ZAVEDOS 5 mg 1 flakon Klinik Özellikler
Pfizer İlaçları Ltd.Şti.
[ 10 May 2013 ]
Pfizer İlaçları Ltd.Şti.
[ 10 May 2013 ]
Bir antimitotik ve sitotoksik ajan olan idarubisin, çoğunlukla diğer sitotoksik ajanlarla birlikte, kombine kemoterapide kullanılır. İdarubisin, aşağıda belirtilen kanserlerin tedavisinde endikedir:
• Akut miyeloid lösemi-AML (Akut non-lenfositik lösemi-ANLL): Fransız-Amerikan- İngiliz ( FAB) sınıflamasındaki Ml’den M7’ye kadar bütün olgular dahildir.
Erişkinlerde remisyon indüksiyonunda ilk basamak tedavide veya tekrarlanmış veya inatçı olguların remisyon indüksiyonunda endikedir.
Pozoloji
Zavedos tedavisi uygulanırken hastanın hematolojik durumu; diğer sitotoksikler ile birlikte kullanıldığında, bu ilaçların dozları göz önüne alınmalıdır.
Uygulama sıklığı ve süresi:
Akut miyeloid lösemi-AML (Akut non-lenfositik lösemi-ANLL):
AML / ANLL için önerilen doz sitarabin ile kombine olarak 3 gün süre ile günde 12 mg/m2,dir (IV).
AML /ANLL’de tek başına veya kombine olarak kullanıldığında önerilen başka bir doz tablosu ise 5 gün süre ile günde 8 mg/m2,dir (IV).
Akut lenfositik lösemi (ALL)
Erişkinlerde
Tek başına kullanıldığında ALL’de önerilen doz 3 gün süre ile günde 12 mg/m (IV);
İkinci kürün uygulanması, şiddetli mukozit durumunda bu toksisite geçene kadar ertelenmelidir ve % 25 doz azaltılması önerilir.
Uygulama şekli:
Sadece intravenöz kullanım içindir.
Solüsyonu hazırlamak için 5 mg flakonun içeriği 5 mİ enjeksiyonluk suda çözülmelidir. Hazırlanan solüsyon iğnenin damara iyice girdiğinden emin olunduktan sonra serbest akışlı bir intravenöz infüzyon tüpünden 5-10 dakikalık bir sürede verilmelidir. Bu metod, ağır selülit ve nekroza yol açabilecek perivenöz ekstravazasyon veya tromboz riskini minimuma indirir. Aynı venaya tekrarlanan enjeksiyonlar veya ufak damarlara uygulanan enjeksiyonlar venöz skleroza yol açabilir. Doz, genellikle vücut yüzey alanına göre hesaplanır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği: Karaciğer ve/veya böbrek yetmezliği olan hastalarda mevcut verilerin sınırlı olması nedeniyle spesifik doz önerisi yapılamadığından, bilirubin ve/veya kreatinin serum düzeyleri 2.0 mg’dan daha büyük olan hastalarda dozun azaltılması düşünülmelidir (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarulan ve önlemleri).
Pediyatrik popülasyon:
Tek başına kullanıldığında 3 gün süre ile 10 mg/m2,dir (IV).
Geriyatrik popülasyon:
60 yaşın üzerindeki hastalarda indüksiyon tedavisinde konjestif kalp yetermezliği, şiddetli aritmiler, göğüs ağrısı, miyokard enfarktüsü ve sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunda (LVEF) asemptomatik düşüşler genç hastalara kıyasla daha sık görülmüştür (bkz bölüm
• İdarubisine veya ZAVEDOS’un diğer herhangi bir bileşenine, diğer antrasiklinlere veya antrasenedionlara karşı bilinen aşırı duyarlılık
• Ağır karaciğer yetmezliği
• Ağır böbrek yetmezliği
• Tedavi edilmemiş enfeksiyon
• Ağır miyokart yetmezliği
• Son zamanlarda geçirilmiş miyokard enfarktüsü
• Ciddi aritmi
• Süreklilik gösteren miyelosüpresyon
UYARILAR
1. ZAVEDOS serbestçe akan intravenöz infüzyon şeklinde hastaya enjekte edilmelidir. Asla kas içine veya subkütan olarak verilmemelidir. Beyin zarı içine (intratekal) uygulanmaz. Kullanım esnasında ekstravazasyon varsa ağır lokal doku nekrozu oluşabilir.
