VOLIZOLEN (HES 130/0.4) %6 ELEKTROLIT IV infüzyon için çözelti (500 ml setsiz) Klinik Özellikler
Polifarma İlaç San.ve Tic. A.Ş.
[ 10 May 2016 ]
Polifarma İlaç San.ve Tic. A.Ş.
[ 10 May 2016 ]
- Hipovoleminin proflaksi ve tedavisinde.
- Cerrahi işlemlerde kan hacminin devamlılığının sağlanmasında.
Pozoloji / Uygulama sıklığı ve süresi
Klinik deneylerde en sık kullanılan doz olan 33 ml/kg/gün’e kadar olan infüzyon dozları kullanılmaktadır. Deneyler 33 ml/kg/gün ile 50 ml/kg/gün ile sınırlıdır.
Maksimum günlük doz
Kilogram başına en fazla 50 ml VOLİZOLEN (kilogram başına 3 g hidroksietil nişastaya, 6.85 mmol sodyuma ve 0.2 mmol potasyuma eşdeğer miktarda) 70 kg’lık bir hasta için uygulanabilecek en yüksek VOLİZOLEN dozu 3500 ml’e denk gelmektedir.
Uygulama süresi: VOLİZOLEN hastanın ihtiyacına göre birkaç gün tekrarlanarak uygulanabilir. Tedavinin seyri hastanın hipovolemik ve şok durumunun derecesine, hemodinamik durumuna ve hemodilusyonuna bağlı olarak değişmektedir.
Uygulama şekli:
Yalnızca intravenöz kullanım içindir.
Anaflaktik reaksiyon olasılığına karşın solüsyonun ilk 10-20 ml’si yakın takip altında hastaya yavaş uygulanır.
Günlük doz ve infüzyon hızı hastanın kan kaybına, hemodinamiğine ve hemodilüsyona bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek ve karaciğer yetmezliği:
Böbrek ve karaciğer yetersizliği olan hastalar kullanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda veriler sınırlı olduğundan HES ürünlerinin çocuklarda kullanılması önerilmez (Bölüm 4.4’e ve 5.1’e bakınız).
Geriyatrik popülasyon:
VOLİZOLEN’e benzer bir ürün üzerinde yapılan çalışmada 65 yaş üstü hastalar ile genç hastalar arasında etki veya güvenlik bakımından anlamlı fark bulunmamıştır. Yapılan diğer çalışmalarda geriyatrik popülasyon üzerindeki spesifik riskler ile ilgili bir bildirim olmamıştır.
VOLİZOLEN aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
- Hidroksietil nişasta ya da mısıra karşı alerjisi olduğu bilinen kişiler,
- İntrakraniyal veya serebral kanamalarda,
- Böbrek bozuklukları veya böbrek replasman tedavisi
- Hiperhidratasyon durumu özellikle akciğer ödemi ve konjestif kalp yetmezliği olduğunda,
Ciddi hipematremi veya ciddi hiperkloremi durumlarında,
Sepsis,
Ağır karaciğer hastalığı olanlarda,
Yanıklarda,
Kritik hastalar (genellikle yoğun bakım ünitesinde),
Pulmoner ödemi olanlarda,
Dehidrasyon olanlarda,
Konjestif kalp yetmezliği olanlarda,
Ciddi koagülopati olanlarda,
Organ nakli geçirmiş hastalar olanlarda,
Hipersensitivite reaksiyonu gözlendiği durumda ilaç uygulaması derhal kesilmeli ve semptomlar düzelene kadar uygun tedavi uygulanmalıdır. Alerjik (anaflaktik/anaflaktoid) reaksiyon riskine karşı hastalar yakından takip edilmeli ve infüzyona düşük hızda başlanmalıdır.
Genel olarak doz aşımının neden olduğu aşırı sıvı yüklenmesinden kaçınılmalıdır. Özellikle kardiyak rahatsızlığı olan veya ciddi böbrek disfonksiyonu olan hastalarda dikkatli olunmalı, pozoloji uygun şekilde ayarlanmalıdır.
Ağır dehidratasyon durumlarında ilk olarak bir kristaloid çözeltisi verilmelidir.
Kritik hastalarda kristaloidler öncelikli olarak kullamlmalıdır ve VOLIZOLEN sadece kristaloidlerin hastaları stabilize etmekte yetersiz kaldığında ve öngörülen yararın riskten üstün gelmesi durumunda kullanılmalıdır.
Kritik hastalarda doz azaltılması, hastanın gerçek ihtiyaçları ve hastalığın ciddiyeti göz önünde bulundurularak dikkate alınmalı, mümkün olan minimum etkili doz verilmelidir.
Hiperkalemi, hipematremi, hipermagnezemi, hiperkloremi gibi ciddi elektrolit bozukluğu olan hastalara özel dikkat gösterilmelidir.
