktorunu bilgilendirmesi gerektiği konusunda uyarılmalıdır.
Laktasyon dönemi
ViMPAT’ ın insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar ViMPAT’ m sütle atıldığını göstermektedir.
Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da ViMPAT tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına ilişkin karar verilirken emzirmenin çocuk açısından faydası ve ViMPAT tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
Hayvanlarda yapılan çalışmalarda, özellikle sıçanlarda erkek veya dişi üreme yeteneği veya fertilitesi üzerine, insanlarda önerilen en yüksek doz plazma EAA’ sının yaklaşık 2 katına çıkan plazma maruziyetİ (EAA) gösteren dozlarda, hiçbir advers etki gözlemlenmemiştir.
ViMPAT, araç ve makine kullanma yeteneğini hafif ila orta derecede etkileyebilir. ViMPAT tedavisine, sersemlik hissi veya bulanık görme eşlik etmiştir. Bu nedenle, bu tür aktiviteleri gerçekleştirecek hastaların, ViMPAT’ ın bu beceriler üzerindeki etkilerine ahşana kadar araç veya potansiyel tehlike yaratabilecek makine kullanmaları önerilmez.
Parsiyel başlangıçlı nöbeti olan 1308 hasta ile yapılan toplu plasebo-kontrollü klinik çalışmaların analizine dayanarak, ViMPAT’ a randomize edilmiş hastaların toplam %61.9’ unda ve plaseboya randomize edilmiş hastaların %35.2’ sinde en az 1 advers reaksiyon bildirilmiştir.
ViMPAT tedavisi ile en sık bildirilen advers ilaç reaksiyonları, sersemlik hissi, baş ağrısı, çift görme ve bulantıdır. Bunlar genel olarak hafıf-orta şiddetlidir. Bazıları doza bağlıdır ve dozun azaltılması ile hafifletilebilir. SSS ve gastrointestinal (GI) sistem ile ilgili advers ilaç reaksiyonlarının sıklığı ve şiddeti genellikle zamanla azalır.
Tüm kontrollü çalışmalar üzerinden, ViMPAT’ a randomize edilen hastalar için advers reaksiyonlar nedeniyle tedaviden kesilme oranı %12.2, plaseboya randomize edilen hastalar için tedaviden kesilme oranı %1.6’ dır. ViMPAT ile tedavinin kesilmesine yol açan en yaygın advers ilaç reaksiyonu sersemlik hissidir.
Yükleme dozunu takiben, sersemlik hissi gibi santral sinir sistemi advers reaksiyonlarının insidansında artış görülebilir.
Aşağıdaki liste, plasebo kontrollü klinik çalışmalarda ViMPAT grubunda ve pazarlama sonrası deneyimde bildirilen advers reaksiyonları göstermektedir .
Bu sıklıklar aşağıda tanımlanmıştır: Çok yaygın (> 1/10), yaygın (> 1/100 ila < 1/10), yaygın olmayan (> 1/1.000 ila <1/100), seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000) ve çok seyrek (< 1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Her sıklık grubundaki istenmeyen etkiler, ciddiyet derecesi gittikçe azalacak şekilde sıralanmıştır.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Bilinmiyor:
-Agranülositoz
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan:
- İlaç aşırı duyarlılık reaksiyonları
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın:
- Depresyon8
- Konfüzyonel durumb
- Uykusuzluk
Yaygın olmayan:
- Öfori ile belirgin ruh hali
- İntihar girişimi ve intihar düşüncesi
- Agresyon
- Ajitasyon
- Psikotik bozukluk
- Halüsinasyon
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın:
- Sersemlik hissi8
- Baş ağrısı8
Yaygın:
- Denge bozukluğu8
- Koordinasyon anormalliği3
- Hafıza bozukluğu3
- Kognitif bozukluk3
- Somnolans3 (Uyuklama)
- Tremor3 (Titreme)3
- Nistagmus3 (Göz Seyirmesi)
- Hipoestezib
- Dizartrib
- Dikkat dağınıklığı5
Göz hastalıkları
Çok yaygın:
- Çift görme3
Yaygın:
- Bulanık görme3
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın:
- Vertİgo3
- Tinnitus5 (Kulak çınlaması)
Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan:
- Bradikardi
- Atriyoventriküler blok
- Atriyal fıbrilasyon
- Atriyal flutter
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın:
- Bulantı3
Yaygın:
- Kusma3
- Konstipasyon3 (Kabızlık)
- Flatulans3 (Gaz)
- Dispepsi (Hazımsızlık)5
- Ağız kuruluğu5
Hepatobiliyer hastalıklar
Yaygın olmayan:
- Karaciğer fonksiyon testinde anormallik
Deri ve derialtı doku hastalıkları
Yaygın:
- Kaşıntıa
- Döküntü
Yaygın olmayan:
- Anjiyoödem
- Ürtiker
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın:
- Kas spazmları5
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın:
- Yürüyüş bozukIuğua
- Astenia (Takatsizlik)
- Halsizlik3
- İrritabilite5
Yaralanma, zehirlenme ve prosedüre ait komplikasyonlar
Yaygın:
- Düşme3
- Cİlt yaraları3
* Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda ViMPAT grubunda >%lTİk bir sıklık oranında ve plasebodan >%l’den daha fazla oranda bildirilen advers reaksiyonlar.