2. ZAVEDOS diğer antrasiklinler ile birlikte kullanıldığında konjestif kalp yetmezliğine varan miyokardiyal toksisiteye neden olabilir. Kardiyotoksisite önceden antrasiklin kullanmış veya önceden kalp hastalığı olan kişilerde daha yaygındır.
3. Genellikle antilösemik ajanlarda olduğu gibi, ZAVEDOS etkin terapötik dozlarda kullanıldığında ağır miyolosupresyon oluşur.
4. ZAVEDOS lösemi kemoterapisinde deneyimli bir doktor gözetimi altında, ilacın toleransının izlenebileceği, ilacın toksisite riskine karşı hastayı koruyacak ve bu durumun sürekliliğini sağlayabilecek laboratuvarı ve destekleyici olanakları yeterli olan merkezlerde hastaya uygulanmalıdır. Doktor ağır kanama koşullarında ve/veya çok şiddetli enfeksiyon durumunda tam ve hızlı davranma yeteneğine sahip olmalıdır.
ZAVEDOS sitotoksik kemoterapide uzmanlaşmış deneyimli doktorların denetimi altında uygulanmalıdır.
Hastalığın ve/veya tedavisinin ağır komplikasyonlarının (kanama, çok şiddetli enfeksiyon gibi) etkin ve acil tedavisinin gerçekleştirildiğinden emin olunmalıdır.
İdarubisin ile tedaviye başlamadan önce hastaların, önceki sitotoksik tedaviye bağlı akut toksisitelerinin (stomatit, nötropeni, trombositopeni ve yaygın enfeksiyon gibi) ortadan kaldırılması gerekir.
Hematolojik toksisite
İdarubisin kemik iliği aktivitesini güçlü bir biçimde baskılar. Terapötik dozlarda bütün hastalarda, ciddi miyelosüpresyon görülür.
İdarubisinle her bir tedavi siklusu öncesinde ve sırasında detaylı beyaz kan hücre sayımları dahil hematolojik profil değerlendirilmelidir.
Doza bağlı, geri dönüşümü olan lökopeni ve/veya granülositopeni (nötropeni) idarubisinin belirgin olarak hematolojik toksisite belirtisidir ve bu ilacın en yaygın akut doz kısıtlayıcı toksi sitesidir. Lökopeni ve nötropeni genellikle şiddetlidir; trombositopeni ve anemi de görülebilir. Nötrofıl ve trombosit sayıları genellikle ilacın verilmesinden 10 ila 14 gün sonra en düşük düzeylerine ulaşır; ancak üçüncü hafta esnasında normale döner. Ciddi miyelosüpresyon klinik olarak ateş, enfeksiyonlar, sepsis/septisemi, septik şok, kanama, dokuda hipoksi veya ölümle sonuçlanır.
Sekonder Lösemi
İdarubisin dahil antrasiklinlerle tedavi edilen hastalarda, prelösemik faz ile veya olmaksızın sekonder lösemi bildirilmiştir. Bu tür ilaçlar DNA’ya hasar veren antineoplastik ajanlarla kombinasyon olarak verildiğinde, hastalar daha önce sitotoksik ilaçlarla yoğun tedavi edildiğinde veya antrasiklin dozları yükseltildiğinde sekonder lösemi oluşumu daha yaygındır. Bu lösemilerde 1 ila 3 yıllık gecikme periyodu olabilir.
Kardiyak Fonksiyon
Kardiyotoksisite antrasiklin tedavisinin bir riski olup, erken (akut) veya geç (gecikmiş) olaylar olarak belirtilebilir.