Metabolik alkaloz ve klinik olarak alkalizasyondan kaçınılması gereken durumlarda % 0,9 sodyum klorür çözeltisi içindeki HES 130/0.4’ e benzer tuz bazlı ürünler tercih edilmelidir.
Ameliyat ve travma:
Cerrahi prosedür altındaki ve travma hastalarında güçlü uzun dönem güvenlilik verileri bulunmamaktadır. Tedavinin beklenen yararı, uzun dönem güvenliliği ile ilişkili bu belirsizliğe karşı dikkatle tartılmalıdır. Diğer mevcut tedaviler dikkate alınmalıdır.
HES ile hacim replasman endikasyonu dikkatle değerlendirilmelidir. Hacim ve doz kontrolü için hemodinamik izlem gerekmektedir.
Uygun sıvı verilmesi, böbrek fonksiyonlarının ve sıvı dengesinin düzenli olarak izlenmesi önemlidir. Böbrek hasarının ilk belirtisinde uygulamaya son verilmelidir.
Aşırı doz veya hızlı infüzyon nedeniyle aşırı sıvı yüklemesinden kaçınılmalıdır. Doz dikkatle ayarlanmalıdır, pulmoner ve kardiyovasküler bozuklukları olan hastalarda özel dikkat gösterilmelidir. Serum elektrolitleri, sıvı dengesi ve böbrek fonksiyonları yakından izlenmelidir.
Şiddetli karaciğer yetmezliği ve ciddi kanama bozuklukları (özellikle hemofili ve Von Willebrand hastalığı) olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Yüksek doz veya tekrarlayan HES kullanımında hemostazın APTT ölçümü ile düzenli olarak izlenmesi ve Von Willebrand hastalığının belirlenmesi amacıyla olası Faktör VIII ölçümü önerilmektedir.
Koagülopatinin ilk belirtisinde HES kullanımı durdurulmalıdır.
Kardiyopulmoner bypass ile ilişkili açık kalp ameliyatı esnasında priming solüsyonuna HES içeren ürünlerin kullanılması, aşırı kanamaya neden olabileceğinden tavsiye edilmemektedir.
Genel olarak, kanın anlamlı dilüsyonu kan grubunun belirlenmesini zorlaştırabilir. Kan grubunun doğru belirlendiğinden emin olmak için yüksek hacimlerde VOLİZOLEN uygulamasından önce kan numunesi alınmalıdır.
HES çözeltilerinin uygulanmasından sonra geçici olarak artmış serum alfa-amilaz konsantrasyonları gözlenebilir. Amilazdaki yükselme, amilazla HES arasında enzim substrat kompleksi oluşumuna ve bu nedenle eliminasyonda yavaşlamasına bağlıdır. Pankreatik fonksiyonların bozukluğu tanısına karar verilmemelidir (bkz. Bölüm 4.8).
Hipovolemik hastaların tedavisinde, ciddi hemodilusyonla sonuçlanabileceğinden HES solüsyonlarının yüksek dozları kullanılmamalıdır.
Çocuklarda veriler sınırlıdır, bu nedenle HES ürünlerinin bu popülasyonda kullanımı önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.2).
Pruritus, hidroksietil nişastanın özellikle uzatılmış ve yüksek dozda kullanımına bağlı olarak yaygın gözlenen bir komplikasyondur. HES kaynaklı pruritus gecikmiş olarak uygulamadan 1-6 hafta sonra görülebilmektedir, bu etki ciddi ve uzun süreli direnç kazanmış olabilmektedir. Genellikle tedaviye cevap vermez. Ancak, HES 130/0.4’ün düşük moleküler ağırlığı, düşük sübstütisyon derecesi, dokularda az miktarda depolanması ve kısa yarılanma ömrü ile bağlantılı intra-vasküler direnç gözlenmesi sayesinde uygulama sonrası görülen pruritus daha düşük insidansta olabilir.
HES içeren ürünler böbrek bozuklukları veya böbrek replasman tedavisinde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). Böbrek hasarına işaret eden ilk bulgu tespit edildiğinde HES kullanımı sonlandırılmalıdır. HES uygulamasından sonraki 90 gün içerisinde renal replasman tedavisi rapor edilmiştir. Bu nedenle tüm hastaların, en az 90 günlük süreç boyunca renal fonksiyonlarının takibine devam edilmelidir.
Bu tıbbi ürün her 1000 ml’sinde 6,02 g (103 mmoL) sodyum içermektedir. Bu durum kontrollü sodyum diyetinde bulunan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
Anaflaktik reaksiyonlar için bölüm 4.8’e bakınız.