b Yukarıda belirtilen kriterleri karşılamayan bir sıklık oranı ile toplu klinik çalışmalarda bildirilen, potansiyel olarak önemli advers ilaç reaksiyonları.
*a ya da b İle İşaretli olmayan advers reaksiyonlar pazarlama sonrası deneyimde görülmüştür.
Seçilmiş advers ilaç reaksiyonlarıyla ilgili açıklamalar:
ViMPAT kullanımına, PR aralığında doza bağlı artış eşlik eder, PR aralığının uzamasına eşlik eden advers reaksiyonlar (örn. atriyoventriküler blok, senkop, bradikardi) meydana gelebilir.
Epilepsi hastalarında yapılan klinik çalışmada bildirilen birinci derece AV blok için insidans oranlan; yaygın olmayan şekilde 200 mg, 400 mg, 600 mg ViMPAT ve plasebo için sırasıyla, %0.7, %0, %0.5 ve %0* dır.
Bu çalışmalarda, ikinci derece veya daha yüksek derece AV blok görülmemiştir. Ancak pazarlama sonrası deneyimde ViMPAT tedavisi ile ilişkili İkinci ve üçüncü derece AV blok vakaları bildirilmiştir.
Klinik çalışmalarda, senkop insidans oranı yaygın değildir ve ViMPAT ile tedavi edilen epilepsili hastalar (%0.1) ile plasebo alan hastalar (%0.3) arasında farklılık göstermez.
Kısa dönem klinik çalışmalarında, atriyal fıbrilasyon veya atriyal flutter vakasına rastlanmamıştır ancak her iki advers reaksiyon da açık etiketli epilepsi çalışmalarında ve pazarlama sonrası deneyimde rapor edilmiştir.
Laboratuvar anormallikleri:
ViMPAT ile yapılan kontrollü çalışmalarda eşzamanlı 1 ila 3 antiepileptik ilaç alan erişkin hastalarda karaciğer fonksiyon testlerindeki anormallikler gözlenmiştir. ViMPAT alan hastaların %0.7 (7/935)’ sinde ve plasebo alan hastaların %0 (0/356)’ ında ALT seviyelerinde normal değerin 3 katı veya daha fazla meydana gelmiştir.
Çoklu organ aşın duyarlılık reaksiyonları:
Bazı antiepileptik ajanlar ile tedavi edilen hastalarda çoklu organ aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Bu reaksiyonların ortaya çıkış şekilleri değişkendir ancak tipik olarak ateş ve döküntü ile kendini gösterir ve farklı organ sistemlerinin dahil olması ile ilişkilendirilir. Potansiyel vakalar nadiren ViMPAT ile bildirilmiştir ve eğer çoklu organ aşırı duyarlılık reaksiyonundan şüpheleniliyor ise ViMPAT ile tedavi kesilmelidir.
İnsanlarda ViMPAT doz aşımı ile ilgili sınırlı sayıda klinik deneyim mevcuttur. 1200 mg/gün’ lük dozları takiben klinik belirtiler (sersemlik hissi ve bulantı) esas olarak SSS ve gastrointestinal sistem ile ilişkilidir ve doz ayarlamaları ile düzelir.
ViMPAT için klinik geliştirme programında bildirilen en yüksek doz aşımı, diğer çoklu antiepileptik ilaçların toksik dozlarıyla aynı anda alınan 12 g’ dır. Denek başlangıçta koma halindedir, ardından kalıcı bir sekel olmaksızın tamamen iyileşmiştir.
ViMPAT ile doz aşımı için spesifik bir antidot yoktur. ViMPAT doz aşımının tedavisi genel destekleyici önlemleri ve eğer gerekirse hemodiyalizi içermelidir (bkz. Bölüm 5.2).