Erken (akut) Olaylar: İdarubisinin erken kardiyotoksisitesi, başlıca sinüs taşikardisi ve/veya non-spesifık ST-T dalga değişiklikleri gibi elektrokardiyogram (EKG) anomalileridir. Prematüre ventriküler kontraksiyonlar ve ventriküler taşikardiyi içeren taşiaritmiler, bradikardi, bunun yanında atriyoventriküler ve dal bloğu da rapor edilmiştir. Bu etkiler, sonradan gelişecek olan gecikmiş kardiyotoksisitenin genellikle habercisi değildir, klinik önemi nadirdir ve idarubisin tedavisinin kesilmesi için genellikle bir neden değildir.
Geç (gecikmiş) olaylar: Gecikmiş kardiyotoksisite genellikle tedavinin geç döneminde
veya tedavinin sonlandırılmasından sonra 2 ila 3 ay içinde gelişir. Ancak daha geç olaylar
tedavinin tamamlanmasından sonraki aylarda/yıllarda da rapor edilmiştir. Gecikmiş kardiyomiyopati sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunda (LVEF) azalma ve/veya dispne, pulmoner ödem, ödem, kardiyomegali, hepatomegali, oligüri, asit, plevral efüzyon ve gallop ritmi gibi konjestif kalp yetmezliğinin belirti ve semptomları ile ortaya çıkar. Perikardit/miyokardit gibi subakut etkileri de rapor edilmiştir. Hayatı tehdit eden konjestif kalp yetmezliği antrasikline bağlı kardiyomiyopatinin en ağır şeklidir ve ilacın kümülatif doz kısıtlayıcı toksisitesidir.
ZAVEDOS için kümülatif doz limiti henüz belirlenememişse de, 150-290 mg/m kümülatif intravenöz doz alan hastalann % 5’inde idarubisinle ilişkili kardiyomiyopati bildirilmiştir. ZAVEDOS ile tedaviye başlamadan önce ciddi kardiyak yetmezliğe yakalanma riskini minimize etmek için hastaların kardiyak fonksiyonlan değerlendirilmelidir. Tedavi sırasında LVEF’nin düzenli olarak izlenmesi ve fonksiyon bozukluğuna dair ilk belirtide ZAVEDOS’un hemen kesilmesi riski azaltabilir. Kardiyak fonksiyonun (LVEF değerlendirilmesi) tekrarlayan değerlendirilmesi için uygun kantitatif metod, MUGA taraması veya ekokardiyografıdir (ECHO). Özellikle artmış kardiyotoksisite risk faktörleri olan hastalarda, başlangıçta kardiyak değerlendirme yapılması, EKG ve MUGA taraması ya da ECHO ile önerilir. Özellikle daha yüksek, kümülatif antrasiklin dozlan ile MUGA veya ECHO tekrarlanarak LVEF tayinleri yapılmalıdır. Değerlendirme için kullanılan teknik, takip boyunca tutarlı olmalıdır.
Kardiyak toksisite risk faktörlerine, aktif veya gizli kardiyovasküler hastalık, perikardiyal/mediyastinal bölgeye eşzamanlı uygulanan veya daha önceden uygulanmış radyoterapi, daha önceden diğer antrasiklinlerle veya antrasenedionlarla tedavi ve kardiyak kontraktiliteyi baskılayabilen ilaçlann veya kardiyotoksik ilaçlann (trastuzumab gibi) eşzamanlı kullanımı dahildir. İdarubisini içeren antrasiklinler, hastanın kardiyak fonksiyonları yakından izlenmedikçe diğer kardiyotoksik ajanlar ile birlikte kullanılmamalıdır. Özellikle trastuzumab gibi uzun yarı ömrü olan diğer kardiyotoksik ajanlar ile tedavinin durdurulmasından sonra, antrasiklin kullanan hastalarda kardiyotoksisiste gelişme riski daha yüksektir. Trastuzumabın yaklaşık yarı ömrü 28,5 gündür ve dolaşımda 24 haftaya kadar kalabilir. Bu sebeple, doktorlar mümkün olduğunda trastuzumab kesildikten sonra 24 haftaya kadar antrasiklin temelli tedaviden kaçınmalıdır. Eğer bu zamandan önce antrasiklin kullanıldıysa, kardiyak fonksiyonlann dikkatli takibi önerilmektedir.