Heparin, antikoagülan NSAİİ ve sodyum valproat ile tedavi gören hastalarda eş zamanlı HES içeren tıbbi ürünlerin kullanımı pıhtılaşma süresini artırabilir.
Mikrobiyal kontaminasyon ve geçimsizlik riskinden dolayı VOLİZOLEN diğer ilaçlarla karıştırılmamalıdır. Herhangi bir ilaç ilavesi belirtilmiş ise o ilaca özgü genel geçimliliğe dikkat edilmesi önemlidir. VOLİZOLEN özellikle fosfat ve karbonat içeren çözeltiler ile karıştırılırsa çökelti oluşabilir.
Sodyum ve potasyum retansiyonu yapan ürünlerle beraber uygulanması sırasında dikkatli olunmalıdır.
Hidroksietil nişasta uygulanması sırasında serum amilaz seviyeleri yükselerek pankreatit tanısının konmasını engelleyebilir (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / doğum kontrolü (kontrasepsiyon)
Yeterli bilgi bulunmamaktadır. VOLİZOLEN’ in çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımı ile ilgili herhangi bir çalışma gerçekleştirilmemiştir.
Gebelik dönemi
VOLİZOLEN’in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin klinik veri bulunmamaktadır.
Spinal anestezi ile sezaryen doğuma giren gebe kadınlarda VOLİZOLEN’in tekli dozunun kullanımı hakkında sınırlı sayıda klinik çalışma verileri mevcuttur. Hasta güvenliği üzerinde VOLİZOLEN’in olumsuz bir etkisinin olduğu belirlenmemiştir; yeni doğan üzerinde de negatif bir etki görülmemiştir (Bkz. bölüm 5.1).
Hayvan üreme toksikolojisi çalışmaları yürütülememiştir ancak hayvanlarda benzer ürünlerin tekrarlayan uygulamalarından sonra vajinal kanama, embriyotoksik ve teratojenik etkiler görülmüştür (bkz. Bölüm 5.3).
VOLİZOLEN gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Hidroksietil nişastanın süte geçip geçmediği bilinmemektedir. Birçok ilaç anne sütüne geçmektedir bu yüzden emziren kişilere VOLİZOLEN uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Hayvanlar üzerinde bu konuyla ilgili yapılmış herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Emzirmeye veya ilaç kullanımına devam edilip edilmeyeceğine annenin VOLİZOLEN tedavisine ihtiyacı ve emzirmenin bebeğe yararı göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.
Üreme yeteneği / Fertilite
Yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Kullanım amacı ve uygulama şekli nedeniyle bu bölüm geçerli değildir.
Advers ilaç reaksiyonlarının sıklık sınıflandırması şu şekildedir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Hemodilüsyon nedeniyle plazma protein konsantrasyonlarında ve hemotokritte azalma
Yaygın: Yüksek dozlarda hidroksietil nişasta pıhtılaşma faktörlerinin dilüsyonuna
neden olur ve bu durum kanın pıhtılaşmasını etkileyebilir. Yüksek dozların uygulanmasından sonra kanama süresi ve aPTT artabilir ve FVIIEvWF kompleks konsantrasyonu azalabilir (bkz. Bölüm 4.4).
Seyrek: Hidroksietil nişastanın uygulanan dozuna bağlı olarak gelişen koagülasyon
bozuklukları.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Anaflaktik reaksiyonlar (Hipersensitivite, influenza benzeri semptomlar,
bradikardi, taşikardi, bronkospazm, non-kardiyak pulmoner ödem). İntolerans reaksiyonu durumunda infüzyon derhal kesilmeli ve gerekirse uygun tedavi uygulanmalıdır.
Hepato-bilier hastalıkları
Bilinmiyor: Hepatik hasar
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Kaşıntı (Genellikle doza bağlıdır ve uzun tedavi süresince görülmektedir.
Tedavinin kesilmesi sonrasında kaşıntı devam edebilir.)
Böbrek ve idrar hastalıkları
Bilinmiyor: Renal hasar
Araştırmalar
Çok yaygın: Semin amilaz seviyelerinde yükselme (Pankreatit ile karışabilir. Yüksek amilaz seviyesi, amilaz ile hidroksietil nişastanın enzim substrat kompleksi oluşumuna neden olur, pankreatit durumu düşünülmemelidir.). Kanama ve pıhtılaşma zamanlarında geçici uzama; plazma proteinlerinin dilüsyonu, hematokritte düşme (yüksek hacimlerde uygulandığında)
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck,gov.tr: e-posta: tufam@titck,gov.tr: tel: O 800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99)
Doz aşımı dolaşım sisteminde aşırı yüke neden olabilir (ör: pulmoner ödem). Bu durumda infüzyon hemen durdurulmalı ve gerekirse hastaya bir diüretik ilaç uygulanmalıdır.