Yüksek kümülatif dozları alan ve risk faktörleri olan hastalarda kardiyak fonksiyonlar dikkatle izlenmelidir. Ancak, kardiyak risk faktörleri olsun veya olmasın daha düşük kümülatif dozlarda idarubisinle kardiyotoksisite görülebilir.
Bebeklerde ve çocuklarda antrasikline bağlı kardiyak toksisiteye hassasiyet daha yüksektir ve kardiyak fonksiyonlar uzun süreli olarak değerlendirilmelidir.
İdarubisin ve diğer antrasiklinler veya antrasenedionların toksisitesinin aditif olması muhtemeldir.
Karaciğer ve Böbrek Fonksiyonları
Karaciğer ve/veya böbrek fonksiyon bozukluklan idarubisinin itrahını etkileyebileceğinden, tedaviden önce ve tedavi sırasında karaciğer ve böbrek fonksiyonlan alışılmış klinik laboratuvar testleri ile (serum bilirubin ve serum kreatinin esas alınarak) tayin edilmelidir. Birçok faz III klinik çalışmada biliribun ve/veya kreatinin serum düzeyi % 2 mg’ı aştığında tedavi kontrendike olmuştur. Diğer antrasiklinlerle tedavi sırasında bilirubin düzeyi % 1.2 -
2.0 mg arasında bulunduğunda doz genellikle %50 oranında azaltılır.
Gastrointestinal
). Akut lösemisi olan veya diğer patolojik hikayesi olan veya gastrointestinal komplikasyona neden olabilecek ilaç öyküsü olan, oral idarubisin alan hastalarda, bazen ciddi gastrointestinal yan etkiler (kanama veya perforasyon) gözlemlenmiştir. Kanama ve/veya perforasyon riski taşıyan aktif gastrointestinal hastalığa sahip hastalarda doktorunuz idarubisin kullanımının faydasını riskine karşı dengelemelidir.
Enjeksiyon yerindeki etkiler
Ekstravazasyon
İdarubisinin damar dışına çıkması (ekstravazasyonu) lokal ağrıya, ciddi doku lezyonlarına (vesikasyon, ciddi selülit) ve nekroza yol açabilir.
ZAVEDOS’un intravenöz kullanımı esnasında ekstravazasyon ile ilgili belirtiler ve bulgular görüldüğünde infüzyon kesilmelidir.
Böyle bir durumda başka bir damardan yeni bir uygulamaya başlanmalıdır.
Tümör lizis sendromu
Neoplastik hücrelerin ilaca bağlı hızlı lizisin eşlik ettiği yaygın pürin katabolizmasının neticesi olarak idarubisin hiperürisemiyi indükleyebilir (tümör lizis sendromu). Tedaviye başladıktan sonra kan ürik asid düzeyi, potasyum, kalsiyum fosfat ve kreatinin düzeyi değerlendirilmelidir. Hiperürisemiyi önlemek için hidrasyon, idrar alkalizasyonu ve alopurinol ile profılaksi, tümör lizis sendromunun potansiyel komplikasyonlarını minimize edebilir.
İmmünosüpresan etkiler / enfeksiyonlara duyarlılığın artışı
İdarubisin dahil kemoterapötik ajanlarla bağışıklığı ileri derecede azalan hastalarda canlı veya canlılığı azaltılmış aşıların uygulanması, ciddi veya ölümcül enfeksiyonlarla sonuçlanabilir. ZAVEDOS alan hastalan canlı aşı ile aşılamaktan kaçınılmalıdır. Cansız veya inaktive aşılar uygulanabilir; ancak bu tür aşılara yanıt azalabilir.
Üreme sistemi
ZAVEDOS ile tedavi edilen erkeklere tedavi esnasında kontraseptif tedbirlerin alınması tavsiye edilir. Uygun ve mevcut ise, tedavinin neden olduğu geri dönüşümsüz infertilite
ihtimalinden dolayı sperm dondurulması hakkında tavsiyede bulunulmalıdır.
Diğer
Diğer sitotoksik ajanlarla olduğu gibi, idarubisin kullanımıyla, pulmoner embolizm dahil trombofılebit ve tromboembolik olaylar tesadüfen bildirilmiştir.
Glukoz-galaktoz malabsorbsiyonu, Lapp laktoz yetersizliği ve galaktoz intoleransı gibi nadir kalıtımsal sorunları olan hastalar bu ilacı kullanmamalıdır.
Laboratuvar testleri
İdarubisinin, diğer kardiyoaktif bileşiklerle (örn. Kalsiyum kanal blokörleri) eşzamanlı kullanımı, tedavi boyunca kardiyak fonksiyonun izlenmesini gerektirir.
Eşzamanlı olarak veya ZAVEDOS ile tedaviden 2-3 hafta önce radyoterapi yapıldığında miyelosüpresan etkide artış olabilir.
Alkali solüsyonlar uzun dönemde ilacın degradasyonuna yol açar.
Tortu oluşabileceğinden ZAVEDOS, heparin ile karıştırılmamalıdır.
Başka ilaçlarla karıştırılmaması tavsiye edilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
İlaç etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların tedavi sırasında gebelikten kaçınmaları ve uygun kontraseptif önlemleri almaları tavsiye edilmelidir
Gebelik dönemi
İdarubisinin gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır. Hem in vitro hem de in vivo çalışmalarda idarubisinin embriyotoksik olduğu gösterilmiştir. Ancak, gebe kadınlarda yeterli ve kontrollü çalışma mevcut değildir. ZAVEDOS’un potansiyel faydası, fetüse olan potansiyel zararından fazla olmadıkça gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Böyle hallerde ilacı kullanıp kullanmamak kararını doktor ve hasta birlikte vermelidir. Gebe kadına fetüse yönelik potansiyel risklere ilişkin bilgi verilmesi gereklidir. Tedavinin tamamlanmasından sonra çocuk sahibi olmak isteyen hastalann, uygunsa ve mevcutsa ilk olarak genetik danışmanlık almalan tavsiye edilir.
ZAVEDOS’un insanda teratojenik etkiye yol açıp açmadığı ve fertilite üzerinde olumsuz etkiye sahip olup olmadığı konusunda bilgi yoktur. İkinci trimester sırasında ZAVEDOS’a maternal maruziyet sonrasında bir fetal ölüm bildirilmiştir.
Laktasyon dönemi
Üreme yeteneği/Fertilite
in sıklığı aşağıdaki gibi kategorize edilir:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyon ve enfestasyonlar
Çok yaygın : Enfeksiyonlar Yaygm olmayan: Sepsis, septisemi
(Kistler ve polipler de dahil olmak üzere) iyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar
Yaygm olmayan: Sekonder lösemi (akut miyeloid lösemi ve miyelodisplastik sendrom)
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok yaygın : Anemi, ağır lökopeni ve nötropeni, trombositopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok seyrek : Anafılaksi
Endokrin hastalıkları
Çok yaygın : Anoreksi
Yaygm olmayan: Hiperürisemi
Sinir sistemi hastalıkları
Seyrek : Beyin kanaması
Kardiyak hastalıklar
Yaygm : Bradikardi, sinüs taşikardisi, taşiaritmi, sol ventrikül ejeksiyon
fraksiyonunda asemptomatik azalma, konjestif kalp yetmezliği Yaygm olmayan: EKG anomalileri ( non spesifik ST segment değişiklikleri gibi) miyokardiyal enfarktüs Çok seyrek : Perikardit, miyokardit, atriyoventriküler ve dal blokları
Vasküler hastalıklar
Yaygm : Lokal fılebit, trombofılebit
Yaygm olmayan: Şok
Çok seyrek : Tromboembolizm, yüz kızarması Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın : Bulantı, kusma, mukozit/stomatit, diyare, karın ağrısı veya yanma hissi Yaygm : Gastrointestinal kanama, karın ağrısı
Yaygm olmayan: Özofajit, kolit (ciddi enterokolit/perforasyonlu nötropenik enterokolit dahil)
Çok seyrek : Gastrik erozyonlar veya ülserasyonlar Hepatobiliyer hastalıklar
Yaygm : Bilirubin ve karaciğer enzimlerinde yükselme
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok yaygın : Alopesi
Yaygm : Döküntü, kaşıntı, radyasyona maruz kalan deride hassasiyet
Yaygm olmayan: Deri ve tırnak hiperpigmentasyonu, ürtiker Çok seyrek : Akral eritem
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok yaygın : Uygulamadan sonraki 1-2 gün boyunca idrarda kırmızı renk
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın : Ateş
Yaygm : Kanamalar
Yaygın olmayan: Dehidrasyon Hematopoetik sistem
Genellikle ZAVEDOS kullanımından yaklaşık 10- 14 gün sonra lökosit ve trombosit sayımları en düşük seviyeye ulaşır. Hücre sayımları genellikle üçüncü haftada normal seviyelerine döner. Ağır miyelosüpresyon evresinde enfeksiyondan ve/veya kanamadan dolayı ölümler rapor edilmiştir.
Miyelosüpresyonun klinik sonuçları ölüme neden olabilen ateş, enfeksiyon, sepsis, septik şok, kanamalar ve doku hipoksisidir. Febril nötropeni oluşursa, IV antibiyotik ile tedavi önerilir.
Kardiyotoksisite
Yaşamı tehdit eden konjestif kalp yetmezliği (CHF) antrasiklinle indüklenmiş kardiyomiyopatinin en ağır formudur ve ilacın kümülatif doz kısıtlayıcı toksisitesini oluşturmaktadır (bkz bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Özel popülasyona ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği
Karaciğer ve böbrek fonksiyon testlerinde değişiklikler gözlenmiştir. Bu değişiklikler genellikle geçici niteliktedir ve sepsis durumundaki hastaların hepatotoksik ve nefrotoksik potansiyeli olan antibiyotikler ve antifungal ilaçları almaları halinde görülür. Böbrek fonksiyonlarında şiddetli değişiklikler (WHO evre 4), hastaların en fazla %1’inde görülürken, karaciğer fonksiyonlannda şiddetli değişiklikler (WHO evre 4) hastaların %5’inden daha azında görülmüştür.
Geriyatrik popülasyon
ZAVEDOS’un çok yüksek dozlarının 24 saat içinde akut miyokard toksisitesine ve 1 - 2 hafta içinde ağır miyelosüpresyona yol açması beklenebilir.
ZAVEDOS ile tedavi edilen hastalar muhtemel gastrointestinal kanama ve ciddi mukozal hasar için gözlenmelidir. ZAVEDOS ile doz aşımının şiddetli ve uzun süreli bir miyelosüpresyon ile sonuçlanacağı ve muhtemelen gastrointestinal toksisite şiddetinin artacağı öngörülebilir. Trombosit transfüzyonunu, antibiyotikleri ve mukozitin semptomatik tedavisini de içeren yeterli destekleyici bakım gereklidir.
Antrasiklinlerin aşırı dozda alınmasından sonraki birkaç ay içinde gecikmiş kalp yetmezliği görülmüştür. ZAVEDOS’un çok yüksek dozlarının akut kardiyak toksisiteye neden olabileceği ve bu durumun daha yüksek oranlarda gecikmiş kalp yetersizliği ile ilgili olabileceği öngörülebilir. Akut doz aşımının kardiyak fonksiyonlar üzerine etkisi tam olarak bilinmemektedir, ancak bildirilen iki hastanın birinde şiddetli aritmiler görülmüştür. Diyalize girecek hastalarda ZAVEDOS’un atılımı incelenmemiştir. Vücut kompartmanlarındaki dağılım özellikleri, yaygın damar dışı dağılımı, dokulara bağlanması ve plazmada bağlanmamış fraksiyonlar halinde az bulunabilmesi nedeniyle; ZAVEDOS’un terapötik etkinliği ve toksisitesi geleneksel peritoneal diyaliz veya hemodiyaliz ile değişikliğe uğramayacakmış gibi görünmektedir.
ZAVEDOS’un bilinen bir antidotu yoktur. AML nedeniyle tedavi gören iki fatal doz aşımı vakası bildirilmiştir. Bu olgularda, 3 günün üzerinde 135 mg/m idarubisin ve 3 günün üzerinde 45 mg/m2 idarubisin ile 90 mg/m2 daunorubisin dozları kullanılmıştır.